Yandı перевод на французский
3,384 параллельный перевод
Kız yandığının bile farkında değil.
Elle ne sent pas le feu.
İşte şimdi yandık.
Nous sommes mort.
Seni terk ettiğimde, senin de canının çok yandığının farkındayım.
Je sais que quand je t'ai quitté, je t'ai fait mal aussi.
Çocuklarım öldü, karım yaralandı, evim yandı...
Mes enfants morts, ma femme battue, et ma maison en cendre?
Benim evim dosyalama hatası olmadan yandı.
Ma maison brûlé ce n'était pas une erreur de papier.
Canının yandığını biliyorum. Elbette yanar, ama ileriye bakmalısın.
Je sais que c'est difficile, mais tu passeras à autre chose.
Hay canına yandığımın!
Putain de merde!
Bedeninin yandığını gördüm.
J'ai vu ton corps brûler.
- Bae. Yandın mı?
- bae es tu brulé?
Yandıkları sırada İskenderiye Kütüphanesi'nin rafları arasında kaldığımı görüyordum.
J'ai rêvé que je marchais entre les rayons de la librairie d'Alexandrie, alors qu'ils brûlaient.
- Yandın mı?
- Tu t'es brûlé?
Yandım da ne demek?
Comment ça, tu t'es brûlé?
Hayır, yandığını sanmıyorum Danny.
Je ne crois pas que c'est brûlé, Danny.
Evimdeki ReadyFace konsolu yandı.
J'ai une machine ReadyFace en panne chez moi.
Steve, Danny'nin nerdeyse yüzünün yandığı günün görüntülerini getirebilir misin?
Hey, Steve, tu peux amener la scène où Danny s'est presque brûlé le visage?
Kendi aptal anne felsefem yüzünden yandım.
Touchée par ma propre stupide philosophie
O kadar göz boyası ile ağlamaya başlarsa yandık.
Avec tout cet eyeliner, A dieu ne plaise, elle se met à pleurer.
Bir tane de Leisure Gölü'nde ama o yandı.
Un au lac Leisure, mais il a brûlé.
Yok. Kırmızı ışık yandı resmen.
- Non, feu rouge.
Adamlarımı Yedinci Cehennem'in kapılarına götürdüm. Kardeşlerinin diri diri yandığı yere, ne oldu?
J'ai mené mes hommes aux portes des sept enfers pendant que leurs frères brûlaient vivants, et pour quoi?
Az önce kafamda bir ampul yandı.
J'ai eu une illumination.
Kappa'nın yandığını biliyorsunuz.
Les gars, vous savez que la maison Kappa a brûlé.
Evet, evin yandı.
Ta maison a brûlé.
Babam, annem hakkında konuştuğu zamanlarda onun güzelliğinden ötürü bütün ocakların kendi kendine yandığından bahsederdi.
Dans le temps où papa parlait de maman, il disait qu'elle était tellement jolie qu'elle n'avait même pas à allumer le poêle.
Komşum, Delma Warner sana ben ve kocamın, geceleri onu uyutmadığımız hakkında dert yandığını söyledi.
Ma voisine, Delma Warner, m'a dit qu'elle s'était plainte à toi à propos de mon mari et moi qui la réveillont la nuit.
Canına yandığımın turistleri!
Venez ici touristes!
Jason'un evi yandı mı?
Est-ce que la maison de Jason a pris feu?
- Evimiz yandı kül oldu. - Ne oldu?
- Notre maison a été entièrement brulée.
Eğer kaptırırsan, yandın.
Si tu le fais, tu es mort dans l'eau ici.
Benim galamda da, tüm o haşarı çocuklar başımdan aşağı kan döktüler, ve salonda yangın çıktı, ve tüm okul yandı.
Bon, donc, à mon bal, tous ces jeunes ont versé un seau de sang sur ma tête, et... après le gymnase a pris feu, et l'école entière a brûlé.
Yandık!
! Doux Jésus.
Canın yandı diye böylesin.
Mais c'est parce que tu as été blessé.
Canının yandığını biliyorum, ama benimki de yandı.
Je sais que tu as été blessée, mais moi aussi!
- Canım yandı. - Hadi!
- J'ai été touché.
Bu yüzden kendini kastı ve canı daha çok yandı.
Il s'est tendu et a eu encore plus mal.
Yandık.
Oh, mon dieu.
Üçüncü seçenek : Yandı ama kül olmadı.
{ \ pos ( 192,230 ) } 3e option, elle a brûlé sans laisser de cendres.
- Evet. Acayip canım yandı.
Ca cogne comme un fils de pute.
Yandı de, denizde kaybettik de, sen bilirsin.
Qu'il a brûlé, a été perdu en mer, je ne sais pas.
Atış talimatı yandığını söyleyebilir miyiz?
Sans blague. Peux tu dire "entrainement au tir"?
Tünellerde, Fritz ile savaşmak için göreceğimiz tüm ateş talimi buysa yandık desenize.
C'est pas vraiment des flics si on doit pratiquer, en tirant sur Fritz dans les tunnels.
Işıklar yandığında buralar çok güzel görünüyor, bilirsin...
La rue est si jolie, quand les lumières sont...
Bak, erkekler tarafından benim kadar sık canın yandığında, seni kurtarmaya gelecek olan... beyaz atlı prens masalına inanmaktan vazgeçersin.
Une femme malmenée par les hommes autant que je l'ai été arrête de croire aux contes de fées et au type sur son cheval blanc qui vient la sauver.
- Yandıklarını gördüm.
- Je les ai vu brûler.
Evimiz o yüzden yandı.
C'est ce qui a mis le feu à la maison.
- Canının ne kadar yandığını anlıyorum.
Je comprends que ça puisse être douloureux.
Hay canına yandığım!
Fais chier!
Canım bir kere yandı zaten.
Pas question.
Yeşil yandı! Yeşil!
C'est vert!
Arsa yandı? Günaydın! AUSTIN :
LA MAISON DES KAPPA VANDALISÉE ET RÉDUITE EN CENDRE.
Şimdi yandım ben.
Ce n'est pas comme si je n'avais pas d'autre personnes avec qui traîner. Je suis foutue.