Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ Y ] / Yanış

Yanış перевод на французский

19,600 параллельный перевод
Kızıl Kanlı savaşçının yanışını izleyeceğiz.
Nous allons regarder le guerrier Sang Rouge brûler.
Dünyada kimsenin yaşayamayacağı söylenmişti. Ama yanılıyorlardı. Buraya ayak bastığımızdan beri hayatımız için savaşmadığımız bir dakika yok.
Ils nous ont dit que la Terre était inhabitable, mais ils avaient tort et on s'est battu pour survivre depuis qu'on a atterri.
Ormanda, evimizin yanı başında barış koruma gücüyle?
Dehors dans les bois hors chez nous avec une force de maintien de la paix?
Trikru sınırını geçtiniz. Başkent'imizin yanı başına ordu getirdiniz.
Vous avez franchi la frontière de Trikru, une armée à distance d'attaque de notre capitale bien-aimée.
Bize dünyanın yaşanılmaz bir yer olduğunu söylediler ama yanılıyorlardı. Ve geldiğimizden beri hayatta kalmak için savaşıyoruz.
Ils nous ont dit que la Terre était inhabitable, mais ils avaient tort et on s'est battus pour survivre depuis qu'on a atterri.
Savage hakkında yanılmışız.
Il semble qu'on se soit trompé sur Savage.
Yanımızda çekiniyorsan arkadaşımın dairesi boş duruma göre sizi yakışıklı arkadaşınızla yalnız bırakayım mı?
Si vous n'êtes pas à l'aise avec Kia dans la maison... mon ami a un appart vide... si vous voulez passer du temps avec votre bel ami.
- Aptalı oynarsa ya da yardımcı yanılıyorsa ve aptalsa diğer figüranlara bak. - Tamam.
S'il joue l'innocent ou si l'assistant a tort, enquête sur les autres figurants.
Gizlenecek bir yer ararsan her zaman yanıma sığınabilirsin, bebeğim.
S'il te faut une planque, t'es le bienvenu chez moi, mon chou.
Dışarıda hâlâ insanlar varsa ve insanlıklarını kaybetmemişlerse onları yanımızda götürmeliyiz.
S'il y a des survivants qui sont encore humains, on devrait les recruter.
Yanılmışım.
J'avais tort.
Dünyanın her yanındaki milyarderler sürekli beni devirmeye çalışıyor.
Les milliardaires du monde entier essaient de me couler tous les jours.
Kimse evin yanına izinsiz yaklaşamayacak.
Personne ne peut s'approcher de la maison sans qu'on ne le sache.
Yan, sırtüstü, yüzükoyun?
Sur le côté, le dos, le ventre?
Elimde, dün gece DC'nin dışında olan ve gizli, radyoaktif madde taşıyan. bir kamyonun karıştığı kaza hakkında bilgiler var.
J'ai des informations concernant un accident de camion qui a eu lieu en périphérie de Washington, hier soir, dans lequel on a retrouvé des produits radioactifs.
Adamım, şuradaki güzel beyaz kadın ve yanındaki s * ktiğimin...
Non, mais sans déconner! Une femme aryenne magnifique avec une espèce de... - Roy, laisse tomber.
Arazi oldukça küçük,... ama yanındakini almaya çalışıyoruz.
Le terrain est un peu petit en réalité, mais on aimerait acheter celui d'à côté.
Elimde, dün gece DC'nin dışında olan ve gizli, radyoaktif madde taşıyan. bir kamyonun karıştığı kaza hakkında bilgiler var.
J'ai des informations concernant un accident de camion qui a eu lieu en périphérie de Washington hier soir, dans lequel on a retrouvé des produits radioactifs.
Ama yanılmışım.
J'avais tort.
Sığınağın çağlar boyu var olan Tanrı'dır seni taşıyan Onun yorulmaz kollarıdır...
[Écorchures chaise étage ] [ Ministre] Il est l'amour que Dieu a instillé en nous qui a été notre refuge, qui nous a soutenu pendant des générations.
Bunun yanı sıra Prudentius'un tezhibi Judith'e de öğretmesini arzu ediyorum.
J'aimerais aussi que Prudentius enseigne l'enluminure à Judith.
Ragnar'ın yanında savaşmış olabilecek Athelstan adındaki İngiliz rahipten bahseden var mıydı?
Est-ce que tu as entendu parler d'un moine anglais appelé Athelstan, qui aurait pu se battre avec les troupes de Ragnar?
Kıyıda, altı düz kayığın yanında güneşte yayılmış bir suret vardı.
Sur l'autre rive, une silhouette étendue au soleil, son bateau à fond plat près de lui.
Bence onun hakkında yanıldık.
Je pense qu'on s'est trompés sur elle.
Sen de şuna inan ki bir dakikalığına olsun düşmana teslim olmanın halkımızı güvenceye alacağını düşünsem hemen yaparım ama sadece yanılgı içindeki birisi buna inanır ve yalnızca suçlu birisi bunu deneyip, derdini anlatmaya çalışır.
Et j'espère que tu crois... que si j'ai pensé une seule minute que me tourner vers l'ennemi pourrait garantir la sécurité de ton peuple... Je le ferais... Mais seul un homme trompé pourrait y croire...
Yanılsaydım, A.L.I.E. şu an en sevdiği oyuncağını çalmışım gibi bakmazdı bana.
Si j'avais tort, A.L.I.E ne me chercherait pas comme si j'avais vole son jouet favoris.
Yanılmış.
Il avait tort.
Bu kaşarın yaptığının yanına kâr kalmasına izin mi vereceğiz?
On laisse cette pute s'en sortir?
- Ne sebep olmuş? - Sigara. Yanık kalmış.
- Une idée de l'origine du feu?
Senin yanında yer alarak olduğundan iyi yere taşıyan insanmış ortak.
Ça signifie avoir quelqu'un qui vous rend meilleur que vous ne l'êtes simplement en étant à vos côtés.
Hayır, S.H.I.E.L.D. sadece görevdir, yanındaki kişiyi umursamaz.
Le S.H.I.E.L.D. concerne la mission, pas la personne à côté de toi.
Kahvaltıdan sonra bir tabak yumurtayla yanına gittim biraz isteyip istemediğini sordum.
Je décide alors de lui apporter des oeufs. Je lui demande s'il en veut, il me répond que non.
Charles, yanına ceketinden başka bir şey almadan gecenin bir yarısı çekip gitti.
Charles est parti dans la nuit, avec rien d'autre qu'une veste.
Önemli bölgelerdeki izotopları arttırmanın yanı sıra reaktörleri Albay Shepard'ı aydan getiren fırlatma düzeyinin üzerine çıkardık.
Nous leur avons donné la même puissance que ceux utilisé pour ramener le Colonel Shepard sur la lune.
Meğerse birini hayata döndürmenin yan etkileri varmış.
Apparemment, il y a un inconvénient à être revenue à la vie.
Gözlerinde yanıp tutuşan bu nefreti kazanmak için ne yapmış olabilirim?
Qu'est-ce que j'ai bien pu faire pour mériter cette haine que je vois brûler dans tes yeux.
# Ateş gibi yanıyor # # Arzular tutuşuyor #
"Elle brûle comme un feu de forêt" "Ton coeur s'enflamme"
İki şirket arasında örtüşmeyen çok şey var. Fakat sadece Transia'nın Zirai ilaç üreten bir yan kuruluşu var.
Il y a beaucoup de similarités entre les deux entreprises, mais Transia est la seule à avoir une succursale qui s'essaie à l'agrochimie.
- Şu sarışının yanındaki herif kim? Peter Matthews.
- C'est qui, à côté de la blonde?
Aslında cüzdan, pantolonunun arka cebindeydi. Yan cebindekiyse, kendi kişisel bilgilerinin de olduğu cüzdan.
- Le voleur le tue, prends 2 000 livres, et s'attarde pour un portefeuille.
Bir insan neden uzun süre önce kapanmış bir restoran'ın menüsünü yanında taşır?
Pourquoi un homme garderait-il la carte d'un restaurant fermé?
Belki de yanılmışımdır.
Helléniste, 210.
Ya aile üyelerim yanımdayken yatağa rahat giderim ya da seninle çarpışırım.
- Pourquoi? - Soit je reste au lit, à attendre la postérité, soit je viens m'affronter à toi.
30 yılımı böyle yapıp edip, ettiği yanına kâr kalan şerefsizlerle mücadelede geçirdim. Ama bu sefer değil.
Depuis 30 ans, je vois ce genre de pourriture s'en tirer en souriant.
Bütün gün boyunca endişelendim. Geçen gece, Daisy'nin korktuğu sırada onun yanında olmalıydım.
J'ai dépensé la totalité jour inquiéter, penser que j'aurais dû être ici hier soir quand Daisy a été effrayée.
Koridorlarda yanıma gelip günlerimin sayılı olduğunu fısıldıyorlar.
Des inconnus m'abordent dans les couloirs pour me dire que mes jours sont comptés.
Onlara, buraya gelecek kadar aptal olmadığını söylemiştim ama sanırım yanılmışım.
Je leur ai dit que vous ne seriez pas assez bete pour venir, mais... Je vois que je me suisn trompé.
Yanında gezebilmek için o kadar yakışıklı değilim.
Je ne suis pas assez canon.
Arkadaşın siyahi ve fakir olduğu için yanımdayken balatayı sıyırıyor? - Doğru mu?
Votre amie agit comme une demeurée en me voyant, car elle est noire et pauvre?
"Binaların arasındaki boşluğun üzerine ışık tutayım sen de ışının üstünden yürüyüp, yanıma gelirsin."
"Je vais éclairer le vide entre les deux bâtiments " et tu pourras marcher le long du rayon de lumière. "
Kısacası diğer insanların eşyalarını çalabilen adamları yanımıza almamın bir nedeni var.
De toutes façons, il y a une raison pour laquelle j'ai recruté des individus aptes à s'approprier le bien d'autrui.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]