Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ Y ] / Yaptım bile

Yaptım bile перевод на французский

1,644 параллельный перевод
Yaptım bile.
C'est déjà fait.
- Yaptım bile.
C'est déjà fait.
- Yaptım bile Yogi.
- C'est fait, Yogi.
Onun ödemesini yaptım bile.
Là aussi, je serai payée.
Aklıma gelen her şeyi yaptım bile.
Je crois que j'ai déjà tout essayé.
Yaptım bile.
Je viens de le faire.
- Yaptım bile.
- Je viens de le faire.
Çikolatalı süt, yiyebileceğin kadar kurabiye ve sana birşey söyleyeyim Ben ona taze bir sandviç yaptım bile
Alors, un lait au chocolat, tous les biscuits qu'il voudra, et en plus, je lui ferai même un sandwich moi-même.
- yaptım bile patron.
Ca va être l'enfer ici.
Çünkü adam yürüyemiyordu bile. Tamam mı? Tek başına koştu ama koşmaya devam etti ve bunu 25 mil boyunca kırık bir bilekle yaptı.
Parce que le type, ne peut a peine parcher, vous voyez il est tout seul, mais il continue et il parcourt quarante kilometres avec une cheville cassee.
Ne yaptığımı bile bilmiyordum.
Je ne savais pas ce que je faisais.
Ne yaptığımı bile bilmiyordum.
Je ne sais même plus ce que j'ai fait.
Ona yaptığım şeyden sonra bile, Barb beni terk etmedi.
Même après ce que je lui ai fait, Barb a été là pour moi.
Adli tabip ölüm nedenini atropin zehirlenmesi diye bildirdi ama ben safrada yaptığım araştırmada zehrin güzelavrat otu olduğunu buldum.
Ils ont mis "empoisonnement à l'atropine" mais dans la bile, j'ai trouvé de la belladone.
Yaptım bile.
D'ailleurs c'est déjà fait.
Bunların hepsini doldurman lazım. En can sıkıcı olanları bile sakın atlama. Yaptığın her seferi ve yakalandığın her hastalığı bilmeliyiz.
Remplissez-ça, recto verso On doit tout savoir sur tout.
Ben hayattan payıma düşeni yaşadım yaptıklarımı konuşmaya bile değmez.
Mais j'ai pas mal de choses à me reprocher... et mieux vaut ne pas en parler.
Benim neler yaptığım umurunda bile değil!
Tu te fiches de ce que je fais!
Sen olmadığını biliyordu sen yaptığımız fantezilerin yarısını bile yapamazdın.
Il savait avec qui il était car tu ne ferais jamais tout ce qu'on a fait.
Ne yaptığımı bilsem bile öylesine yapıyorum.
Je... Je ne sais même pas si je sais ce que je fais.
- Gereğinden bile fazla kibarlık yaptım. - Ne yaptım dedin?
J'ai été plus que sympa avec toi.
İsminin dövmesini bile yaptırdım.
Je me suis fait tatouer votre nom.
Sözde dramlarımız yararsız ve yeniden gösterilenler bile yaptığımız yapmacık realitylerden daha çok işe yarıyor.
Nos fictions sont pitoyables, nos rediffusions merdiques font mieux que notre télé-réalité mièvre.
Baal sana işkence yaptığında tekrar tekrar öldürüp dirilttiğinde bile seni yüzüstü bırakmadım.
Pas quand vous étiez torturé par Baal, - tué, ramené à la vie, encore et encore.
Kamp komutanı bile bizim burada ne yaptığımızı bilmiyor.
Même le commandant du camp ignore ce qu'on fait là.
Benim bir yanım, yaptığınız bunca şeyden sonra bile, bir yanım hala size değer veriyor.
Une partie de moi, même après ce que vous avez fait, tient toujours à vous.
Fayed, babamın masum olduğunu biliyorsun. - Bizim yaptıklarımızdan haberi bile yoktu.
Tu sais que mon père est innocent, il ne sait rien de nos activités.
İşin en kötü yanı da, ne yanlış yaptığımı bile bilmiyorum.
Le pire, c'est que je sais même pas ce que je leur ai fait.
Bana ne yaptığını sonra düşünürsün. Bebeğimle benim yanımıza bile yaklaşamayacağın bir yere gideceğim.
Tu crois qu'après tout ça, tu pourras t'approcher de moi ou de mon bébé?
Yaptığımızın etik olduğunu düşünüyorum nede olsa daha 1 gün bile geçmedi.
Je ne pense pas que c'est non éthique de changer d'avis Après un jour, et toi?
Eğer Eddie'nin eve getirdiği kızlarla yaptığım kahvaltılar da olmasa dişi bir varlıkla ilişkim bile olmazdı.
S'il n'y avait pas les gaufres du dimanche matin avec celles qu'Eddie ramène du samedi soir, je n'aurais aucun contact du tout avec les femelles de l'espèce.
Yaptığım tek şey yardım etmek, hatta bazen yardım etmekten bıkıyorum bile.
Je ne fais que ça. Parfois, je suis même fatigué d'aider.
En son ne zaman şaka yaptığımı hatırlamıyorum bile.
Je ne me souviens pas avoir jamais plaisanté.
Burada ne yaptığımı bile bilmiyorum, Jaime.
Je sais pas ce que je fous ici, Jaime.
Bu konuşmayı neden yaptığımı bile bilmiyorum.
J'en ai marre d'avoir sans arrêt la même dispute.
Orada yaptıklarımız ve gördüklerimizden sonra bana bunu teklif ettiğine bile inanamıyorum
Comment peux-tu me demander ça après ce qu'on a vu là-bas, ce qu'on a fait.
"Allah'a şükür karnımız doyuyor" demek isterdim ama dişler bile ayna gibi yaptım.
J'aime pas vraiment me faire tirer dessus, mais, euh... mes frais de dentiste sont remboursés.
Ama yaptıklarımızın mümkün olduğu aklıma bile gelmezdi.
Mais ce qu'on a fait, je n'aurais jamais cru ça possible.
Tüm yaptığım kötü şeyler içinde ilk beşe bile giremez.
De toutes les mauvaises choses que j'ai faites, ça ne fait même pas partie du top 10. Ca, c'est un bon argument.
Aslında, onun yaptıklarını ben yapsaydım, benimle konuşmazdın bile.
Si j'avais fait ce qu'il a fait tu ne m'aurais jamais pardonné.
Taşrada dolanıp, çocukların bile yapabileceği işler yaptım.
J'ai voyagé dans le pays et j'ai eu des enfants.
Bugün ben de hata yaptım ve benim mazeretim bile yok.
J'ai merdé aujourd'hui, et je n'ai même pas d'excuse. Qu'est-ce que tu as fait?
Bir tane yaptırabilirim bile.
Je devrais m'en faire un.
Bak eğer seni rahatlatacaksa, ne yaptığımı hatırlamıyorum bile!
Mais si ça peut t'aider, j'ignore ce que j'ai fait.
Biliyor musun, rüyamda bile göremeyeceğim şeyler yaptım ve bunların beni değiştirebileceğini fark ettim.
J'ai fait des trucs que je n'aurais jamais rêvé faire et j'ai pensé que ça me changerait.
Üç kere yaptık bile, tamam mı?
On l'a fait trois fois.
Ölü taklidi bile yaptım.
J'ai fait la morte, mais ça n'a pas berné votre famille.
Hey, az önce şu tuhaf cerraha karşı operasyonda sayı yaptım ve... siz izlemediniz bile. Kusura bakma, kardeş.
Oh, hey, je viens de resserrer le score en battant ce foutu chirurgien à Dr Maboul et vous ne m'avez même pas regardé.
Ben bile yaptım.
J'en ai fait des efforts!
3 gündür affetmem için başımın etini yedin. Ama Steve'yi 6 ay önce yaptığı şey için affetmeyi düşünmüyorsun bile.
Tu me harcèles pour que je te pardonne en trois jours et tu refuses l'idée de pardonner à Steve une aventure qu'il a eue y a six mois environ.
Aslında sana bağıracağım çünkü yaptığı şeyden sonra buranın bir kilometre bile yakınında olmamalı.
Finalement, je vais te crier après. Vu ce qu'il a fait, il ne devrait pas oser s'approcher d'ici!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]