Yatırım перевод на французский
5,900 параллельный перевод
Yetişkin, başarılı bir bilim insanının renkli iç çamaşırlarıyla uçan adamlarla ilgili resimli kitap satan bir dükkâna yatırım yapmasının parasal ve zihinsel kaynaklarını boşa harcıyabileceğini görüyor musun?
Peux-tu voir en quoi un adulte, un scientifique accompli, qui investit dans un magasin qui vend des livres d'images avec des hommes volant en slip aux couleurs vives, est peut-être un gaspillage de ses ressources financières et intellectuelles?
Onların menfaatlerini ve yatırımını korumalıyım.
Je dois protéger leur intérêt et leur investissement.
Karanlık maddeyi keşfetmek için hükümet gelmiş geçmiş en büyük deneye yatırım yaptı.
Le gouvernement a financé la plus grande expérience pour détecter la matière noire.
Bir haftada yeni bir yatırımcı bulamazsam işimden olacağım kısmı dışında evet.
Exactement, à part la partie où si je ne trouve pas d'investisseur cette semaine, je n'ai plus de travail.
Sıradaki duruşma Sidwell Yatırım grubu ve Sanders Uluslararası.
Cas suivant, Sidwell Investment group contre Sanders International.
Yatırımcılarım şimdiden ürkmeye başladı.
Nos investisseurs sont déjà nerveux.
Böylece yatırım parametreleri sadece bir sektörden % 4'ün üzerinde yatırım yapmalarını engelliyor.
Leurs paramètres d'investissement n'autorise pas qu'il y ait plus de 4 % de leurs parts dans une seule industrie.
Şirket olarak yatırım yapmamızı engelleyen bir şey yok.
Il n y a rien qui nous interdit d'investir en tant que cabinet.
Sidwell Yatırım Grubu'nun kontrol hisselerini almamı istiyorsun.
Tu veux que j'achète les parts majoritaires du Sidwell Investment Group.
- Yatırımımı koruyorum.
Je protège mon investissement.
Teknoloji girişimlerine yatırım yapıyor.
Il y a une femme qui est impliquée d'une façon ou d'une autre.
Bu gruba yatırım yapmak hata mıydı diye düşünmeye başladım.
Et je commence à me demander si fonder ce groupe n'a pas été une erreur.
Bu bir iş ve biz bu işe yatırım yaptık.
C'est un business, et nous avons beaucoup investi dans ce business.
Eminim havalı yatırım şirketinin kliması vardır.
Je parie qu'une grosse société d'investissement a la clim.
Parasını almak için ortaya çıkıp Rich onunla yatırım yaptığını söyleyince de sinirlenmiş olabilir.
Donc, il doit avoir montré qu'il était prêt à récupérer son argent puis s'est énervé quand Rich lui a dit qu'il l'avait investi.
- Bu üniversite... Hepiniz için üniversite yatırım fonları.
C'est... pour l'université... des comptes de placement pour l'université... pour vous tous.
Aptallar için Yatırım Tavsiyeleri " ne mi?
Astuces de traders pour les Nuls?
- Paul aslında Finans Yönetimi ve Yatırım Stratejileri Başkan Yardımcısı.
- Paul est en fait Vice Président de Wealth Management and Investment Strategies.
Belki de geleceğine yatırım yapıyorsundur.
Je pense que... peut-être... ça signifie que tu investis pour ton futur.
Ben büyük bir yatırım şirketinde çalışıyorum.
Je travaille pour une grosse société d'investissement.
Emekliliğim için yatırım yaparım.
Je vais investir dans un plan d'épargne retraite.
Yerinde olsam sonsuza kadar yalnız kalacağım için IRA'e iyi yatırım yapardım. - Ne yaptığını iyi düşün.
Et si j'étais toi, j'investirai dans une bonne épargne pension hé, tu dois penser à ce que tu fais ici
Zamanı ve paranı bir çalışana yatırım yaparsın,
Vous investissez du temps et de l'argent dans un employé,
Gideri arttırıyor ama görünürlüğü azaltıyor. Bu da stajyer başına daha çok yatırımımızın karşılığını alma anlamına geliyor.
Augmenter le rendement, tout en dimunant le risque de se faire prendre cela signifie retour sur investissement c'est même plus flagrant si ça se passe en interne.
Kocam, yatırım fonundan zimmetine para geçirdi.
Mon mari a détourné des millions de son fonds de couverture.
Yatırıma ihtiyacın var mı?
Et vous n'auriez pas besoin de plus d'investisseurs pour ça?
Akıllı yatırım.
Bon investissement.
Yatırımı güvenceye almak diyelim.
Appelons-ça sécuriser un investissement.
Paranı değerli bir yatırım fonuna koyarsın ve bir daha dokunmazsın.
Quand tu places ton fric dans des fonds d'investissement, faut plus y toucher.
Berbat. Birkaç kötü yatırım batmanın eşiğine getirmiş.
Plusieurs mauvais investissements l'ont laissé au bord de la faillite.
Ben de bu takıma yıllardır yatırım yaptım.
Je me suis investi dans cette équipe depuis des années. Je vois son potentiel.
Bu, o kömür madenine yatırım yapmanız için bir fırsat.
C'est votre opportunité d'investir dans une mine de charbon.
Yani geçen hafta bana kulüp için yatırımcı buldum dediğinde yalan mı söylüyordun?
Et la semaine dernière, quand tu m'as dit que tu avais des investisseurs pour la boîte, c'était un mensonge?
Bir dizi çok kötü yatırım yaptık.
On a fait de mauvais investissements.
Bana söylemek düşmez ama, Hiç su ve yiyecek işine yatırım Yapmayı düşündünmü?
Ce n'est pas à moi de le dire, mais avez-vous déjà pensé à investir dans de l'eau courante et de la nourriture?
Yatırımlarımızı üç katına çıkarıyorum..
J'ai triplé notre investissement.
Bir yatırım şirketi için koşturdu sonra dolandırıcılıktan, S.P.K. soruşturma başlattı.
Il dirigeait une société d'investissement. mais il faisait l'objet d'une enquête par le S.E.C. pour fraude.
Ama, anlayamadığım konu, neden sadece bir yatırıma dikkat çekildiği.
Ce que je ne comprend pas, c'est pourquoi un seul de mes associés a pensé m'en informer.
Hemen bir yatırımcı tanıtım gösterisi hazırlamalıyız.
On va vite le présenter aux investisseurs.
Yarınki yatırımcı tanıtım gösterisi için koreografimiz ve ateş tekniklerimiz senin için hazır olacak.
Les investisseurs auront une chorégraphie et des feux d'artifice.
Lanet olsun Todd. Yatırımcı gösterisi yarım saat sonra.
La présentation est dans une demi-heure.
Bahçecilik, yatırım stratejisi, ahşap işçiliği.
Jardinage, stratégies d'investissement, travail du bois.
Yani, dijital casusluk teknolojilerine bir sürü yatırım yapmışlar.
Ils ont investi dans des technologies d'espionnage digitales.
Hesabına para yatırırım ama arabayı onlar seçsinler.
Tu es maternelle, trois fois. ( grognements )
Cambulac'da pusuya yatıp, senin gibi saldırı yapacak mı?
Attend-elle à Cambulac pour agir comme toi?
Ben internet sektörüne sermaye sağlayan bir yatırımcıyım.
Lieutenant, le capitaine va à la morgue et aimerait que vous l'accompagniez.
Seni o masaya yatırırlarsa umarım benim yüzümden olmuştur.
Si vous vous retrouvez sur cette table, j'espère être celle qui vous y aura mis.
Ama size yatırım yaptım ve bundan ödün vermek istemem.
Mais je me suis investi sur vous, et je ne veux pas que ce soit compromis.
Yeter. Son birkaç yıldır kazandığım her kronu ipoteğe yatırdım. Lien çiftliğinin borcu yok.
Parce que j'ai placé chaque centime de mon salaire sur un compte pour que la famille Lien vive sans dette.
Kesinlikle potansiyeli var. Nasıl yani? Yatırım gibi mi?
Jane, je m'en occupe, d'accord?
Ben paramı sana yatırıyorum kızım.
J'ai parié sur toi.