Yaşıyorsun перевод на французский
5,161 параллельный перевод
- Tanrım, yaşıyorsun!
- Mon Dieu, Tu es vivante!
Tanrıya şükürler olsun. Yaşıyorsun.
Dieu merci, vous êtes vivant.
Nasıl bir Amerika'da yaşıyorsun bilmiyorum.
On ne vit pas dans les mêmes États-Unis.
Nerede yaşıyorsun?
Où habitez-vous?
Sadece sen mi yaşıyorsun?
Seule?
- Burada mı yaşıyorsun?
- Tu vis ici?
Sen yaşıyorsun.
Tu es en vie.
Bununla nasıl yaşıyorsun?
Comment tu fais, alors?
- Nerede yaşıyorsun?
Tu habites où?
Şiddetli bir psikolojik travma yaşıyorsun, seni güvenli bir yere götürmemiz gerek.
Vous venez de subir des crises psychotiques sévères, on doit vous emmener dans un endroit plus sûr
Sen yaşıyorsun işte.
Tu viens de le faire
Yemin ederim bir hayal dünyasında yaşıyorsun.
Tu vis vraiment dans un monde imaginaire.
- Burada mı yaşıyorsun?
- Vous vivez ici?
Buralarda mı yaşıyorsun?
Vous habitez dans les parages?
Sen burada mı yaşıyorsun?
D'où tu sors?
- Sen anlamazsın, hep yalnız yaşıyorsun.
Vous ne pouvez comprendre, comme vous vivez toujours seul.
Bugünlerde nerede yaşıyorsun?
Où habitez-vous maintenant?
Gelecek. Bu aralar nerede yaşıyorsun?
Où vivez-vous ces jours-ci?
Sadece bir düşüş yaşıyorsun.
Tu es dans une mauvaise passe.
Eğer bununla sorunun varsa, yanlış yaşıyorsun demektir.
Si tu as un problème avec ça, c'est que t'es dans le faux.
- Buralarda mı yaşıyorsun?
- Vous êtes du coin?
Buralarda mı yaşıyorsun?
Vous vivez dans le coin?
Kadın bolluğu içinde mi yaşıyorsun? Hayır.
- Vous êtes un homme couvert de femmes?
Bu odada yaşıyorsun değil mi?
Tu vis dans cette pièce, n'est-ce pas?
Hayali, sihirli bir kurgu dünyasında yaşıyorsun.
Tu vis dans un monde de magie et de fantaisie.
- Orada mı yaşıyorsun?
- C'est là que tu vis?
- Annenle yaşıyorsun.
- Tu vis avec ta mère.
- Bu şeyde mi yaşıyorsun?
Vous vivez là-dessus?
- Niye yaşıyorsun ki sen?
C'est quoi ton but?
Şu halinle nasıl yaşıyorsun sen?
Comment tu le vis?
- Yalnız mı yaşıyorsun?
- Vous vivez seul?
"Ama genellikle nerede yaşıyorsun?"
- Quelquefois j'y retourne. " Mais où vis-tu principalement maintenant?
Neden hâlâ annenle yaşıyorsun şimdi anlaşıldı.
Okay, maintenant on sait pourquoi tu vis toujours avec ta mère.
Kaygan bir zeminde yaşıyorsun, evlat. Ve bir sebepten ötürü üstünde dans etmeyi bırakamıyor gibi duruyorsun.
Tu vis dangereusement, petite, et tu ne peux pas t'empêcher d'empirer ta situation, on dirait.
Sen nerede yaşıyorsun?
Tu habites où?
- Kokain kafası mı yaşıyorsun?
- Waouh, tu as pris de la coke?
Çünkü şu an bu deneyimi yaşıyorsun. Bu görüşmeden...
Parce que c'est celle que vous vivez à cet instant même.
- Atika, bizim dünyamızda yaşıyorsun!
Vous vivez dans notre monde!
New York'ta yaşıyorsun şu an, değil mi?
Tu vis à New York.
Sen nasıl hala yaşıyorsun da benim bebeğim ölüyor?
Pourquoi es-tu encore en vie alors que mon bébé est mort?
Güç sarhoşluğu yaşıyorsun.
Tu es devenu ivre de pouvoir.
En azından yaşıyorsun.
Au moins, tu es vivant.
- Debbie... Araba kullanmak zorundasın. Banliyöde yaşıyorsun.
- Toi, Debbie, tu vis en banlieue, tu dois conduire, t'as pas le choix.
- O köyde ne kadardır yaşıyorsun?
Depuis combien de temps viviez-vous dans ce village?
7 harf. Yüce İsa. Kaç yaşında sanıyorsun beni be?
Tu penses que j'ai quel âge bordel?
- Buralarda mı yaşıyorsun?
Vous vivez près d'ici? Non, monsieur.
Bir kez yaşıyorsun.
On ne vit qu'une fois.
Şey, hala 20 yaşında aradığın tipte adamları arıyorsun.
Juste que tu recherche toujours le même genre de mec que tu recherchais quand tu avais 20 ans.
Dur bakalım, sen kaç yaşında olduğumu sanıyorsun?
Attendez, quel âge pensez-vous que j'ai?
O zaman neden emeklilik yaşını yükseltmeye çalışıyorsun?
Alors pourquoi repousser l'âge de la retraite?
Springfield'da mı yaşıyorsun?
Vous vivez à Springfield?