Yemegini перевод на французский
4,137 параллельный перевод
Banyodaki ögle yemegini?
Déjeuner dans la salle de bain?
Aksam yemegini erken yiyebiliriz...
Tu pourrais venir pour un dîner...
Öğle yemeğini atlamış olabilirim...
J'ai peut-être sauté le déjeuner...
ve akşam yemeğini.
et le dîner.
Sen yemeğini yedirir, altını değiştirirsin. Ben de senin özel eşyalarını yutmasını engellerim.
Tu t'occuperas des couches et je l'empêcherai d'avaler tes affaires.
Tucker, iki saniye içinde eve gelmezsen, yemin ederim... Bütün yemeğini yerim.
Tucker, je jure que si tu n'es pas à la maison dans 2 secondes... je vais manger toute ta nourriture.
Yemeğini yediğine inanamıyorum.
( Rire ) Je peux pas croire que tu manges.
Günde 8 saat uyuyacaksın. Yemeğini düzenli yiyeceksin.
Tu dois dormir 8 h, manger correctement et prendre tes cachets.
Hadi, ye yemeğini.
Maintenant, mange.
Yemeğini yediği gibi uyudu.
Il s'est endormi juste après avoir mangé.
Arkadaşlarımla geldiğim yardımcı olacak akşam yemeğini hatırlıyor musun? Sorunlarımızı çözmeyi deneyecektik hani?
Vous vous souvenez de ce diner de charité que moi et mes amis avions organisé, et bien, on a essayé de résoudre certains de nos problèmes.
Akşam yemeğini saat yediden sekize alabilir miyiz?
Thane est coupable.
Seninle konuşamam. Muhtemelen akşam yemeğini iptal etmeliyiz, çünkü çok uygunsuz kaçar.
Et nous devrons probablement annuler le dîner parce que ce sera bizarre.
Yemeğini seç.
Choisis ton repas.
Ama öğle yemeğini hazırladım bile.
Mais j'ai déjà préparé ton repas
Sadece, bu akşam yemeğini hızlıca atlatmam gerek.
Non. Je vais expédier ce diner aussi rapidement que possible.
4 yemeğini iptal et.
Déplace le repas de 16h.
Beni anlamadığını bildiğim halde, sırf ellerindeki acıyı unutup başka şeyler düşünebilsin diye iş yerinde berbat şakalar yapan ve herkesin yemeğini yiyen adamdan bahsettim.
Même si je savais qu'elle ne pouvait pas me comprendre, J'ai... j'ai juste commencé à lui parler de ce gars au boulot qui raconte des blagues terribles et qui mange la nourriture du frigo, celle de tout le monde, et de tout ce qui me venait à l'esprit
Gel de yemeğini al.
Viens prendre ton déjeuner.
Yemeğini beğendin mi, George?
Comment est ton déjeuner, George?
Bırakın da çocuk yemeğini yesin.
Laisse manger l'enfant. Mince.
Sinead Moone'nun öğle yemeğini vermeye geldim.
- J'ai le déjeûner pour Sinead Moone.
Akşam yemeğini toptan kaçıracağız.
On va définitivement rater le diner.
Şef ile özel bir anlaşmaları varmış. Gary Norris'in yemeğini hazırlarken asla fıstık yağı kullanmaması gerektiğini biliyormuş.
Il a un arrangement spécial avec le chef, qui savait qu'il ne fallait jamais mettre une goutte d'huile d'arachide quand il préparait le repas de Gary Norris.
Öğle yemeğini unutma!
Oublie pas ton repas!
- Öğle yemeğini iyi yedim, teşekkürler.
- J'ai bien mangé mais merci.
Bak bana bir iyilik yap. Bir dahaki sefere aperatifleri atla. Direkt başlangıç yemeğini iste.
Ecoute, fais moi une faveur la prochaine fois, oublie les apéritifs, va directement à l'entrée.
Yemeğini yediğini söyledi.
Il a dit qu'il avait déjà mangé.
Bir dinle onu, hiçbir şeyi kabul etme yemeğini ye, sonra da eve gel.
Écoute-le, ne soit d'accord avec rien. Mange et rentre.
Akşam yemeğini ben öderim.
Je t'invite à diner.
Yemeğini hazırladım.
Oui, j'ai ton déjeuner.
Neden öğlen yemeğini ikiniz birlikte yemiyorsunuz?
C'est une idée dingue mais pourquoi vous n'iriez pas déjeuner ensemble?
Akşam yemeğini sabah konuşuruz.
Nous parlerons du dîner demain matin hmm
Aslında ailem erken yer akşam yemeğini. İkinci yemeğime gelebilirim.
En fait, ma famille mange très tôt, donc je pourrais probablement participer aux 2 dîners.
Bunu söyleyeceğime inanmıyorum ama mutfağın yemeğini özledim doğrusu.
Je ne peux pas le croire, mais la bouffe de la cuisine me manque.
Sabah çıkarken öğle yemeğini almayı unutmuşsun.
Tu as oublié ton déjeuner quand tu es parti travailler ce matin.
Unutmayın- - çift vardiya çalışıyorum, yani akşam yemeğini kendiniz halledeceksiniz.
N'oublie pas... je fais deux travail, donc tu devras t'occuper de ton dinner.
Akşam yemeğini yedikten sonra Bayan Bates'in evine gittiğinizi söylediniz. ... o da kendininkini pişiriyormuş.
Vous avez dit que vous êtes allée chez Mrs Bates après avoir pris votre repas et qu'elle allait préparer le sien.
10 dakika içinde akşam yemeğini duyuracağım.
J'annoncerai le dîner dans dix minutes.
Öğle yemeğini kasabada yiyeceğini söyledi.
Il m'a dit qu'il déjeunerait au Grantham Arms.
Hizmetkârların yemeğini hazırlarım, Ivy ve Daisy de servis eder.
Je ferai le dîner des domestiques et Ivy et Daisy peuvent le servir.
Baban akşam yemeğini hep birlikte yemek istiyor.
Ton père a demandé à ce que nous prenions notre dîner ensemble à un moment donné.
Andrew, öğle yemeğini, biraz su ve 18 kilo asfaltı kap gel.
Andrew, prends à manger, de l'eau et 20 kg de goudron. - On fait quoi, patron?
58 yıldır aynı öğle yemeğini yiyorum.
Je mange la même chose depuis 58 ans.
Yemeğini kendisi yiyemez.
Il ne peut pas manger tout seul.
"Etiyopya yemeğini paylaşmam" der gibisin.
C'est du chinois. C'est comme dire, "je ne partage pas Ethiopien."
- Akşam yemeğini hazırlayabilirim.
Je peux te faire à manger pour une fois.
Hint yemeğini seçmeme izin verdiğin için asıl sen sağ ol.
Merci de m'avoir laissée choisir de manger Indien.
Bu tabağı kafana fırlatmadan önce en güzel yemeğini önüme koysan iyi edersin.
Tu ferais mieux de mettre cette nourriture en face de moi avant que cette assiette se transforme en Frisbee sur ta tête.
Baştan yemeğini sonra seni yiyecek.
Il mange son assiette, puis la tienne.
Sanırım akşam yemeğini düşünmek için çok da erken sayılmaz.
Je pense qu'il n'est pas trop tôt pour dîner.