Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ Y ] / Ymış

Ymış перевод на французский

13,420 параллельный перевод
Bak bu tatlıymış!
Oh, il est mignon!
Hem hayvanlı hem de üstsüzse hayatınız buna bağlıymış gibi abanın.
Animal et torse nu, cul sec, comme si c'était votre job.
Haklıymışız.
Nous avions raison.
Kadın saplantılıymış, bir deliden daha deliymiş.
Cette femme était une harceleuse obsessionnelle, totalement folle.
Görünüşe göre Regina'nın gerçek anlamda en büyük vuruşu W.A'ymış.
Apparemment Regina a pris la chanson de N.W.A à la lettre.
Umurumda mıymış bir bak.
Voir si ça me fait quelque chose.
Kemer takılıymış, hava yastığı patlamış, yüzde yaralanmalar var.
Ceinturée, airbags déployés, provoquant des blessures au visage.
2005'de ikisi on iki kişiyle beraber RICO davası sanığıymış.
Lui et M. Waincroft ont été impliqués avec 12 autres personnes dans une affaire de racket en 2005.
Bizimkiler haklıymış.
Les gars avaient raison.
O sitelerde sıklıkla ilgilendiğini sandığın kişi gerçek insan gibi davranan bilgisayar programıymış.
J'ai entendu dire que sur certains sites, quand tu crois parler avec quelqu'un, c'est souvent un programme informatique qui se fait passer pour une vraie personne.
Haklıymış.
Il a raison.
Sanırım, Roger Levkin, ama o da Kate'in arkadaşının kocasıymış.
Je dirais Roger Levkin, mais Kate est amie avec sa femme.
Ona çok kızmıştım ama haklıymış.
J'étais tellement énervée contre elle, mais elle avait raison.
Suçlu nakil uçağıymış.
Cet avion transportait un prisonnier.
Happy haklıymış... burası iğrenç kokuyor.
Happy avait raison- - ça empeste ici.
Çocukları tatlıymış, tamam mı?
Je trouve que ses enfants sont mignons, OK?
Mormon draması diye bir şey var mıymış cidden?
Comme un drame Mormon?
Güzel şarkıymış.
Oh, j'aime cette chanson.
Anlaşılan filmlerde öyle bir özet sahnesi göstermelerinin sebebi hacklemenin sıkıcı olmasıymış.
La raison pour laquelle les films montrent juste un montage, ils le font de cette façon parce que le piratage est ennuyeux.
Ravi, bu adamın yaptığı en iyi şey soyguncuları tayt giymiş bir yetişkin olarak şaşırtmasıymış.
Ravi, le plus ce type jamais fait a été momentanément distraire des criminels, qui ont été choqués de voir un homme adulte en collants.
Yardakçıymış, silahmış hiçbir şey bilmiyorum.
Je ne sais rien à ce sujet "serviteurs" ou des pistolets.
Amma da geniş çaplıymış.
C'est grand.
Alice Harikalar Diyarında temalıymış.
C'est sur le thème d'Alice aux pays des merveilles!
Bu şey alacaklıymış gibi mesanemi tekmeliyor.
Ce truc tape dans ma vessie comme si elle lui devait de l'argent.
Arabadaki bardak tutucuda bozuk var mıymış bir bakayım.
Je pourrais aller voir dans la voiture et voir si il y a de la monnaie dans le vide poche.
Karavan, Denver'da bir araç kiralama şirketine kayıtlıymış.
La caravane est une location située à Denver.
Hepsi aynı ekibin adamıymış.
Ils faisaient partie de la même bande.
Her yerinde parmak izinin olduğu bir not sarılıymış.
Il y avait une note avec tes empreintes partout dessus.
Daha bitmedi. Önceki sahibi hacizliyken ekonomi profesörümüz rekor sürede işleri tersine çeviren bir iş dehasıymış.
Et obtenir ça - - notre ancien propriétaire a été saisi, de sorte que notre professeur d'économie a dû être un enfer pour un génie des affaires pour tourner autour de cet endroit en un temps record.
Thomas'ın ortağıymış.
Apparemment lui et Thomas étaient partenaires,
9 mm'lik Beretta mermisi. Tabanca, Queen'deki Honolulu Ateşli Silahlar Atış Alanı'na kayıtlıymış.
J'ai un éclat d'un Beretta 9mm enregistré aux armes à feu de Range sur Queen de Honolulu.
Televizyon izlemesine sınırlama getirilmesini ve dengeli, besleyici bir diyet uygulaması gerektiğini. söylerken çok haklıymışsın.
Et vous aviez raison pour limiter le temps télé et de s'assurer qu'il ai des repas équilibrés et nutritifs.
Pekâlâ, ne vakasıymış?
Quel incident?
Yaptığım araştırmaya göre çağın en iyi oyunlarından birisi Satürn'ün Kılıçları'ymış.
D'après mes recherches, Swords of Saturn était l'un des meilleurs jeux de son époque.
Yazana göre ilk kesik 3,5 cm derinlikte olmalıymış.
Ça dit que l'incision doit faire 5 cm, 5 millimètre de profondeur.
Başından beri Michael haklıymış.
Michael avait raison tout ce temps.
KURALLARI ÇİĞNE Tam o anda, alınyazısıymış gibi kalenin kapısı açıldı ve Amelia onu gördü.
Et à ce moment, bien que scripté, la porte du château s'ouvrit et Amelia l'a vu.
Aramaların anca üçüncü gününde anahtarı bulansa Manitowoc İlçe Şerif Departmanıymış.
C'est eux qui ont trouvé la clé le troisième jour, c'était le bureau du shérif du comté de Manitowoc.
Meğer kendisi Teresa Halbach'in uzaktan akrabasıymış.
L'AVOCAT DE DASSEY SE RETIRE C'est un parent éloigné de Teresa Halbach.
İkimizin de en sevdiği hayvan aynıymış, onu öğrendim.
Bon, je sais que son animal préféré est le même que le mien.
Dedi ki, " Hatalıymışım.
" J'avais tort.
- Çok havalıymış lan.
C'est trop cool, putain.
- Lan havalıymış çok.
Putain cool trop c'est.
Sanki hayatı buna bağlıymış gibi kabul edip tüm parasını buraya döktü.
Il y a mis tout son fric. A croire que sa vie en dépendait.
Aşk hakkında konuşan tüm insanlar gökyüzünden bir yıldırım çarpmasıymış gibi anlatıyor.
Tous ces gens qui parlent de l'amour comme si c'était un éclair, venu du ciel.
Bir keresinde bana hayatın buna bağlıymış gibi dövüş çünkü bir gün öyle olabilir demiştin.
Je devais me battre comme si ma vie en dépendait, car ce jour viendrait.
Tamam, çöp arabasıymış.
Okay, c'est les poubelles.
Kesinlikle daha çok vücut çalışmalıymışım.
Oh, j'aurais dû définitivement en faire.
Lion çok yakışıklıymış. Ayrıca uyumlu gibiyiz sanki.
Lion est très beau et on a l'air assortis.
Wade Wilson hıyarıymış.
L'enfoiré de Wade Wilson.
Carlos Rena şeker hastasıymış.
Carlos Rena est un diabétique.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]