Zarif перевод на французский
1,704 параллельный перевод
Zarif, gösterişli değil.
Elle était petite, pas voyante.
Zarif, kültürlü, ışık saçan.
Élégance, éducation, éclat.
Zarif bir doğu centilmeni olmuşsun.
Tu es devenu un gentleman élégant de la côte est.
Zarif çift gerdekte...
Le joli couple au soir de leurs noces...
Mucizevi bir şekilde neşeli melodilerine devam etmekte olan şöminenin üstündeki, zarif saatin de, Hanımın sandığının aksine, İsviçre malı olmadığı, aslında yörede yapılmış, değersiz bir kopya olduğu ortaya çıkmıştı.
Car l'élégante pendule, miraculeusement intacte sur la cheminée, n'avait rien de suisse comme le prétendait Mam, mais n'était qu'une imitation locale sans aucune valeur.
Havana'nın en zarif çifti için kadeh kaldırıyorum.
Un toast au couple le plus élégant de La Havane. Joyeux anniversaire!
"... zarif bir hareketle Baer'in soluna kaydı. Jimmy'den bir yumruk daha. "
Jimmy évite le coup de poing de contrepartie et donne un direct.
Parlak Güney Güneşi Kraliçe Zarif Susan.
Au radieux soleil méridional, la reine Susan, la Douce.
Zarif ve kaliteli ve seksi ve hayat dolu.
Élégante, chic, sexy.
Tek elli ters atış çok zarif bir vuruş tarzıdır.
Très élégant, le revers à une main.
Zarif.
Elégant.
Zarif bir çıkış.
Quelle sortie!
"Zarif bir ölüm, sanatın en yüksek mertebesidir."
"Un suicide élégant est l'ultime œuvre d'art."
Güzel, zarif, bir balon gibi çılgın.
Belle, pleine d'esprit, complètement dingue!
Gerektiğinde çok zarif olabilirim.
Je sais être gracieux quand il le faut.
Bence gerçekten klas ve zarif biri olabilirsin.
Je vous crois vraiment capable d'acquérir classe et style.
- Zarif Pati'de çalisiyorsunuz. - Hayir.
Vous êtes du salon de toilettage?
Alo, haziran ayında güneşli bir salı öğleden sonrasında ünlü tiyatro direktörü Roger DeBris'in Kuzey Doğu Yakası'ndaki zarif evinin oturma odasını aradınız.
en son élégant hôtel particulier par un mardi après-midi ensoleillé de juin. Qui dois-je annoncer?
Hayatımda bir kez olsun güçlü, zarif ve güzel hissetmenin?
A ce que je me sente forte et gracieuse et magnifique, une fois dans mon existence?
Tiffany yarışmanın en zarif ve artistik patencisi bugün gerçekten iyi iş çıkarıyor.
Tiffany est probablement celle qui a le plus de grâce et de sens artistique, et elle semble en grande forme aujourd'hui.
- Ve şimdi ona bak. Ne kadar zarif.
Et regarde-la maintenant.
Köprüde gördüğüm o zarif kadınlardan biri olmam ipek kimono içinde Başkan ile birlikte yürümem için bana bir şans veriyordu.
Mameha se présentait et m'offrait la chance de devenir l'une de ces élégantes femmes que j'avais vues sur le pont flottant dans un kimono de soie, avec le Président à mes côtés.
Baron, Nobu-san sevgili Hatsumomo'muz ve onun o zarif General'i.
Le Baron, Nobu-san, notre chère Hatsumomo et son sémillant Général.
Adının baş harfleri. Ne kadar da zarif.
Ses initiales, quelle élégance.
Parkta gezmek için bile olsa, zarif olursun.
Même pour se balader dans le parc.
Oldukça basit ve zarif bu dört kiloluk dövülmüş çelik ve kontrplak alaşımıdır.
C'est un élégant amalgame de 4,5 kg d'acier forgé et de bois.
- Harika. Çok zarif.
- Merveilleux.
Ve asker botları zarif ayaklarımızı gizleyebilir
Les godillots, nos pieds adorables
Zarif bayanlar genellikle bu şekilde davranırlar.
Monsieur! ... inassouvi, par souci d'élégance. Monsieur.
Yaptıkları genelde zarif bir gösteridir.
Leurs déplacements ressemblent, généralement, à un gracieux défilé...
Oldukça güzel ve zarif.
Plutôt jolie et élégante.
Kim ki Kral gibi kasıla kasıla yürür, sonra zarif bir şekilde çıkıp gider!
Royal est celui qui se pavane l'air important puis soigne sa sortie avec style!
Bu, Amsterdam'da yaptığınız kütüphaneden bile daha zarif.
C'est encore plus beau que votre bibliothèque à Amsterdam.
Güzel, zarif bir kadın.
Elle est belle, élégante. C'est absurde.
" Peki ya annem? Zarif bir kadındır.
elle a la classe, elle le mérite. "
Tabi ki, Oscar'ı zarif bir yere götüremem.
Evidemment, je ne peux pas emmener Oscar dans un endroit classe.
Şu anki çörek yeme şampiyonu ve yeme işinin en zarif ismi, Patty Cake Newton.
Championne actuelle du cake, et mangeuse la plus élégante du sport, Patty Cake Newton!
Gilatoksin zarif ve dengelidir.
La gilatoxine est subtile et discrète.
Çok zarif.
Exquis.
- Dul ama zarif biri..
- Elle est divorcée mais très mince.
Çok saygılı ve zarif yarıştınız.
Tu as joué avec tant de dignité et de grâce.
Erotomanikler duygusal yakınlığın... zarif bir biçimde kendilerine aktarıldığına inanırlar. Hareketlerle, mimiklerle...
les Erotomaniaques croient que l'objet de leur attention envoi de subtils messages d'amour au travers de leurs apparences, leurs gestes... leurs regards.
Çok güzel, zarif bir hanımefendi.
Une dame distinguée et très belle.
Bree çok güzel ve zarif, ama çok zeki değil.
Bree est très belle et très distinguée. Mais elle n'est pas très intuitive.
- Zarif miyim?
- Élégant?
Zarif bir blok.
Quartier chic.
Kulakları ne kadar küçük ve zarif!
Il de délicates petites oreilles.
Bir geyşanın zarif kıyafetlere ihtiyacı vardır.
La geisha a besoin d'une garde-robe élégante,
Şehir güzel ve zarif olduğundan ve iş yapmak için çok iyi bir yer olduğundan buna yardımcı olacaksın, değil mi?
C'est un bon endroit pour faire des affaires et vous allez en bénéficier.
Zarif duruyorum.
J'ai l'air élégante.
Gerçekten o kadar zarif mi?
Elle était élégante?