Ziad перевод на французский
37 параллельный перевод
Ziad.
Ziad.
Ziad!
Ziad!
- Merhaba. Ziyad Davut'un avukatlık bürosunun yerini tarif edebilir misiniz?
Le cabinet de Ziad Daoud?
Avukat Ziyad Davut.
- Maître Ziad Daoud.
Selam Ziyad.
Bonjour, Ziad.
Ziyad!
Ziad!
Bay Ziyad, beni iyi dinleyin.
Maître Ziad, écoutez-moi bien.
Ziyad. Avukat Ziyad.
Ziad, votre avocat, Ziad.
Ziyad.
Ziad?
İsmim Ziyad Davut.
- Ziad Daoud.
Dört bir yanında İsrail Devleti'ni istemezsin. Bir de şu Ziyad denen çocuk var.
Ne vous laissez pas embobiner par Israël et par ce Ziad.
Merhaba Ziyad.
Bonjour, Ziad.
"Filistin Meclisi, Lara Ebu Labda'yla nişanlanan Avukat Ziyad Davut'u tebrik eder"
L'Autorité palestinienne félicite l'avocat Ziad Daoud pour ses fiançailles avec Lara Abou Labdé
- Ziad, iki boru getir lütfen. - Göğsünü dinleyeceğim.
Zihad, il me faut deux lignes.
Ziad, radyografi makinesini getir de röntgen dahil bir kaç filmini çekebilelim.
- Abdomen mou. - Va chercher la radio. On va faire des rayons X.
Şaşırma, Ziyad.
Ne sois pas surpris, Ziad, nous savons tout sur toi :
Şimdi, Ziyad Hamzi'nin ABD'ye girememesinin tek nedeni öğrenci vizesinin reddedilmesi.
Maintenant, la seule raison pour laquelle Ziad Hamzi n'a pu pénétrer aux États-Unis est que son visa d'étudiant s'est vu rejeté.
Fakat hala listede Malik Yusef, Abbas Khalef, ve Howard Ziad, projede çalışan Iraklı doktorlar olarak gözüküyorlar.
Mais il y a toujours Malik Yusef, Abbas Khalef et Howard Ziad des docteurs irakiens qui ont travaillé sur le programme. - Où sont-ils?
Ziad sorun çıkaranları bulur, bir yere toplar.
J'aurai Ziad pour arrêter tous les fauteurs de troubles.
Peki ya Ziad?
Et pourquoi pas Ziad?
Ziad, bu pazarlık maddelerinden emin mi? Adama 100 kez sordum.
Dis-moi, Ziad est sûr de ces points de négociations?
Ziad bizim tarafımızda tamam mı?
Ziad est de ton côté d'accord?
Ziad abinden aldığı emirleri uygulamış.
Ziad a agi sur les ordres de ton frère.
- Görünene göre Leila Jamal'ın kulağına insanları sadece toplamanın yetersiz geleceğini fısıldamış. Ziad, Jamal'ın emrine karşı gelememiş.
Et bien, apparemment Leila a chuchoté à Jamal qu'un rassemblement était... insuffisant.
Yapılacak başka bir şey yokmuş.
Ziad ne pouvait pas désobéir aux ordres de Jamal. C'était le seul moyen.
Ziad o isimleri benim için öğrenecek.
Il a beaucoup insisté pour connaître chaque nom. Il n'y a pas de noms.
- Sizin şu anda planladığınız dışında tabii. - Orasını göreceğiz.
J'inventerai des noms, Ziad, si tu me dis pourquoi tu m'as trahi.
Bana neden ihanet ettiğini söylersen, senin için isim uydururum Ziad.
Je ne comprends toujours pas comment j'ai pu manquer cela. Ta haine. Ton ambition.
Başkanın emirleri üzerine, General Ziad ordu üslerinin hepsinin kontrolünü üstlendi ve başkentin çevresini güvence altına aldı.
Merci, général Shadid. Voici Ayoob Aziz, le nouveau chef de sécurité du palais. - On compte sur vous, M. Aziz.
Durum sabitlenene kadar. Kızımı da alın lütfen.
Ziad le placera en état d'arrestation, et puis vous lèverez le black-out de la TV.
Ziad'ın adamları kalan üç üssün kontrolünü almak için yerlerindelermiş.
C'est en train de se dérouler. Je viens d'avoir le secrétaire.
Bir Muhammed Atta, bir Ziya el Jara yeter.
Un Mohammed Atta, un Ziad Jarrah...
Hadi, Ziyad.
Allez, Ziad...
Tariq hâlâ isim vermiyor değil mi?
Et Ziad les aura pour moi.
Bunu yerine getirdiğim ilk kefaret olarak düşün.
Général Ziad a pris le contrôle de toutes les bases militaires et a sécurisé le périmètre de la capitale.
Yarın Jamal ile balıktan döndüğümüzde, Ziad onu tutuklayacak.
Ce que tu choisiras de dire sera crucial, Bassam.
Yeni bilgi.
Les hommes de Ziad sont prêts pour prendre les trois dernière bases.