Âşıklar перевод на французский
190 параллельный перевод
Eski bir motor tamircisi ve araba yarışçısı. Âşıklar kavgasında sevgilisini öldürmüş.
Ancien mécanicien et coureur automobile, il a tué sa fiancée par jalousie.
Konuşmadan sessizce sevişen âşıkların olduğu, diğerlerinin ise basit, sıradan kelimeler kullandıkları bir dünyayı düşünüyordum.
Tiens, par exemple, je pense qu'il y a un peu partout dans le monde des amoureux qui s'aiment sans rien dire.
# Âşıklar kol kola yürür Güler geçer giderler gece vakti #
♪ qui s'enlacent, ♪ ♪ passent gaiement dans le soir. ♪
Fakir âşıklar için.
Faites-le pour tous les amoureux.
Âşıklar. Hepsi Yüzbaşı John'a tepeden tırnağa, sırılsıklam âşık.
Elles sont toutes folles amoureuses...
Çok basit, herkes âşıkları sever. Jüri de buna dâhil.
Les jurés aiment les amoureux.
Çünkü onlar âşıklar!
Car ils s'aiment!
Tüm âşıkların acı tecrübesidir bu, Marianne.
C'est le grand regret de tous les amoureux.
- Eski âşıklarınızdan biri mi, Bay Fowler?
Une de vos anciennes passions?
Âşıklar için her şeyi mahvederler.
C'est la ruine des amants!
Nereye gitti küçük âşıklar?
Où sont nos tourtereaux?
Nasıl da âşıklar, gördün mü?
Quels amis, bon Dieu!
Onlar genç ve âşıklar. Ve biz de ay ışığı altındaki ölü balıklarız. Ben kim oluyorum da mutlu sosyalist bir evliliğin önünde duruyorum?
Ils sont jeunes, ils s'aiment... et nous sommes des harengs morts au clair de lune... je ne peux faire obstacle à un heureux mariage socialiste.
Birbirlerine âşıklar diyorum, Del.
Ils s'aiment, Del.
Aptal âşıklarından biri yok karşında, şımarık.
Je ne suis pas comme ces pantins que vous agacez.
Âşıklarına olan nefretini, jestlerini, hummalı geliş gidişlerini biliyordu. Annem sonunda onu kabullendi.
Il savait bien que maman, malgré toutes ses tentatives, les amants, les voyages, les retours improvisés, aurait fini par capituler.
Yani sanırım sadece karı kocalar arasında ve bir de âşıklar arasında olursa.
Tu comprends, c'est le désir charnel qui t'a poussé à faire ça.
Noel kömürleri kor olmuş Âşıklar misâli geçecek günüm
Les charbons de Noël sont rouges je passerai ma journée en amante
Âşıklar ruhlarını çok daha azı için satar canım.
Certains amants ont vendu leur âme pour bien moins.
Lütfen bana âşıklarından söz etme. O nasıl laf?
Je te prie de ne pas parler de tes amants.
Hakkında duyduğu her şeyi hatırlıyordu. Buradan geçen ve kocasıyla kavga eden tüm âşıklarını.
Il se remémora tout ce qu'on avait dit d'elle, tous les amants censés être venus ici qui s'étaient disputés avec son mari.
Bir milyon odada âşıklar yatar kenetlenmiş yitik ve barış gibi hastalıklı.
Et dans des millions de chambres, des amants gisent enlacés, perdus, malades comme la paix.
Arkadaşlar ve âşıklar hakkındaki o deyim neydi?
Que dit-on des amis et des amants?
Arkadaşların ve âşıkların olmadan evden çıkma.
Les amis et les amants. Ne partez jamais sans.
Sen ve kaffir kadın, âşıklar gibi görünüyorsunuz.
Cette femme et toi, on dirait deux amants.
Âşıklar sevgilerinin ayinini kendi güzellikleri ile gerçekleştirmelidir.
" Pour accomplir leurs amoureux devoirs, à la seule lueur de leur beauté
Adam siperlerde kör olsa bile,.. ... âşıklar telepatik bir bağ ile günlük olarak birbirlerine bağlı kalabiliyorlardı.
Lui a beau perdre la vue dans les tranchées, les amants restent tous les jours en contact télépathique.
Hadi bu genç âşıkların evliliğini Chicken Polka ile kutlayalım!
Fêtons les noces de ces jeunes amoureux avec le Polka des poules!
Avcı çukurlarında dinsizler olmayabilir, ama bazen âşıklar olabilir.
Il n'y a peut être pas d'athées dans les tranchées, mais on y trouve parfois des amants.
Her şey, bizi, kış gelmeden önce teknelerin gölgeleri üzerine vuran uykudaki güneşin anîden açmasını sağlayarak, âşıkları dışarı uğratan riyakâr baharın verdiği sözlere inanmaya itiyor.
Tout portait à croire qu'avant la fin de l'hiver... avec les silhouettes éthérées des bateaux... comme de soudaines percées dans le ciel... avec les couples d'amoureux sur la Promenade au soleil couchant... et la promesse hypocrite du printemps...
Hey, bir kadınla erkeğin Âşıklar Yolunda ne yaptığı kimsenin...
Un homme et une gamine dans le coin des amoureux...
Şimdi görelim bakalım, sizi osuruk âşıkları
Vous êtes foutus, saloperies de pétomanes!
"Âşıklar birbirleri için rol yaparlar."
"En amour, mon bien-aimé..." "les amants se regardent parfois de travers..."
Âşıkların gün ışığına ihtiyacı olmaz.
Les amoureux n'en ont pas besoin.
60 Yıl sonra yine aynı terasta yeni Âşıklar karşılaştı.
60 ans après, deux amoureux se rencontrent sur la même terrasse.
Yardım edenin sözü... Sevgidir Âşıkların bağı...
Promesse faite rien que pour l'amour attache entre deux être pour l'amour.
Âşıklar ölür, ama aşkları asla
Un homme est venu dans votre loge.
Ben derim ki gidip bu şeytan âşıklarını bulup kasabadan defedelim!
Trouvons-les et foutons-les hors de la ville.
Her gün orda genç âşıklar dolaşıyorlar rahatlamak için!
Chaquejour, desamoureux sepromènentlàderrière... sansaucunendroit poursedétendre!
Bu âşıklar için servis yaparız.
Onvafournirunservice àcesgosses.
Âşıkları para ödeyecek kadar ayık tutmak gerek.
çalestiendraréveillés assezlongtempspourpayer.
Böylece âşıklar rahatlayabilir.
Où les gens peuvent se reposer.
Aziz Valentine'in genç Hıristiyan âşıkları evlendirmekten vazgeçmektense hayatını Romalılara verdiği gün.
Saint Valentin a donné sa vie aux Romains plutôt que de renoncer à épouser une chrétienne.
Dağ âşıkları gibi.
Comme... de la lave en fusion.
Ama işin özü, onlar birbirlerine âşıklar.
Mais en définitive, ils s'aiment, ils sont majeurs -
Âşıkların nazarında gerçeklik önemsizdi.
Pour les amants, la réalité même est immatérielle.
Gökyüzü parıldıyor. Sanki binlere âşık var gibi, ellerinde ışıklar var.
Le ciel est parsemé d'étoiles... comme si des milliers d'amoureux portaient des lumières, grand-mère.
beyazışıkların ve cadıların birbirlerine âşık olmasına izin verilmez.
Nous, les êtres de lumière et les sorcières ne pouvons pas nous aimer.
Birbirine âşık olmayan iki kişinin cinsel açlıklarını gidermesi için sevişmesi senin için sorun değil mi?
Deux personnes qui ne s'aiment pas s'adonnant comme ça à leurs pulsions?
Bu yüzden erkekler, kadınlara sarıldıklarında âşık olurlar.
Pour que les hommes tombent amoureux en les enlaçant.
Âşıklar.
Ils ont l'air très amoureux.