Çelik перевод на французский
2,271 параллельный перевод
Derinin üst tabakası bir ayıraç yardımıyla kaldırılıp, silikon veya çelik yapısındaki implantın yerleştirileceği cep oluşturulur.
Le technicien fait une incision, sépare le tissu sous-cutané et le fascia en utilisant un élévateur cutané, créant une poche où un implant est inséré... généralement des perles en acier ou en silicone.
40 yaşında melanomdan ölen bir çelik işçisi.
Un sidérurgiste de 40 ans, mélanome.
Bakalım taşakları neyden yapılmış, cam mı, çelik mi?
Voyons voir si ses boules sont en verre ou en fer.
Pistonları dökme çelik, ve frenleri Salı'dan Salı'ya işliyor.
Les pistons sont en acier moulé, et les freins fonctionnent tous les deux mardis.
- Denedim,... fakat uçak izlenmesini önleyecek çelik bir tabaka ile kaplanmış görünüyor.
- J'ai essayé, mais il semble équipé d'un bouclier furtif qui empêche le pistage.
Altın gibi bir kalbi ve çelik gibi sinirleri vardır. Ne isterseniz yapar.
Un coeur d'or, des nerfs d'acier, il est toujours partant.
Çelik yeleği vardı. İyileşecek.
Son gilet l'a sauvé.
Bu kendi modifiye ettiğim eski bir kasa. Bu duvarların arkasında 10 cm kalınlığında çelik var.
C'est un ancien coffre que j'ai transformé, 10 cm de métal derrière ces murs de plâtre.
Çelik korumalı lastikler.
Pneus gainés d'acier.
Çelik yelek giyiyor musun?
Vous avez un gilet pare-balle?
Katmanların arasında çelik ve naylon tabakaları vardı.
Il y avait des particules d'acier et de nylon dans ses tissus cutanés.
Çelik tozu, metrodan kaynaklanabilir.
De la poussière d'acier provenant du métro.
Çelik kadar dayanıklı ama lastik gibi zıplayabilen bir metal üretmek istiyoruz.
{ \ pos ( 192,240 ) } On veut faire un métal dur comme l'acier, souple comme le caoutchouc,
Bu çelik paneller, minibüsün parçası değilmiş.
Ces plaques d'acier ont été rajoutées.
Havuz için çelik iskeleti dolduracağız. Bu aşağıda çamurun içinde duruyordu.
On va poser la charpente en acier de la piscine et elles étaient au fond, dans la terre.
Devletin görevlerini seviyorum nasıI ki altın külçelerinin içinde, çelik burunlu bir ayakkabıyla tekmelenmeyi seviyorsam.
J'apprécie les fonctions administratives comme j'apprécie un coup de pied aux couilles avec des bottes ferrées.
Biz bir çelik şirketiyiz ama ülkemizin eğer silah ihtiyacı olursa, seve seve üretiriz.
En apparence, c'est une aciérie, mais si l'État nous le demande, c'est avec un grand plaisir que nous construisons des armes de guerre.
Kageno Çelik denilen bir batakhane.
Et ce repaire de démons a pour nom "Aciéries Kageno".
Kageno Çelik isteğimizi reddedecek ve skandalın üstünü örtecektir.
Ça ne servirait à rien. Un pot-de-vin, et ils abandonnent.
Ben Çelik Maiko, Robo Geyşa.
Je suis la maiko de fer, Robogeisha.
Demek Kageno Çelik'tensin.
Tu travailles pour les aciéries Kageno?
Safir ve... çelik.
Les saphirs et... l'acier.
Çelik gibisin.
Ironman.
Beyler, bugünkü görevden sonra, Bütün çelik yeleklerin içini çıkarıyoruz ve yerini krem peynirle dolduruyoruz, Ve psikolojik test uyguluyoruz.
- Les mecs, après l'escorte, on ôte tout le kevlar de sa veste, on remplit de fromage frais puis on fait la course d'obstacle.
Şey, senin çelik yeleğin, Hasar almışa benzemiyor.
Avec votre gilet pare-balles, il ne devrait pas y avoir de dégâts.
Petrol, çelik, fabrikalar, otel zincirleri...
Pétrole, sidérurgie, hôtellerie.
Sinyali engellemek için en azından 1.8 metre kalınlığında katı çelik gerekir.
On a besoin d'au moins 2 mètres d'acier pour bloquer le signal.
! Ne yani, atık su borusunun ucuna çelik ağ mı öreyim?
Je dois mettre de la laine de fer autour des gouttières?
Göğüs kafesinde çelik yelek olan, silahlı yaralanma kurbanlarının birçoğu bile bu şekilde atlatamadı.
Peu de blessés par balle admis ici avaient du kevlar dans leur torse.
40. kattan çelik bir kasa düşüp ikisini de ezseydi güzel bir sürpriz olurdu işte.
Non, une belle surprise serait si un coffre tombe de 40 étages et les éclate tous les deux.
- Çığrından çıkmak. Çelik zincirler tavandan 3 metre sarkacaklar.
Des chaines en acier avec un crochet venant du plafond à une hauteur de 3m.
Orası 300 cm. çelik bileşimiyle kaplı.
Ce plafond est composé de 3 mètres d'épaisseur d'acier.
Liverpool yapımı 300 cm. çelik, muhteşem işçilik!
3 mètres d'alliage d'acier made in Liverpool, du travail d'orfèvre!
Dedektif Banks, çelik yelek giyerek veya masanızı köpükle kaplayarak
Essayer de tricher avec son destin est aussi inutile que votre gilet,
O beş santim kalınlığında çelik.
C'est une plaque de métal de 5 cm. Impossible qu'ils...
Mikro Kızıl Ötesi ölçüm, bunların oyun komisyonundan gelen bilgilere uygun olarak paslanmaz çelik yüzey ile preslenmiş baskı kalıp kilden yapıldığını doğruladı.
Le spectromètre géologique confirme que c'est de l'argile compressée et remodelé, avec au centre incrusté de l'acier inoxydable, conforme aux spécificités de la commission des jeux. Des jetons authentiques du Hux Club...
Admiral TV, Alpine Emlakçilik, Bethlehem Çelik.
Admiral TV, Alpine Immobilier, aciers Bethlehem, Con Edison,
Futbol takımının kaptanı olarak, kendine çelik gibi sert bir görüntü yansıtmak için çok uğraştığını anlıyorum.
Je comprends totalement ce qu'est être capitaine de l'équipe de foot... tu as travaillé dur pour donner l'impression d'être fort comme un roc.
Elçiliklerde gizli bilgileri sakladığınızda,... çelik kasalar bir yangın çıkarmak için iç ateşleme aygıtına bağlıdır.
Utilisés dans les ambassades pour conserver des secrets... les coffres à combustion fonctionnent avec un dispositif interne d'incendie.
Muhtemelen güvenli evini bulup, çelik kasanı açtığımızı anlamışsındır.
Tu as probablement déjà compris... qu'on a trouvé ta cachette et ouvert ton coffre à combustion.
24 onsluk- - 24 onsluk çelik pençeli çekiç?
- C'était un marteau... - De charpentier de 700 g?
Oh, wow, bir kürek buldum ve iki tarafı düğümlü çelik bir kablo.
Il y a une pelle et un câble en acier avec des attaches.
Dostların arasında denenmiş olanları çelik halkalarla bağla yüreğine.
Quand tu as adopté et éprouvé un ami, accroche-le à ton âme avec un crampon d'acier ;
Siz de, ey çelik telleri katı yüreğimin, yumuşamayın yeni doğmuş çocuğun sinirleri gibi.
Et toi... coeur, que tes fibres d'acier soient tendres comme les nerfs d'un enfant nouveau-né!
Çelik yelek giymişsin.
- C'est un gilet pare-balle?
Bilhassa, tez zamanda kurşunları durduran çelik yeleklere ihtiyacımız var.
J'aimerais que vous mettiez rapidement au point un gilet ou une armure légère, qui puisse arrêter les balles.
Çelik tel yumağına benziyor.
On dirait de la paille de fer.
Manyetik, ki bu demir ve muhtemelen bir çelik alaşım barındırdığını gösterir.
C'est magnétique donc ferreux, sûrement un alliage d'acier.
Çift çelik.
Acier trempé.
Çelik gibiyim.
Je suis béton.
Çelik bir kasa.
- Rien de fabuleux.