Çıkabilirsin перевод на французский
1,076 параллельный перевод
Babanın her söylediğini yaparsan bundan canlı çıkabilirsin.
Fais ce que dit ton père et tu t'en sortiras peut-être vivant.
Çıkabilirsin.
Tu peux te lever.
Bence onunla çıkabilirsin.
- Tu as une chance avec elle. - Tu crois?
Unutmadan, çıkabilirsin.
Tu peux sortir.
Monica, hayatım, saat neredeyse 4 : 30. İstersen çıkabilirsin.
II est presque 4 h 30, sauvez-vous!
Artık çıkabilirsin.
- Tu peux sortir maintenant.
Savaş bitti. Artık çıkabilirsin.
- La guerre est finie, tu peux sortir maintenant.
Tabii ki, çıkabilirsin. Sarı şeridi izle.
- Mais si tu peux, suis le ruban jaune.
Buradan iki şekilde çıkabilirsin, Scorpio.
Deux possibilités, Scorpio.
Ben çıkabilirsin diyene kadar burada kal.
Tu te caches ici et tu ne bouges pas avant que je t'appelle, compris?
- İstersen çıplak bile çıkabilirsin.
- Tu peux y aller cul nul si tu veux.
Şimdi çıkabilirsin.
Vous pouvez sortir maintenant.
Buradan çıkabilirsin.
Vous pouvez vous en aller.
Odadan çıkabilirsin.
Sortez maintenant.
Biliyorsun yeni kurallar gereği müfettişsen polis arabasıyla devriyeye çıkabilirsin.
Vous savez que... être inspecteur selon les directives du Maire... consiste à se balader en voiture.
Çıkabilirsin!
Vous pouvez partir!
- Koca adamsın. Bir ıstakozla başa çıkabilirsin.
Tu es assez grand pour ramasser un homard.
- Botuma çıkabilirsin.
- Ti u peux venir sur mon bateau.
Dikkatli ol, TV'ye çıkabilirsin.
Fais gaffe, tu vas passer à la télé.
Sen arka kapıdan çıkabilirsin.
Sors par derrière.
Artık yukarı çıkabilirsin.
Tu peux monter.
Bu kıyaslamadan sen kazançlı çıkabilirsin.
La comparaison sera peut-être à ton avantage.
Yukarı çıkabilirsin " dersem, hemen toz ol! Anladın mı?
Si je te dis : "Ça va, tu peux monter", tu files.
Biz ayrıldık. Bununla da başa çıkabilirsin.
C'est terminé, tire-toi!
Teşekkürler, Slartibartfast, çıkabilirsin!
Merci Saloprilopette, ce sera tout.
Bana haritayı ver, bu sayede belki buradan insan ayakları üzerinde çıkabilirsin.
Donne moi la carte et tu pourras repartir sur tes pieds.
Çıkabilirsin.
Ce sera tout.
Aynı anda üç yolculuğa çıkabilirsin ya da canın ne çekerse alabilirsin
T'as qu'à avaler trois trips d'un coup, ou n'importe quoi pour te défoncer!
Sahneye çıkabilirsin ancak gagan hala aşağıyı gösterir. - Terbiyesizler.
Tu peux passer, ça empêchera pas ton tarin de dépasser.
- Şimdi bu odadan çıkabilirsin...
- Mon cul. - Tu peux sortir d'ici.
Paran varsa... yeni kıyafetler alıp, buradan güvenli bir biçimde çıkabilirsin.
Si t'avais du pognon... tu pourrais acheter d'autres fringues et sortir en sécurité.
Bak, Bernadette ile herhangibir zaman dışarı çıkabilirsin.
Tu peux sortir avec Bernadette n'importe quand.
- Ben hallederim. Sen çıkabilirsin.
Rentrez chez vous.
Sonradan halüsinasyonlara girip çıkabilirsin.
Vous risquez ensuite d'halluciner de temps en temps.
Anahtarları al, istediğin zaman girip çıkabilirsin.
Prends les clés, tu pourras aller et venir comme tu veux.
Güzel. Tamam şekerim, sen yavaşça çıkabilirsin.
C'est bon chérie, tu peux sortir.
Maça çıkabilirsin.
Vous pourriez jouer.
Artık çıkabilirsin.
Vous pouvez sortir.
Onla görüştükten sonra çıkabilirsin.
Vous pourrez partir après l'entrevue.
Tamam, şimdi dışarı çıkabilirsin!
Tu peux sortir maintenant!
Çıkabilirsin!
Tu peux disposer!
Çıkabilirsin.
Vous pouvez disposer.
Artık çıkabilirsin.
Tu peux partir d'ici.
Kendin çıkabilirsin.
Tu connais la sortie.
Çıkabilirsin.
Tu peux monter.
Benimle yalnız sen başa çıkabilirsin.
Tu es le seul adversaire à ma mesure.
Çıplak bir vaziyette pastadan çıkabilirsin.
Tu pourrais jaillir nue d'un gâteau.
Çok kısa süre içinde buradan çıkabilirsin.
Tu pourrais vite sortir.
Çıkabilirsin!
Vous pouvez disposer.
Çıkabilirsin.
Rompez!
- Kaç tanesiyle başa çıkabilirsin? - 10'dan fazla olacağını sanmam.
- De combien peux-tu te charger?