Çıkacağım перевод на французский
4,457 параллельный перевод
Bu akşam para kazanacağım bir konsere çıkacağım ve parasını yarın alacağım.
Mais j'ai un concert payant ce soir, et j'ai mon chèque demain.
Şimdi oraya çıkacağım ve kulak zarlarını patlatacağım.
Et maintenant, je vais monter là-haut et je vais éteindre ses tambours.
Oraya nasıl çıkacağım?
Comment je peux monter?
Ben de annenle çıkacağım.
Je vais sortir avec ta mère. Ha ha!
Annenle çıkacağım, sonra onunla evleneceğim. Sonra da üvey baban olup kardeşimle çıkmanı yasaklayacağım.
Je vais sortir avec ta mère, puis je l'épouserai, et alors je serai ton beau-père, et alors je t'interdirai de sortir avec ma sœur.
Bir dakikalığına çıkacağım Waris.
Je sors une minute, Waris.
Peki, yukarı çıkacağım ve bir internet avcısıyla tehlikeli bir ilişkiye başlayacağım.
Ok je vais aller en haut et entamer une relation sur internet avec un prédateur sexuel
Sanırım ben de çıkacağım. Seni yalnız bırakayım...
Je vais sortir, te laisser à ton...
Yukarı çıkacağım ve...
Je vais juste remonter, et juste...
Ben dışarı çıkacağım, sen sürmeye devam et.
Je descends. Continue de rouler.
Jürinin önünde mahkemeye çıkacağım.
Je veux les assises avec jury populaire.
Hasta olup çıkacağım burada.
Il vient de faire un arrêt.
Olmaz. Patrick'in bulduğuyla çıkacağım.
Oh mon pauvre petit choux, je choisi celui de Patrick.
Yürüyüşe çıkacağım.
Je sors faire une promenade.
Dışarı çıkacağım.
Je sors...
O perdenin arkasına bir çocuk olarak gideceğim, ama bir adam olarak çıkacağım.
Je vais passer derrière ce rideau comme un enfant et en ressortir comme un homme.
Çıkacağım.
Je sortirai bientôt.
" Dünya seyahatine çıkacağım.
" Je pars faire le tour du monde.
Vallaha çıkacağım bu işin içinden.
Roger Ta... Je vais retirer mon nom de cette production.
Danny, çıkacağım dediğim adamı hatırlıyor musun?
Danny, tu te souviens de ce gars avec qui je t'ai dit que je sortais?
İçeri girip o parçalayıcının içinde ne varsa alıp dışarıya çıkacağım.
Je rentre, je récupère ce qu'il y a dans la déchiqueteuse, et je sors.
Marcus Cho gibileri çığır açarken ben hastane politikası hazırlayacağım diye araştırmalarımı erteliyorum. Sonunda avukat falan çıkacağım herhâlde.
Et je décalais des recherches pour écrire des protocoles pour devenir, comme, un avocat, pendant que des personnes comme Marcus Cho sont en train de les faire.
Buradan çıkacağım, Francis.
Je m'en vais, Francis.
Şu kapıdan çıkacağım, eli silahlı birkaç adam bulup bu ava bir son vereceğim.
Je vais sortir par cette porte trouver des hommes avec des armes, Mets un terme à cette chasse.
Şimdi bu kapıdan çıkacağım ve hayallerimin nesnesinin peşine düşeceğim.
Maintenant, je vais passer cette porte, et je vais poursuivre l'objet de mes rêves.
Bununla nasıl başa çıkacağımı bilemiyorum.
Je ne sais pas si je peux faire disparaitre ça.
Galiba onunla orada ördek avına çıkacağım.
Je suppose que j'irai chasser les canards avec papa.
Bana bilet sahiplerini arattırdı ve Kyle'ın şerefine sahneye çıkacağımızı söylettirdi.
Il m'a fait rappeler ceux qui avaient un billet pour leur dire qu'on joué ce soir en l'honneur de Kyle.
Tura çıkacağım. Peki.
Je vais partir en tournée.
- Çıkacağımı biliyorum.
- J'ai raison.
İtirazınız yoksa sabah erkenden yola çıkacağım.
Je partirai de bonne heure, si vous n'y voyez pas d'inconvénient.
Biraz çıkacağım.
J'ai besoin de sortir.
25 dakika sonra çıkacağım, çocuklar Jeremy'yle beraber kapanış panelini izleyecekler.
Je pars dans 25 min. Les enfants suivront le débat avec Jeremy.
- Ava çıkacağım.
Je vais chasser.
Altı ay sonra iki katına çıkarabileceğimi düşünürsen 200.000 dolara kadar çıkacağım.
Je peux monter jusqu'à 200 000 du moment que vous pensez que je peux doubler ma mise en 6 mois.
Altı karton sigara ve bir sürahi hapishane yapımı şaraba kadar çıkacağım.
Je n'irai pas plus loin que six cartouches de cigarettes et un cubi de mauvais vin.
- Başardım! Televizyona çıkacağım!
- Je vais passer à la télé!
- Kazıp çıkacağım buradan.
Je creuse mon issue de secours.
Çıkacağımız nice randevuların ilki olacak bu.
Ça va être le début de pleins de rendez-vous nocturnes.
Tamam, Yukarı çıkacağım. Hazır mısın?
Okay, je vais monter.
Ben dahil herkes TK'in dönüşü ile beraber Hawks'ın ofasının iyiden harika mertebesine çıkacağını düşünmüştük. Ama size şunu demek zorundayım. Geçen haftanın sönük performansından sonra acaba demeye başladım.
Tout le monde, y compris moi, pensait que le retour de Terrence King rendrait l'offensive des hawks de bon a génial, a mais je dois vous dire qu'après la dernière ininspiree performance, je commence à me demander.
Yasağa karşı çıkacağınızı sanmıştım.
- Tu rejettes l'interdiction.
Ama çıkmazsan, senin yerine onun kafasına kurşunu sıkacağım ve yeniden başlayacağız.
A défaut, Je lui tire une balle dans le crâne plutôt que le tien, et nous recommencerons.
Bay Spencer izne çıkacağı için.
M. Spencer part en vacances.
George, maziyle nasıl başa çıkacağını bulmaya çalışırken ben de Ryan'a, geleceğini yönlendirmesinde yardım ediyordum. Ve zaman akıp gidiyordu.
Pendant que George cherchait un moyen de gérer son passé, j'essayais encore d'aider Ryan à préparer son futur, et le temps défilait.
Anjoulu Margaret'in, Warwick'i izleyip güneyden karaya çıkacağı söylendi.
On m'a dit que Margaret d'Anjou prévoit de suivre Warwick et de débarquer au Sud. Si c'est le cas, je dois agir vite.
Buradan sağ çıkacağını mı sanıyorsun?
Tu penses que tu vas te sortir d'ici?
Çocuğun babasının Koroner Yoğun Bakımdan ne zaman çıkacağına dair bir fikrin var mı?
Donc aucune idée de quand l'enfant sera transféré hors du C.C.U.?
Bazıları çok iyiydi, bu yüzden bunlardan bir şeyler çıkacağımızı düşündüm.
Beaucoup de ces idées n'étaient pas bonnes. Quelques unes étaient fascinantes, donc je me disais qu'il y aurait peut-être quelque chose ici.
Programa çıkacağınız için heyecanlı mısınız?
Vous êtes excités d'être dans l'émission?
O zaman da mı sahip çıkacağız?
On reste à coté d'elle? - Elle ne l'est pas.