Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ Ö ] / Önümüzdeki

Önümüzdeki перевод на французский

6,203 параллельный перевод
- Önümüzdeki hafta.
En début de semaine prochaine.
Fiona önümüzdeki 90 gün hapiste olduğu için faturaları ödemenin bir yolunu bulmam lazım.
J'ai des trucs à régler, voir comment on va payer les factures pour les prochains 90 jours pendant que Fiona sera en prison.
Önümüzdeki üç yıl dışarıda yemek yiyeceğim bu sayede.
Je vais dîner sur ça pendant les 3 prochaines années.
İşte ilk toplantıyı başarıyla gerçekleştirdik. Önümüzdeki hafta tekrar toplanırız.
Donc on peut dire que cette réunion était un succès, et vous vous reverrez plus tard cette semaine.
Yine de adamlarının ödülleri önümüzdeki hafta sona erdiğinde tam olarak küçük bir ordusu olacak ve General Howe artık savaş köpeklerini kullanmayacak.
Quand les primes de ses hommes expirerons la semaine prochaine, il sera a court d'une armée, et le Général Howe n'aura plus besoin de ses chiens de guerre.
Önümüzdeki hafta şehre gelmeni dört gözle bekliyorum.
JUDY : J'ai hâte de te voir.
Önümüzdeki iki saat içerisinde çocuğu teslim etmezsen senin ve Adalind'in ölümü için emir veririm.
Si vous ne me livrez pas l'enfant dans les deux prochaines heures, je vais donner l'ordre de votre mort et la mort d'Adalind.
Önümüzdeki günlerde, daha fazla kan dökülecek ve hiçbir yer güvenli olmayacak kilitli kapılarınızın arkası, caddeleriniz ve, yediğiniz yer bile.
Dans les prochains jours, plus de sang sera renversé et aucun lieu ne sera sûr, pas derrière les portes fermées de vos maisons. ou dans vos rues, ou... ou même où vous mangez shh, shh, shh.
Dewey Crowe'un önümüzdeki 45 dakika içinde nerede olacağı bilgisine sahibim. Bu hediyenin Noel ağacının altında olmasını istiyorsan yürüttüğün ukala stratejiyi bir kere daha düşünmeni tavsiye ederim.
J'ai toutes les infos nécessaires pour te dire où Dewey Crowe sera dans les 45 minutes, alors je te propose de repenser à ta stratégie si futée si tu veux ce cadeau emballé sous ton arbre.
Kaba olmaya çalışmıyorum baba ama annem önümüzdeki 20 sene boyunca onun kıçını silmek zorunda kalırsa?
Je ne veux pas être grossier, papa, mais qu'est-ce qu'il se passe si maman doit nettoyer son cul pendant les 20 prochaines années? Vous vous disputez sur quoi?
Neyse, umarım sizinle önümüzdeki 9 ay daha sık görüşürüz.
Bref, j'espère ne plus vous voir pendant ces neuf prochains mois.
Ya önümüzdeki 5 yılı burada, hücrede geçirirsin ki ölümün başka bir türüdür. Ya da serbest kalana kadar her gün savaşmak için tetikte yaşarsın.
Soit tu passes les cinq prochaines années ici, à l'isolement, une autre forme de mort, soit tu te prépares à te battre chaque jour jusqu'à ta libération.
Klaus önümüzdeki birkaç saat boyunca en güçsüz durumunda olacak.
Klaus sera faible pour les prochaines heures.
Cumhuriyetçi Parti'yi önümüzdeki seçimlere, yüksek vergilerle ve ucuz savunma planlarıyla götürmeye niyetim yok.
Je ne mènerai pas le parti républicain aux élections en promettant plus d'impôts et une armée au rabais.
Ve önümüzdeki dakikalarda takınacağınız tavır onlara katılıp katılmayacağınızı belirleyecek.
Et maintenant, on va voir si les prochains moments vont décider si tu nous rejoins ou pas.
- Evet, muhtemelen önümüzdeki 20 saniye içinde.
Oui, de préférence dans les 20 secondes.
Sana önümüzdeki ayın özel menülerini söyleyecektim ama artık herkesle beraber öğrenmek zorundasın.
Oh, et j'allais te dévoiler la prochaine pomme de terre du mois, mais maintenant t'auras plus qu'à attendre comme les autres.
Evlerine gitmeyeceklerini, Güney Kaliforniya'daki bir tesiste önümüzdeki iki yıl boyunca yalnız kalacaklarını ve bebeklerinin hükümetin malı olacağını onlara nasıl söyleyeceğiz?
Comment leur dit-on qu'elles ne rentrent pas chez elle... qu'elles seront séquestrées dans un établissement de Caroline du Sud pour les deux prochaines années et que leurs bébés seront la propriété du gouvernement américain?
- Önümüzdeki 30 yılına hoş geldin de.
Donc bienvenue dans tes prochaines 30 années.
Dinle, bence hepimizi önümüzdeki hafta bir gün ayarlama konusunda hemfikir olmalıyız çünkü Da Silva'nın tüm ışıkları feda etmesini ve sahneleri tutturamama riskini göze almak istemiyorum.
Écoute, je pense qu'on devrait tous se mettre d'accord pour reprendre la semaine prochaine car j'ai pas envie... Da Silva va devoir sacrifier toute la lumière et on ne va pas pouvoir tout rassembler.
Önümüzdeki hafta.
La semaine prochaine.
Will, önümüzdeki 20 yıl boyunca bu işi yapmak istemiyorum.
Will, je ne veux pas faire ça pendant les 20 prochaines années.
Tahminlerimize göre önümüzdeki yıllar içinde yüzlerce iş oluşturulabilir.
- Selon nos prévisions, une centaine d'emplois pourraient être créés, dans les années à venir.
Halkın sadece bir kısmının alabileceği 100.000 $'lık bir araba ile her insanın önümüzdeki beş yıl içerisinde kullanabileceği bir araç arasındaki farkı anlayabilecek kadar büyüğüm.
Assez vieille pour voir la différence entre une voiture a 100,000 $ que seule une fraction de la population peut s'offrir et un objet avec lequel chaque être humain va interagir dans moins de cinq ans.
Önümüzdeki günlerde, daha fazla kan dökülecek ve hiçbir yer güvenli olmayacak kilitli kapılarınızın arkası, caddeleriniz ve, yediğiniz yer bile.
Le sang coulera à nouveau dans les jours à venir. Vous ne serez à l'abri nulle part. Que ce soit derrière les portes de votre maison, dans la rue ou dans... votre restaurant préféré.
Önümüzdeki ay denetim panelini bana verecekmiş.
Il vient de me placer en audit pour le mois prochain.
Nikki önümüzdeki hafta oynamak istemiyor çünkü Ankward'ın sezon finali varmış.
Et Nikki veut louper le prochain match parce que le dernier épisode de Awkward passe à la TV.
Kenny'den bahsetmişken, ona tam olarak önümüzdeki yıl ayrı odaya çıkacağımızı söylemedim.
En parlant de Kenny, je ne lui en ai pas vraiment dit que toi et moi allons emménager ensemble l'an prochain.
Birisi alacak olursa önümüzdeki tüm seneyi birisinin kanepemizde oturduğunu düşünerek geçiririz.
Si quelqu'un le prend, on va passer toute l'année en sachant que quelqu'un est assis dans notre canapé des poubelles.
Önümüzdeki birkaç saat neler olacağını bekleyip göreceğiz.
On doit seulement attendre et voir ce qu'il se passe dans les prochaines heures.
Önümüzdeki 48 saat içinde kararımı vereceğim.
Et je dois me décider dans les prochaines 48 heures.
Bu durum, önümüzdeki birkaç saat içinde birçok ölümle sonuçlanabilir.
Il pourrait y avoir des morts dans les prochaines heures.
Ya önümüzdeki 5 yılı burada, hücrede geçirirsin ki ölümün başka bir türüdür.
Tu passes cinq ans ici en isolement, ce qui est une forme de mort.
- Buradaki kağıtlar seni önümüzdeki beş yıl boyunca şartlı tahliyeye alıyor.
Ces papiers... te mettent en conditionnelle pour les cinq prochaines années.
En azından önümüzdeki 10 yıl yemeğinin nereden geleceğini bilecek.
En tout cas, il sait d'où viendra sa pitance pour les 10 prochaines années.
- Bir çıkış tarihi var mı? - Önümüzdeki yılın başları diye duydum.
- J'ai entendu dire début de l'année prochaine.
Tarihi giriyorsun ve sana o tarihten itibaren önümüzdeki 25 yılın Ay evrelerini veriyor.
Alors tu rentres la date et ça te donne Les phases de la lune pour les 25 prochaines années.
Evet, belki sen önümüzdeki yıl çıkarsan, bambaşka biri olurum.
Ouais, et peut-être quand tu sortiras dans un an, tu sais, peut-être que je serais quelqu'un.
Önümüzdeki Cumartesi Sean Petrie adında bir tamirci burada olacak.
Il y a un rétameur du nom de Sean Petrie. Il sera là samedi prochain.
Önümüzdeki beş gün hayatta kalacaksam daha dikkatli olmak zorundayım.
Je devais être plus prudente si je voulais survivre les cinq jours suivants.
- Çok iyi. Ancak sanırım önümüzdeki dört gün boyunca fikrinizin çok azını yerine getireceğimi anlayacaksınız.
Mais je pense que vous verrez que je n'aurais très peu d'intérêt dans les quatre prochains jours.
Önümüzdeki birkaç gün için basit bir rutini sürdürmeye kararlıydım. Hem tamircinin gelişini beklerken zihnimi meşgul tutmak hem de Dougal'ın adamlarına bildirmeleri için en küçük fikir vermemek.
Dans les prochains jours, j'étais déterminée à garder une simple routine, à la fois pour garder l'esprit occupé pendant que j'attendais l'arrivée du passeur et pour ne donner aux hommes de Dougal la moindre information à rapporter.
Önümüzdeki iki gün içinde omzundaki sargıyı çıkar.
Enlevez ce bandage de votre épaule dans les deux prochains jours.
Yüzlerce Mackenzie önümüzdeki birkaç gün içinde toplanmak için dönmüş olacak.
Une centaine de Mackenzie seront là dans les prochains jours pour le rassemblement.
O zaman önümüzdeki birkaç ay boyunca burada yaşayacağımız fikrine alışmamız gerekiyor.
Et bien, alors, on devrait peut-être se faire à l'idée qu'on va devoir vivre ici les prochains mois.
Bunu Darby Binası'na gönderip onaylatacağım sonra da önümüzdeki ayın başında paranı alacaksın. Çok teşekkür ederim.
Je les envoie à l'administration les fais tamponner, et vous recevrez votre keonite le premier jour du mois.
Önümüzdeki haftaki reklam şansı yok sayamayacağımız kadar önemli. Mitch haklı.
On est prêt.
Leslie Knope kusursuz birleşme süper-sistemi sayesinde - patent beklenmektedir - Pawnee ve Eagleton ve bu şehirlerin parklar müdürlükleri önümüzdeki 6 ila 12 ay içerisinde tamamen entegre olmuş olacaktır.
En utilisant le super système de fusion sans faille de Leslie Knope... dont le brevet a été déposé... Pawneee et Eagleton et leurs départements des parcs seront pleinement intégrés dans les 6 à 12 mois.
Bill'e belki önümüzdeki sömestr geleceğimi söyledim.
J'ai parlé à Bill pour le prochain semestre, plutôt.
Artık işler böyle mi olacak önümüzdeki her gün yaşayacağımız krizler için sana minnettar mı olacağız?
maintenant?
Önümüzdeki birkaç gün gözünüz üzerinde olsun.
Je veux que vous gardiez un oeil sur elle pour les prochains jours.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]