Örümcek перевод на французский
2,493 параллельный перевод
Örümcek adam külotuyla birlikte neredeyse çamaşır makinesine atacaktı.
Il allait la mettre à la machine avec ses caleçons Spiderman.
Örümcek damarlarımı aldırırken indirim kapmam lazım. Tamam mı?
J'aimerais avoir une réduction sur l'ablation de mes varices.
Anne örümcek yumurtladıktan sonra yavrusuyla çok ilgileniyor.
La mère s'occupe normalement de ses jeunes après leur éclosion.
Aslında her yıl uykumuzda yedi örümcek yeriz.
Donc, en gros, on manges tous sept araignées par an pendant notre sommeil.
Kısa boylu olan komik yürüyüyüşüyle Beyaz Cadde'den Örümcek'e benzemiyor mu?
Le petit, là, il a pas l'allure d'un "White Avenue Spider", - avec la démarche bizarre?
Önce Örümcek'i yakalamalıyız, sonra tanığı getirip teşhis ettirmeliyiz. O pisliğin gözaltında olduğunu öğrenince kendini güvende hisseder.
Faudrait choper Spider d'abord, puis ramener notre témoin pour l'identification, la rassurer en lui disant que ce connard est déjà en garde à vue.
Örümcek'i gözaltına alacak kadar delil yok.
On n'a pas assez pour serrer Spider.
Örümcek'in üstüne gitmeliyiz.
Faut qu'on travaille Spider.
Örümcek'in üstüne gidelim.
Travailler Spider.
- Örümcek'in üstüne gidebilirim.
- Je peux le faire.
- Avukatını da çağırabilirim. Örümcek'in üstüne gidebilirim.
- Autant appeler son avocat.
Hayır Örümcek, küçük gangsterler sigara içtiğinde böyle oluyor.
Non, Spider, c'est ce qui arrive aux petites frappes qui fument.
Örümcek mi bastı burayı? Üstümde!
Il y a des araignées partout!
- Örümcek hislerim sağ olsun, baba.
Mon sixième sens.
Politika örümcek değildir.
Non, la politique n'est pas une araignée.
O da bir rol modeli sonuçta ; Örümcek Adam falan gibi.
Maintenant, ça serait Spider-Man.
Sende kansız örümcek maymun kolları var. Kesinlikle sen olamazsın.
C'est vrai que tu as les bras d'un singe-araignée anémique.
Aletim kalkmıştı ve görüntü de tam karşımdaydı menimle örümcek ağı çizer gibi sağa sola saçarak boşaldım.
Je me suis touché et voilà, j'ai giclé une énorme toile de sperme juvénile...
Tarantella müziğinde ritim, aşk hastalığı, sahiplenme ve örümcek ağından kaynaklanan üzüntüyü çıkarıp atmanıza yardım eder.
Dans les tarentelles, le rythme doit aider à extirper le mal d'amour, la possession, la tristesse donnés par le venin de l'araignée.
Bebeğim, örümcek ağlarını silip süpürmelisin.
Souris, de temps en temps, tu dois passer le plumeau.
Kendisinin, örümcek güçleri olmayan Peter Parker gibi olduğunu söylüyor.
Il dit qu'il est comme Peter Parker mais sans ses pouvoirs.
Benim aşağılık ve büyük bir penise sahip hastamla çıkıyor. Örümcek soktuğundan tıkalı da...
Elle sort avec un de mes patients avec un pénis énorme car il a été mordu.
Ve ne bulduk? - Örümcek.
- Une araignée.
Hadi Çirkin Kathy. Eminim sana yiyecek birkaç örümcek buluruz.
Viens, Kathy la chipie, tu pourras manger des araignées.
Bu heriflerin birinde örümcek dövmesi var.
L'un d'eux a un tatouage.
Maw Maw'ın bavulunu seraya götürmeye çalışıyorduk ben bavulun ucundan tutunca, özürlü baban yüzüme örümcek fırlattı.
On essayait de sortir la malle de mamoune. Au moment où je la soulevais, il m'a jeté une araignée au visage.
Örümcek değildi ki o. Çayır sineği o.
C'était pas une araignée, mais un faucheux.
# Örümcek gibi ördün zihnimi
Tu es dans ma tête maintenant
Örümcek Kadın, ne yapıyorsun?
Spider Woman, tu fais quoi?
Sanki örümcek ağını yıkamaya çalışmak gibi.
J'ai l'impression de laver des toiles d'araignée.
Geliş ve gidişlerinize, Örümcek büyük ilgi gösteriyor.
L'Araignée a suivi avec intérêt vos allées et venues.
Örümcek bir söylenti duydu diye bir kizi öldürtecek misin?
Tu veux tuer une enfant car l'Araignée a entendu une rumeur?
İtalya etrafına bir örümcek gibi ağlarını örüyor.
Il tissera sa toile autour d'une Italie qui n'existe pas.
Örümcek, selamlarını ve tebriklerini iletti.
L'arraigné vous envoit ses salutations et ses félicitations.
Ve ona evlenme teklifi ettiğimde sahip olduğum tek şey şu plastik örümcek tipli yüzüktü.
Quand j'ai fait ma demande, j'avais qu'une bague-araignée en plastique.
Yani örümcek adamı değil.
- Enfin, pas Spiderman.
Tüm süper kahramanların bir başlangıç öyküsü vardır. Bir genç, radyoaktif bir örümcek tarafından ısırılır, cesur bir pilota bir güç yüzüğü verilir, Kripton gezegeninden bir uzaylı Dünya'ya gelir.
Tout les supers héros ont une histoire d'origine, un adolescent maladroit mordu par une araignée radioactive, un pilote d'essai audacieux qui a un anneau magique, un extra-terrestre de la planète Krypton qui s'est écrasé dans un champ sur la terre.
Örümcek-botu satmasak olmaz mı?
On Peut pas garder l'Araignée-robot?
Minion, kahramanlar ürkütücü örümcek-botlarla dolaşmaz.
Minion, les héros ne se promenent pas avec des Araignée-robots flippantes.
Örümcek-bot, buraya gel.
Araignée-robot, viens ici.
Örümcek-bot.
L'araignée-robot.
- Yani bir ton örümcek ağı yemek zorunda kalırsan hiç şaşırma. Nasıl ama?
- Ne soyez pas surpris si vous vous trouvez avaler une quantité de toiles d'araignée.
Öyle çok örümcek ağı yiyeceksin ki...
Vous allez bouffer tellement de toiles d'araignée.
Hayır, bunlar örümcek yumurtası.
Euh, non, non, ce sont des oeufs d'araignées.
Şimdi de örümcek adam oldum.
Me voilà Spider-Man.
- Örümcek.
- Une araignée.
Örümcek!
Sur moi!
Bunu örümcek mi yaptı?
- Dans le camion.
Çok örümcek ağı var...
Tu sera puni. Beaucoup de toiles d'araignées.
en büyük örümcek.
C'est la plus grosse araignée de ma collection.
Ne gördün, örümcek mi?
Une araignée?