Ülkemiz перевод на французский
384 параллельный перевод
Yaşasın ülkemiz!
Vive la terre!
Pamela sizinle buluşmak için istasyona gitti. Bu taraftan. Bu kritik ve önemli saatte sizinle ülkemiz için..
Pamela était parti à votre rencontre à la gare.
Biz sadece ülkemiz için en iyi olanı yapmak istiyoruz.
N'écrivez que pour le bien de notre pays.
Barış için ettiğimiz dualara şimdi sevgili ülkemiz için edeceğimiz dualar da katılmıştır.
Que la prière pour la paix demeure en nos cœurs... ainsi que la prière pour notre pays bien-aimé.
Anlıyorum. Aniden ülkemiz için tasalanmaya başladı.
Il s'intéresse au pays maintenant?
Önce ülkemiz, evet. Sonra benim kellem.
D'abord le pays, ensuite ma tête.
Bu sevgili ülkemiz için daha iyi olmaz mı?
"mais épargnez les innocents", ne serait-ce pas mieux pour notre chère patrie?
Bay Milton'un harika biçimde vurguladığı gibi ülkemiz bugün ayaktadır... her zaman durduğu yerdedir.
Comme M. Milton l'a fort bien dit, notre pays occupe la place qu'il occupe.
Gerçek hayattan alınmış olan olaylarla "Sizin Başınıza da Gelebilirdi" programı ülkemiz otoyolları ve yan yollardaki zayiat rakamlarını azaltmayı amaçlıyor.
Inspirée de la vie réelle, "Ç'aurait pu vous arriver"... espère réduire le taux des victimes sur nos autoroutes et nos sentiers.
Başka ülkemiz kalmadı.
Il ne reste plus de pays.
Mısır.. Mısır... ülkemiz savaşta. Kin ve sivil çekişmeler tarafından parçalanmış.
Mais l'Égypte était un pays déchiré par la haine et la guerre civile.
En kısa sürede bu konunun kapanması ülkemiz yararına olacak.
Plus vite ce procès sera fini, mieux ce sera pour le pays.
Daha korkuncu, ülkemiz ruhunu yeniden elde edemeden kaybedilmiş olmalı.
Il faut qu'elle soit perdue pour que notre pays retrouve son âme.
Hepiniz ülkemiz vatandaşı mısınız?
Êtes-vous tous citoyens américains?
Ve ülkemiz Sodom ve Gomore'ye benzeyecek veba, azab, kin ve ölüm diyarına.
Et notre pays sera semblable à Sodome et Gomorrhe, terre de pestilence, de feu, de haine et de mort.
Kaybedersek, ülkemiz yok olmaz mı?
Si on est vaincu, le pays entier périra.
- Bu, ülkemiz için!
- Excusez cet éclat. - Je comprends.
toprağa iniyorum, yoldaşlarımın saf kalplerine, ve büyük, çünkü ülkemiz büyüktür.
Je redescends à terre parmi les coeurs simples de mes camarades et grands, car grande est notre nation,
Çünkü ülkemiz güçlüdür... Barışçı olacak kadar güçlüdür...
Notre pays est assez fort... pour jouer le rôle de pacificateur!
Birkaç taş yıkıldı ama ülkemiz güçlü, birleşik, kararlı ve hiç olmadığı kadar üretken.
Quelques pierres se sont écroulées, mais notre pays est fort, uni, déterminé et plus productif que jamais.
Biz Sudanlıyız. Burası bizim ülkemiz.
Nous ne sommes pas égyptiens, mais soudanais.
" Bizzat Kralın bana verdiği görevle... açıkça ilan ediyorum ki ülkemiz İngiltere... bu adama çok şey borçludur.
"Je suis chargé directement par le roi lui-même " de déclarer ouvertement à quel point l'Angleterre " doit à cet homme.
Ve ülkemiz, sizin ölümünüzün öcünü almak için geldiğinde, tüm bu vadi yıkılmış olacak.
Et notre pays ravagera cette vallée pour venger votre mort.
Sevgili yurttaşlar, Millet Meclisi üyeleri ülkemiz tehlikede.
Citoyens, membres de l'Assemblèe Nationale, notre pays est en danger.
Hükümetiniz için, ülkemiz için..!
Pour votre pays!
Sonra da ülkemiz yeni bir döneme girecek.
Après cela, notre pays entrera dans une nouvelle ère.
Eğer ülkemiz şuanda işgal altında olsa o zaman orduya katılır mıydın?
Si notre pays était attaqué dans l'heure qui suit, vous engageriez-vous?
Böyle deme. Biz ülkemiz için savaştık.
Dis pas ça, nous défendons la Patrie.
Şimdiden, ülkemiz İspanya'dan altı kat daha büyük ve ilerlediğimiz her gün, onu daha da büyütecek.
Notre pays est déjà six fois plus grand que l'Espagne. Et chaque jour de notre voyage l'agrandit.
Herşey bir yana, ülkemiz herşeyden önce gelir!
La patrie avant tout!
İşte ülkemiz rahipleri için, Model No 6.
Pour les prêtres de campagne, voici le n ° 6.
- Hayatına kastedecekse... sizi uyarmak vazifemdir sayın bakan, bence... ülkemiz acil bir durumla karşı karşıyadır.
- A propos de la vie du président, il est de mon devoir de vous informer, M. le ministre, que nous sommes face à une catastrophe nationale.
Bildiğin gibi, Japonya'nın önemli bir ülke olması ve çok fazla çıkarımız olması nedeniyle ülkemiz burasıyla çok ilgileniyor.
Notre pays est très intéressé car le Japon est une nation importante, Et notre pays pourrait tirer profit de ces secrets.
Bu yüzden Sayın Sözcü şunu söylemeliyim ki ülkemiz hapishanelerinin ve yönetimlerinden sorumlu kişilerin, genel bir soruşturmaya tabii tutulmasını öneriyorum.
Je propose donc, monsieur le président, qu'une enquête soit menée en ce qui concerne les institutions pénales de notre pays et les personnes responsables de leur administration.
Burası bizim ülkemiz Phil, kimsenin önünde eğilmek zorunda değiliz.
On est à notre place Phil. On se met à genoux devant personne.
Bugün ülkemiz, anavatanımız için çok önemli bir gün...
Aujourd'hui, c'est un grand jour pour notre patrie.
Ve sanırım kaç yaşında olursanız olun, ülkemiz için ideal lider.
Et, je crois, le dirigeant idéal pour notre pays, quel que soit votre âge.
Sevgili ülkemiz Topeka'nın sürekli gelişimi ve huzuru için hayati derecede önemli kurallara itaat etmeniz yönünde yapılan tüm telkinleri görmezden gelmenize inanmakta güçlük çekiyoruz.
Il est difficile pour nous de constater que vous avez ignoré plusieurs de nos alertes afin vous plier aux lois qui sont vitales pour le bien être et la croissance de notre bien aimée
Sevgili ülkemiz Topeka'nın sürekli gelişimi ve huzuru için hayati derecede önemli kurallara uymanız yönündeki tüm telkinleri görmezden geldiniz.
Vous avez ignoré plusieurs de nos avertissements malgré votre connaissance des règles vitales nécessaires à la croissance de notre bien aimée Topeka.
Komünistler, Varkiza Antlaşmasını ihlal edip, ve ikinci kez iktidarı almak istediklerinde, ülkemiz ölümcül bir tehlike altındaydı.
Lorsque les communistes violaient l'Accord de Varkiza et tentaient, pour la seconde fois, de prendre le pouvoir, la Patrie s'exposait à un danger mortel. Les deux années de la rébellion
Ve bu komiteye Mr.Prince'i... Ve bu komiteye Mr.Prince'i burada bulundurma ve ülkemiz için yaptığınız yüce işleri tasdik etme şansı tanıdığı için teşekkür etmek isteriz.
Et nous aimerions remercier le comité... qui permet à Howard d'exprimer son admiration... pour ce que vous faites pour le pays.
Kardeş ülkemiz Almanya'nın bütün üst düzey askerleri yetkilileri oradaydı.
Tout le Reich était représenté.
Zavallı Rusya, canım ülkemiz.
Malheureuse Russie, terre de bonté.
Zavallı Rusya, bizim güzel ülkemiz!
Pauvre Russie, pays de bonté!
Orası bizim de ülkemiz.
C'est notre terre bien-aimée aussi.
sadece bir şeyimiz eksik : ülkemiz.
le pays. Mais ça viendra...
Ama ülkemiz tehlikede.
- Mais la patrie est en danger.
Öyle ya da böyle küçük ülkemiz bir mucizenin doğuşunu gördü ;
"Quoi qu'il en soit, notre pays qui n'est pas bien grand " vit apparaître une chose inouïe - ce qui a été appelé la Zone.
Buna layık değiliz... ama ülkemiz kan ağlıyor, halk acı içinde.
Nous sommes indignes. La terre saigne, le peuple souffre.
Ama şimdi ülkemiz çağırıyor. Vatanın liderlere ihtiyacı var.
La patrie a besoin de chefs!
Hepimiz ülkemiz için en iyisini yapmalıyız.
Vous n'êtes pas de cet avis?