Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ Ü ] / Üniversite

Üniversite перевод на французский

2,763 параллельный перевод
Sen özgür, eğitimli bir kadınsın ben ise sadece iki senelik üniversite okuyan aptal bir devriye polisiyim.
Vous êtes indépendante, cultivée et moi, un flic débile qui a fait 2 ans de fac.
Büyük ödülü 200 $'lık üniversite birikim anlaşması sanıyordum.
Je pensais que le premier prix était de 200 $ d'épargne-études obligataires.
Milyonlarca üniversite öğrencisi yanılıyor olamaz.
Des millions d'adolescents en réseau ne peuvent pas se tromper!
Bunun bağımlısı milyonlarca üniversite öğrencisi yanılıyor olamaz.
des millions d'étudiants coincés du cul, ne peuvent pas se tromper.
Okula geri dönerek üniversite seviyesinde yarışmayı düşünmüş mü?
A-t-elle pensé de retourner à l'école et concourir au niveau lycée?
Sadece saygın üniversite mezunları ile görüşüleceğine dair bir açıklama yoktu.
Toutes ces personnes sont incroyables.
Doğru. 2 yıl üniversite iki yıl dergide.
C'est vrai. Deux ans d'université, deux ans au journal. Deux ans avec toi.
Yeni komşuları geri dönüşüm yapan bir avuç çevreci üniversite öğrencisiymiş.
Des nouveaux voisins... des étudiants écolos avec un composteur.
Notların yetinceye kadar üniversite takımında oynadın.
Tu étais dans l'équipe de l'école. On t'a expulsé à cause de tes notes.
Artık film yapmak için üniversite kredileri veriyorlar.
Il y a des crédits universitaires pour tourner des films.
Dün masanda üniversite başvuru formu vardı.
J'ai trouvé ton bulletin d'inscription à la fac.
Ve onların mazereti de buydu. Onlara Asia'nın özel küçük web sitesini yaptım. Mutlu Asia, üniversite resimleri ve gülen Asia.
C'était leur excuse, alors j'ai créé une page spécialement pour eux, avec des images de collège où je souriais, des trucs innocents, sur deux pages.
Eminim üniversite destek verir.
Je crois en ma chance.
Bugün üniversite basketbolu haberlerimiz var.
On parlera de basketball universitaire.
Sırf üniversite okuduğun için diğer keşlerle aynı kurallara uymayacaksın diye bir şey yok, tamam mı?
Juste parce que vous aller au collège / / ne veut pas dire que vous ne suivez pas mêmes règles que / / les junkies d'autres, d'accord?
Sonradan üniversite eğitimi için, elektrikli süpürge satarak para kazanmaya çalışan
Il était Porto-Ricain et vendait des aspirateurs... pour payer ses études.
Saat 5 : 30'da Nima'dan üniversite ofisinden zarf almışsın. Nerede o?
L'enveloppe prise dans le bureau de Nima, elle est où?
Chad, hangi üniversite futbol takımı bu yılki oyuncu seçmelerinde en çok oyuncuyu verecek?
Chad, parmi les bonnes équipes de football universitaire, laquelle profitera le plus du prochain repêchage?
Annemler bütün üniversite planlarımın suya düştüğünden emin.
Mes parents disent qu'après ça, j'irai jamais en fac.
Evet, ileri düzeyde üniversite saçmalıkları bunlar.
Oui, c'est ce qu'on apprend à la fac.
Bunca şeyden sonra Patrick, üniversite ve gelecekleri hakkında konuşabildi.
Après ça, Patrick n'a parlé que de la fac et de leur avenir.
Simon Silver yakın zaman önce üniversite üyesi Margaret Matheson tarafından sorgulanmıştı. Silver, BPAM uzmanlarından oluşan bir komitenin tasarladığı her türlü teste tabi tutulacak.
Pendant deux semaines, Simon Silver, dont les aptitudes ont déjà été remises en cause dans cette même université par la regrettée Margaret Matheson, devra participer à une longue série d'évaluations mises au point par un comité d'experts sélectionnés
Bundan sonra, üniversite kameraları haricindekiler laboratuvara giremeyecek.
À partir de maintenant, aucune caméra, à l'exception de l'équipement universitaire, ne pourra être utilisée dans le labo.
Hey, sen üniversite de ne okudun?
T'as étudié quoi? Toi!
Ve konuştuğu tek konu bir gün üniversite için buradan gitmek.
Et ne parle que de partir pour la fac.
- Peki ya üniversite fonum?
Et pour l'université?
- Anahtar kelime, üniversite.
Mot clé : université.
İki yıl önce Tokyo'ya gittiğimde üniversite müzesini ziyaret ettim ve orada gördüm.
Quand je suis venue à Tokyo, il y a deux ans, je suis allée au musée de l'Université et je l'ai vu là.
Şu anda binlerce üniversite öğrencisi buradaki plajlara akın ediyor. Bir sürü para harcamak için hazırlar.
À cette seconde, il y a des milliers de jeunes étudiants qui envahissent les plages de notre île et prêts à dépenser des tonnes et des tonnes de pognon.
Kampüsçe piknikler düzenliyoruz ki bu da yeni gelen öğrencileri üniversite ortamına alıştırmak için iyi bir yol.
Nous pique-niquons sur le campus, ce qui est un bon moyen pour les nouveaux étudiants s'adapter à l'environnement de l'université.
Sanki üniversite hayatımın bitmesi onların suçuymuş gibi.
Comme si c'était leur faute que l'université se termine.
Evet, üniversite başvuruları için makaleler yazıyorum.
Je dois écrire un essai pour l'admission en fac.
Çünkü o evin parasını ödeyebilmek için üniversite kitapları yazmam gerekecekti.
Parce qu'il aurait fallu que j'écrive des manuels scolaires pour payer l'ancienne maison.
Bu pazarda bir üniversite mezununa ihtiyacımız var.
Ce qu'on cherche, c'est un diplômé du supérieur.
- Evet, üniversite için.
- À l'université.
Herkesin üniversite kayıt günü kutlu olsun!
Joyeuse fête des inscriptions aux écoles tout le monde!
İkimiz de üniversite birinci sınıfa başlamak üzereydik.
Sur le point d'aller en première à l'université.
Dördü üniversite mezunu, ikisi finansçı, çoğu demokrat.
Quatre diplômés de l'université, deux dans la finance, la plupart démocrates.
Ama önce üniversite eğitimi alacaksın.
Mais tu vas obtenir un diplôme universitaire d'abord.
Bak hayatım, üniversite şahanedir.
Écoute, ma chérie. L'université... c'est super.
Burası üniversite.
Tu es à l'université.
Sadece dostça bir üniversite şakası.
Un peu de divertissement universitaire.
Yanımda üniversite öğrencisi Amanda Eastman var.
Avec nous, Amanda Eastman, étudiante à la faculté de Princeton.
O her zaman konuştuğu gibi üniversite ve evlilikten konuşuyordu. Ve ben buna dayanamadım.
Il parlait d'université, de mariage et de tout ce dont il parle tout le temps et j'ai juste... je pouvais pas.
Ne olursa olsun bir gün üniversite artık o kadar önemli olmayacak.
Tu sais, quoi qu'il arrive, un jour, l'université ne comptera plus.
Havuz temizleme işin filan var, biliyorum ama üniversite sana uymasa da liseden mezun olman çok önemli.
Je sais que tu as ton business de lavage de piscine et tout, mais même si l'université c'est pas ton truc, ça reste important d'avoir son diplome.
Bak bücür, üniversite başvurumda avantaj sağlasın diye bu komik kıyafetle buradayım.
Écoute, crevette, je mets cet uniforme ridicule pour faire bien sur mon CV.
Dr. Pierce üstünde smokin, yüzünde de tebessümle akşamleyin, vaktinde orada olursa üniversite için oldukça yararlı olacaktır Bay Lewicki.
Ça rendrait grand service à l'université... M. Lewicki, si le Dr. Pierce était là à l'heure ce soir...
Sıkı dur üniversite. Ben geliyorum!
Attention, l'université.
Tıpkı üniversite yıllarındaki gibi.
Quoi?
Peki ya üniversite?
Et comme études?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]