Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ Ü ] / Üzülürsün

Üzülürsün перевод на французский

66 параллельный перевод
Kapatmazsan, üzülürsün, demek istiyor. Kapat.
Il voulait dire que si tu ne le fais pas, tu le paieras.
Karnımdan bir mermi yersem çok üzülürsün.
Je refuse de me faire descendre parce que vous pleurnichez.
Pekâlâ, yer çekimini hafife alma yoksa çok üzülürsün.
- Ne sous-estime pas la gravitation.
Tabii ki üzülürsün.
Je comprends vos problèmes.
Yoksa üzülürsün.
Ou tu le regretteras.
Geri vermezsen üzülürsün.
Si tu ne la ramènes pas, tu le regretteras.
Yerinde olsam bunu düşünmezdim, sadece üzülürsün.
A ta place, je n'y penserais pas Ça ne ferait que t'attrister
Gelecek ay ikramiyeni alamazsan işte o zaman üzülürsün.
Si vous n'obtenez pas votre promotion le mois prochain là vous pourrez être désolé.
Gideceğim, ardımdan üzülürsün sonra.
Je vais partir et vous me regretterez.
Gidersen, üzülürsün.
Tu regretteras d'être parti.
maskeli kahraman, kıymetli birşey için dışarıda almaya uygun degil eger kötü adamlar alırsa, üzülürsün!
Il n'est pas prudent de sortir avec une chose aussi précieuse maintenant. Prenez garde. S'il tombe entre de mauvaises mains, vous serez responsable.
ben paylaşabilirim neden acık degil ve açalım belki, belki benim için daha uygun olabilir cevap ver bilmek istiyorum ama, açarsam üzülürsün açmazsan sen üzülürsün!
Ouvrons-le pour regarder ce qu'il contient. Autant en profiter. Ce coffret ne doit pas tomber entre de mauvaises mains.
Ama sonra insanlara üzülürsün çünkü saçlarının uzaması lazım.
D'abord, on est en colère contre le labo qui invente un produit, puis on compatit avec ceux qui voulaient faire repousser leurs cheveux.
O yüzden parti falan olacağını düşünme, zira sonrasında çok üzülürsün.
Ne t'attends pas à en avoir une, ou tu seras bien déçu!
Büyüdüklerine sevinirsin, ama onları kaybettiğine üzülürsün.
Vous êtes content qu'ils grandissent, et triste de les perdre.
Seni terk ederse çok fazla üzülürsün?
Tu y étais si attachée qu'il te l'a laissée?
Beni yine sinirlendirirsen, çok üzülürsün.
Si tu me pousses à bout, tu vas sentir ta douleur.
Böyle düşünmezsen çok üzülürsün.
- Si on ne s'y fait pas, c'est trop douloureux.
Eğer bizi fark ederlerse, üzülürsün.
S'ils te voient, tu le regretteras.
Bir daha iznim olmadan silahımı alacak olursan üzülürsün! Bundan emin ol!
Prends-le encore sans ma permission, et je te garantis que tu le regretteras.
Eğer yalnızsan, üzülürsün.
Si t'es célibataire, c'est déprimant.
Asıl sen çok üzülürsün.
Ça brisera ton cœur.
Sen üzülürsün.
"Tu es fille. Tu regretteras si tu vas!"
Burada fazlası olsa iyi olur, yoksa buna üzülürsün.
J'espère qu'il y a plus que ça ici ou vous le regretterez.
Umarım onu Gina Gambarro alır ve eğer senden önce evlenirse üzülürsün.
J'espère que Gina Gambarro l'attrapera et se mariera avant toi.
Sonunda üzülürsün.
Tu vas être déçu.
Öyle bir kız ki Ona sahip olamadığın için üzülürsün
Le genre de fille qu'on désire tellement qu'on s'en trouve désolé
Bu aptal bi oyun değil üzülürsün ve ayrılırsın.
Ce n'est pas un jeu débile que vous obtenez le renboursement et partez.
Yitirdiğin şeye üzülürsün, duyguların birbiriyle çelişir. Ama çoğunlukla bir rahatlama duygusu olur.
Tu pleures une perte, avez des émotions contradictoires... mais la plupart du temps ça procure du soulagement.
Evden ayrıldığında çok üzülürsün.
Ça te tue, quand ils s'en vont.
Bulamazsan üzülürsün biliyorum.
Et à chaque fois tu en sors désappointé.
Ne kadar fazla izlersen o kadar üzülürsün.
Plus tu regardes, plus c'est triste.
- Ben ciddiyim. Julie'yi rahatsız etmeyi bırakmazsan, çok üzülürsün.
- Si tu n'arrêtes pas d'ennuyer Julie, tu le regretteras.
Ya evine gidip üzülürsün ya da vakayı alıp bir fark yaratırsın!
Tu rentres te morfondre chez toi ou tu viens et tu changes la donne.
Üzücü bir durum, Anthony, ama bu herkes için geçerli. Buraya bir daha gelirsen sanırım daha fazla üzülürsün.
C'est une triste histoire, Anthony, mais vu les personnes impliquées, je pense qu'il serait malheureux que vous reveniez.
Ve bunları ciddiye alma, yoksa üzülürsün.
Ne prends pas ça trop au sérieux, ça te retombera dessus.
Ama giderim. Ve üzülürsün.
Mais je partirai, et vous en serez désolé.
Kalp kırılınca olanlara üzülürsün.
Tu vois, pour moi, avoir le coeur brisé, c'est être triste de ce qui s'est passé.
Karanlıkta oturup kaybın için üzülürsün.
Tu restes assis dans le noir et tu ressens cette perte.
Doğum gününde tatile gitmek için başımın etini yersin, ama o gün açacak hediye olmayınca üzülürsün.
T'as voulu qu'on parte pour ton anniversaire, mais t'étais déçue de ne pas avoir de cadeau à ouvrir.
Böylece Vargas birini öldürürse, şimdikinin yarısı kadar üzülürsün. Vargas?
Comme ça, quand Vargas en tuera un, tu ne seras qu'à moitié triste.
Çok üzülürsün.
À briser votre coeur.
- Sen üzülürsün yani.
- Ca t'énerve.
Kurylenko'ya dokunursan üzülürsün.
Tu touches Kurylenko, tu seras désolé.
Kazanamazsın. Sadece üzülürsün.
Tu gagneras pas, tu seras juste blessée.
Oğlunun, senin kirli polis olduğunu öğrenmesine üzülürsün.
On pense à son fils qui va découvrir que son père était un ripou.
Ya perdeleri kapatıp evinde hayaletlerinde birlikte kendine üzülürsün ya da lanet perdeleri açarsın.
Vous pouvez rester cloitré dans votre maison avec vos fantômes, à vous complaire dans votre chagrin ou vous pouvez ouvrir les yeux.
Birazcık üzülürsün, sonra da benim özgür kalması gereken bir aygır olduğumu anlarsın falan diye düşünmüştüm.
Que tu sois un peu en colère. Et que tu réalises que je suis un étalon sauvage.
Tabii ki üzülürsün.
Oui, bien sûr.
Birazcık vicdanın varsa üzülürsün tabii.
désolé.
- Sen herkes için üzülürsün, Amber.
Tu plains tout le monde, Amber.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]