Isla перевод на французский
3,915 параллельный перевод
Mıknatınısla alakası yok, yer çekimi.
Ce n'est pas des aimants. C'est la gravité.
Lütfen, bağışla onu Lilith!
S'il te plaît, épargne-le, Lilith!
Bağışla beni.
Pardonne-moi.
Sana öğrettiklerimin hepsi buysa sanırım Grayson Global'daki C.E.O.'luğu bırakmanı önermemi anlayışla karşılarsın. Ve de yerine oğlunun geçmesi için onu yetiştirmeye başlayacağız.
Si c'est tout ce que je t'ai appris, tu comprendras pourquoi je suggère que tu te retires du poste de PDG de Grayson Global, et qu'on prépare ton fils à prendre ta place.
Anlayışla karşılıyorum.
Vous avez ma sympathie.
Eminim anlayışla karşılarsın, tazminat ödenmeyecek.
Je suis sûre que tu comprendras qu'il n'y aura pas d'indemnités.
Katılamadığım için de lütfen bağışla beni- -
Je m'excuse de ne pas avoir pu y assister.
Bu biraz tuhaf gelebilir. Hayır dersen de kesinlikle anlayışla karşılarım ama biz sağırlar şafağını bu korku etkinliğine sokmaya çalışıyoruz ve bizim bir fragman çıkarmamız gerekiyor.
Donc ça pourrait être un peu étrange, et je comprendrais totalement si tu disais non, mais on essaye d'obtenir "L'aube des sourds"
Rene, bağışla beni.
Rene, pardonnez-moi.
Küt bir anlayışla, sanırım yapabiliyorlar, evet.
Eh bien, dans un certains sens, je crois qu'ils le peuvent, oui.
Bağışla.
Pardonner. "
- Bağışla beni rahip.
Pardonnez-moi, frère.
Barışla alakalı.
C'est à propos de paix.
Anlayışla karşılıyoruz bayım.
Nous comprenons, Monsieur.
Menkul kıymetlerde sahtecilik, içeriden öğrenenlerin ticareti ve açığa satışla manipülatif işlemler konusunda o kadar önlem alınmışken Paul bunu nasıl başarabilir?
On a des mesures pour contrer la fraude. Le délit d'initié, les ventes à découvert truquées. Comment a-t-il fait?
Tanrım ne yaptıklarını bilmedikleri için onları bağışla.
Pardonnez-leur Seigneur... car ils ne savent pas ce qu'ils font.
Beni bağışla.
Pardonne-moi.
Git de organlarını bağışla.
Va faire un don de quelques parties de ton corps.
Alexis Çekicibakış'ı oynuyordum. Bana Çekicibakış derlerdi çünkü... özel yeteneğim ipuçlarını çekici bir bakışla çözmekti.
Je jouais Alexis goodlooking qui était aussi jolie à regarder ( goodlooking ) et ma spécialité était d'être douée pour repérer les indices ( good at looking )
"Tanrım, beni bağışla lütfen."
"Seigneur, pardonne-moi, s'il vous plaît".
Onların günahlarını ve kusurlarını bağışla.
De nos péchés et de nos problèmes.
Tanrım bağışla beni, lütfen.
Seigneur pardonnez-moi, s'il vous plaît.
Onların günahlarını ve kusurlarını bağışla.
De ses péchés et des problèmes.
Söyledim ya, telefon ettiğimde program şefi durumu anlayışla karşıladı.
La directrice a été très compréhensive quand je l'ai appelée.
İsa Mesih, misafirimiz ol. Verdiğin bu nimetleri bize bağışla.
Venez, Seigneur Jésus, soyez notre invité, et bénissez ces présents qui nous ont été faits.
Bana kaynağından bahsetmezsen bunu anlayışla karşılamamı...
Non, si tu ne me dis pas au sujet de la source, alors ne compte pas sur moi pour te suivre...
Müşterilerimizin değişiklik istemesine anlayışla karşılıyoruz.
Nous comprenons que les demandes de nos clients changent.
Bağışla, Leyla.
Je suis désolée, ma chérie. Je suis vraiment désolée.
- Her zaman davranışla örnek olmak gerekir derim.
- Il faut montrer l'exemple. - Ouais.
Bağışla beni.
Pardonnez moi.
Tangayı artık dolaba kaldırmak istersen anlayışla karşılarım.
Je dit juste, si tu voulais raccrocher les string, je comprendrais.
Tendyne bu satışla milyonlar kazanacaktı Greg'in ölümü buna son verdi.
Tendyne a gagné des millions avec cette vente, la mort de Greg y mettra fin.
Alkışla...
En tapant dans les mains.
Don Henley konserindeymiş gibi alkışla.
En tapant... Tape comme si tu étais à un concert de Don Henley.
Bugün bize gündelik ekmeğimizi ver ve bize karşı suç işleyenleri bağışladığımız gibi sen de bizim suçlarımızı bağışla.
Donne-nous notre pain quotidien. Pardonne-nous nos offenses, comme nous pardonnons leurs offenses.
Gitme kararınızı anlayışla karşılıyoruz.
Vous avez bien fait de décider de partir.
# İleri itip aç, iki kez alkışla!
En avant, poussons et ouvrons
Anlayışla karşılıyorum.
Je le respecte.
Tamam, anlayışla karşılıyorum.
Eh bien, merci.
Yanlışla doğru arasındaki farkı anlamıyor.
C'est juste qu'il ne fait pas la différence entre ce qui est bien et mal.
- Yanlışla kapıyla vurdum
- Je l'ai accidentellement frappé avec une porte.
Dürüstlükle işim bitti. Ben de artık herkes gibi yalan söyleyeceğim. Bağışa ihtiyacınız olduğu gerçeğini anlayışla karşılıyorum, ve tabi ki çocukları kurtarmak için bağış yapmak isterim, ama benim de yedi çocuğum var, ve hastalıklı bir şekilde obez olduğumdan bir işte çalışamıyorum.
( sirène au loin ) je l'ai eu avec honnêteté je vais me mettre à mentir comme tous le monde j'apprécie le fait que tu aies besoin d'une donation et j'aimerai donner pour sauver les enfants, mais j'en possède déjà 7 moi même
Seni seviyorsa anlayışla karşılayacaktır.
Si elle t'aime, elle comprendra.
Elbiselerim için bağışla tanrım bu lanet balo için yeterince seçkin değil.
Mes vêtements ne sont pas assez classes, pour ce satané bal.
Anlayışla karşıladı.
Je vais vous dire, elle est ouvert à cela.
Duygusuz olduğum için beni bağışla ama bu kalp krizi sence de biraz şaibeli bir durum değil mi?
Pardonne moi d'être inhumaine, mais tu ne crois pas que c'est crise cardiaque est un peu commode?
Beni bağışla.
Je ne retiens pas les noms.
Belki bunun yarışla bir alakası yoktur. Yarışçının kim olduğuyla alakalıdır.
Peut être que ce n'est pas à propos de la course elle-même, mais de qui est dans la course.
Umarım bunu anlayışla karşılardı.
J'espère qu'il comprendrait.
Bağışla ama buna inanmıyorum.
Pardonne-moi si je ne te crois pas sur parole.
Tabii. Akşama kadar çalışmam gerekmiyor çünkü patronum, geç saatlere kadar ayakta kalarak içki içip, grubumuzla rock yapma isteğimi anlayışla karşılıyor.
Bien sûr, je n'ai pas à être au travail jusqu'au moins la fin de l'après-midi-ish parce que mon boss apprécie que j'aime veiller tard et boire et... rocker avec ma bande.