Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ I ] / Işığın

Işığın перевод на французский

76,549 параллельный перевод
Diğer lord ve leydilerin önünde kararlarımı sorguladığın zaman beni bastırmış oluyorsun.
Si tu discutes mes décisions, face aux autres seigneurs, tu m'affaiblis.
Işığın Tanrısı bunu da kulağına fısıldadı mı?
Le Seigneur de Lumière te l'a soufflé à l'oreille?
O zaman ne diye Işığın Tanrısı seni geri getirip duruyor?
Alors pourquoi le Seigneur de Lumière te ramène sans cesse?
Işığın Tanrısı'nın Westeros'ta pek destekçisi yok, değil mi?
Le Seigneur de Lumière n'a guère de fidèles à Westeros.
- Majesteleri, affınıza sığınıyorum ancak çeviriniz tam anlamı karşılamıyor.
Pardonnez-moi, Majesté, mais votre traduction est inexacte.
Peki sence Işığın Tanrısı neden bu Jon Snow'u ayrı tutuyor?
Vous pensez que le Seigneur de Lumière a choisi ce Jon Snow?
Kraliçem beni çağırdığında çağrısını yanıtsız bırakmam.
Quand ma reine me convoque, je réponds à l'appel.
Üstat Faull ise tam tersiydi. Anlattığı öykülerin yarısını uyduran çok zeki bir tasarımcıydı.
Mestre Faull était, au contraire, un styliste renommé, qui inventait la moitié de ses récits.
Şehir dışında da yaşlı köpekler için bir çiftlik olmadığını.
Il y a pas de ferme où on envoie les vieux chiens.
Yaşlandığında ve hayatında hiçbir şey yapmadığın konusunda endişelendiğinde düşüneceğin edepsiz küçük bir sır olarak.
Un vilain petit secret. Tu pourras y penser quand t'auras peur d'avoir raté ta vie.
Laura, o günışığıyla kıçını sildin sen.
T'as craché sur ton rayon de soleil.
O paralardan hiçbirisi bendeki paranın yaptığını yapacakmış gibi gelmedi pek bana.
Ma pièce est bien meilleure que toutes celles-ci.
Az önce İsa ismini sanki bir tanıdığının tanıdığıymış gibi mi söyledin sen?
Donc, tu connais un mec qui connaît un mec?
İnsanlar, onların Amerika'sının kendilerine sağladığı samimiyeti, güvende hissetmeyi savunurlar.
Les gens sont prêts à défendre la sécurité que leur offre leur Amérique.
Kendini bıraktığını gördüm.
Je l'ai vu s'offrir à lui.
Yarattığın bu küçük evrenin tanrısı olmak için ne yaptın?
Qu'as-tu fait pour devenir le dieu de ce petit univers?
Essie ne kadar şaşırdığını ve incindiğini anlattı.
Essie s'avoua choquée et blessée.
Çok değişirsem Mario'ya yaptığın gibi kalbime iki tane sıkar mısın?
Si je change trop, tu vas me mettre deux balles dans le cœur, comme tu as fait avec Mario?
Bay Nygma Tommy Bones'un veya Duke'un sığınaklarında bulunamadı.
M. Nygma n'était dans aucune des planques de Tommy Bones ou du Duc.
" Bugün rozeti alırken, Gotham'a bir parça sığır eti gibi yaklaşın.
" Quand vous prenez le badge aujourd'hui, approchez Gotham comme si c'était... une bonne côtelette.
Silahın varış zamanını bulman gerek ve bunu yaptığını, Divan'ın anlamayacağı şekilde yapman gerek.
Tu dois trouver quand l'arme arrivera, et tu dois le faire sans que la Cour sache que tu es impliqué.
En azından Divan'ın varlığını doğrulamış.
au moins il a confirmé l'existence de la Cour.
Haritanın Divan'ın gizli sığınaklarını gösterdiğini düşünüyoruz.
On pense que ce plan indique les planques de la Cour.
Bu haritanın Divanın gizli sığınaklarını gösterdiğini düşünüyoruz.
On pense que cette carte indique les cachettes secrètes de la Cour.
Alvarez, Bruce'un o yerde olmağını fakat şu anda haritadaki başka bir sığınağı kontrol ettiğini söyledi.
Alvarez dit qu'il n'y était pas. mais ils vérifient le prochain point de la carte.
Fakat sana yeraltı dünyasına bir ilgisinin olmadığını söyleyebilirim.
Mais je peux vous dire qu'ils ne s'intéressent pas à la pègre.
Tamam. Lucius'un haritadan yaptığı bu model, divanın bütün sığınaklarından oluşuyor, değil mi?
C'est une maquette de la carte que Lucius a faite de tous les sièges secrets de la cour, n'est-ce pas?
Divan bütün sığınaklarını işaretlememiş.
La Cour n'a pas marqué toutes les cachettes.
Sıvılaştırdığınız an Gotham'da virüslü her insanı tedavi etmeye yeter.
Une fois dilué, il y en a assez pour guérir chaque personne infectée de Gotham.
Çünkü istediğini alamadığında sinir krizi geçiren şımarık bir çocuksun.
Parce que tu n'es qu'un enfant gâté qui pique sa crise à chaque fois qu'il n'a pas ce qu'il veut!
Dışarıdan bakıldığında sıradan bir adli tıpçı gibi görünsem de STAR Labs'teki dostlarımın da yardımıyla, gizlice suçla savaşıyorum ve benim gibi meta insanları buluyorum.
On me connaît comme assistant scientifique. Secrètement, avec mes amis de STAR Labs, je combats le crime et cherche des métahumains comme moi.
"Şehir hâlâ goril saldırısının açtığı hasarı onarıyor."
"La ville est toujours en reconstruction suite à l'attaque du gorille."
Pardon, şu Flashpoint'te, yaşadığın alternatif evrende bu adam CCPD'de mi çalışıyordu?
Désolé. Dans Flashpoint, ce... cet univers alternatif dans lequel tu as vécu, il travaillait au CCPD?
- Sıcak baktığın bir meslek var mı?
Est-ce que tu penches pour quelque chose?
Yani Flashpoint'te kaldığın bir evren varsa Francisco oraya vibelayabilir.
S'il y a un univers où tu restes dans Flashpoint, Francisco pourrait le vibrer.
Ben bununla ilgilenirim, siz de dokunamadığımız birini nasıl yakalayabileceğimizi bulmaya çalışın.
Vous restez ici et trouvez comment attrapez quelqu'un qu'on ne peut pas toucher.
- Cisco, bizim için özel güvenlikli bir kapı yapmayı teklif etti ama o şeylerin STAR Labs'te ne kadar işe yaradığını gördük.
Cisco a proposé de construire une porte blindée, mais on connait tous les deux l'efficacité des portes de S.T.A.R. Labs. - Donc... - J'aime les serrures.
Dışarıdan bakıldığında sıradan bir adli tıpçı gibi görünsem de STAR Labs'teki dostlarımın da yardımıyla, gizlice suçla savaşıyor ve benim gibi meta insanları buluyorum.
On me connaît comme assistant scientifique. Secrètement, avec mes amis de STAR Labs, je combats le crime et cherche des métahumains comme moi.
Ama eğer yenilecek olursa Flash diğer goriller zayıflığını görür ve artık onu takip etmez.
- Mm. - Mais, Flash... s'il devait être vaincu, les autres gorilles verraient sa faiblesse and ne le suivraient plus.
Dışarıdan bakıldığında sıradan bir adli tıpçı gibi görünsem de STAR Labs'teki dostlarımın da yardımıyla, gizlice suçla savaşıyor ve benim gibi meta insanları buluyorum.
On me connait comme assistant scientifique, mais secrètement, avec l'aide de mes amis à S.T.A.R. Labs, Je combats le crime et trouve d'autres méta-humains comme moi.
Dışarıdan bakıldığında sıradan bir adli tıpçı gibi görünsem de STAR Labs'teki dostlarımın da yardımıyla, gizlice suçla savaşıyor ve benim gibi meta insanları buluyorum.
On me connait comme assistant scientifique, mais secrètement, avec l'aide de mes amis à S.T.A.R. Labs, je combats le crime et cherche d'autres méta-humains comme moi.
Bak... Eğer Savitar, Wally'yi de Julian'ı kullandığı gibi kullanıyorsa şu an bizi Wally aracılığıyla gözetlemediğini nereden biliyoruz?
Écoute, c'est... si Savitar utilise Wally de la même façon qu'il a utilisé Julian, comment on sait s'il n'est pas en train de nous espionner à travers Wally?
Iris, korkmadığını göstermeye mi çalışıyorsun?
Iris, tu essayes de montrer que tu n'as peur?
Bize kapana sıkıştığını, ebediyete kadar hapsolduğunu söylemiştin.
Tu nous as dit que tu étais piégé pour l'éternité.
Bildiğim tek şey, Hintli bir hız tanrısının zırhından çıktığı, yani...
Tout ce que je sais, c'est que ça vient de l'armure d'un dieu Hindou de la vitesse, alors...
Anladığımız kadarıyla bu parça, sürekli akış halindeki sürtünmesi sıfıra yakın bir maddeden yapılmış.
De ce qu'on sait, l'éclat est fait de matériaux presque sans taux de friction qui est en état de mouvement constant.
Her kimse işte bir adamın seni bayılttığını ve benim dünyama kaçtığını söyledi. Sonra o adam STAR Labs'e geldi seni uyandırmasını sağlamak için peşinden gittim...
D'accord, peu importe qui il est il a dit que ce type t'a hypnotisé, puis s'est échappé vers ma Terre, est venu à S.T.A.R. Labs, je l'ai suivi pour essayer de te réveiller...
Bu sırada umarım gırtlaklarınızın pasını silmeye hazırsınızdır.
Pendant ce temps, j'espère que vous êtes tous les deux prêts à pousser la chansonnette.
Sanırım J'onn'un sadece yakışıklı bir surattan ibaret olmadığını göreceksiniz.
Vous constaterez que J'onn est bien plus que... Juste un joli visage.
Dışarıdan bakıldığında sıradan bir adli tıpçı gibi görünsem de STAR Labs'teki dostlarımın da yardımıyla, gizlice suçla savaşıyor ve benim gibi meta insanları buluyorum.
On me connait comme assistant scientifique, mais secrètement, avec l'aide de mes amis à S.T.A.R. Labs je combats le crime et cherche d'autres méta-humains comme moi
Şimdi aklıma geldi, ablamın kullanamadığı dört Hamilton bileti varmış.
Ça me rappelle que ma sœur a quatre tickets qu'elle ne peut pas utiliser -... pour "Hamilton." - "Hamilton"?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]