Şapşal перевод на французский
1,575 параллельный перевод
Sen şapşal mı? -... mısın?
Il est idiot.
İhlalmiş. Hangi şapşal böyle bir kelime kullanır?
Quelle sorte d'énergumène utilise un mot comme outrepasser?
Benimle konuşmuyorsun değil mi şapşal?
C'est à moi que vous parlez, Doogie?
Şapşal mı?
Doogie?
Tina, Marge, Şapşal ve Bay Sokulgan.
Tina, Marge, Slapy, et Mr. Waou.
Şapşal, Bay Sokulgan'dan daha büyük.
Slapy est plus gros que Mr. Waou.
Çok meşgulüm, şapşal kızlara ayıracak vaktim yok.
- Me dis pas "non". C'est ton passe-temps, de batifoler.
Hey, şapşal herifler, bu ne biçim oyun böyle?
Fait chier! On fait quoi? Mon dictionnaire me dit :
Tabi ki sadece yılda bir ya da iki kez. Polislerin dikkatini çekecek kadar değil, hiç o kadar şapşal olmadık.
Pour ne pas attirer l'attention de la police, Personne ne s'est jamais douté de rien.
Oğlum şapşal bakışlarını gördün mü?
T'as vu la gueule qu'il faisait?
Sarışın, Şapşal, Kabarcık, Dördüncü Burun Estetiği Uğurludur diyen McGee.
P'tite Cervelle, Mlle Rhinoplastie McGee?
Sence ben şapşal bi baykuşa mı benziyorum?
J'ai l'air d'un putain d'hibou?
- Biliyorum şapşal.
C'est comme ça que ça marche.
Bir saattir burada kendimizi şapşal durumuna düşürüyoruz.
On vient de passer une heure ici à nous ridiculiser.
Şapşal Kızılderililer.
Stupides indiens.
Biz buna ağır suç deriz, şapşal.
On appelle ça de la "stupidité criminelle".
Veya ikisini birden yaparlar. İkisi de on ikinci seviyeden şapşal gibiler.
Ils sont disons, des intellos niveau 12... juste comme ça...
Seni şapşal, ama bak gördün mü bir dakikalığına da olsa beni korkuttun.
Gomer, vous m'avez fait peur pendant un instant.
Zaman uçup gitmiş. Ne kadar şapşalım.
Je... j'ai perdu la notion du temps... quelle idiote.
Şapşal ördek gibi Miami limanında bekleyen bir gemim var. Ve bu iş için hiç de olumlu bir şey değil.
J'ai un bateau qui attend dans le port de Miami comme s'il y avait un problème et c'est mauvais pour les affaires.
Eğer kocam beni kurtarsaydı, dilinden kurtulamazdım. Tam bir şapşal olduğumu düşünüyor.
Si mon mari avait été obligé de me sauver, il m'aurait dit que je suis une empotée de première jusqu'à la fin de mes jours.
Spanky, yedin beni, seni şapşal orospu çocuğu.
Spanky, tu m'as bien eu, espèce d'enfoiré.
İyi düşün şapşal.
Dans tes rêves, crétin.
Şapşal sana el sallıyor.
Cet idiot te fait signe.
Şimdi gitmeliyim yoksa şapşalım kızmaya başlayacak.
Je dois y aller, ou le vieux va s'énerver.
Şapşalın, genç kızlardan hoşlanıyor.
Les vieux aiment la chair fraîche.
Geleceğini bu zengin şapşalınla geçirmek istemiyorsan ne yapmayı düşünüyorsun?
cet homme, c'est ta fortune. Qu'est-ce que tu veux d'autre?
Tahrik mi oluyorsun? Evet şapşal.
Oui, imbécile.
Ben hemşireyim şapşal.
Je suis infirmière, andouille.
Bu şapşal yüz hep hoşuma gitmiştir.
J'ai appris à aimer ma bouille, avec le temps.
Ben Shawn Spencer, bu da ortağım Gus "Şapşal Pantolonlu" Jackson.
Voici Gus "pantalon ridicule" Jackson.
İyi şanslar şapşal.
Alors, bonne chance, andouille.
Şapşal rahat etsin diye.
Pour que l'andouille se repose.
Bir bakayım şapşal şey.
Fais voir, idiot.
Seni şapşal! - Taktik kitabı nerede, Larry?
Lâche moi, sale brute!
B-A-B o şapşal...
Ici. "Prendre le sablier à Des"
Gördüklerimizi müdüre anlatacağız, ve Queen ve diğer iki şapşal kovulacak.
On va raconter ce qu'on a vu. Queen et ces 2 idiots se feront virer.
Şapşal!
Idiot.
Vay canına! Ne şapşal bir saç modeli.
Wow, quelle coupe horrible.
Mutlu Noel'ler Danny. Mutlu Noel'ler şapşal.
Joyeux Noël, Danny.
Onları sekizinci sınıfta giyerdim, seni şapşal.
J'avais 13 ans, imbécile.
Şapşal. Bazen dediklerini anlayamıyorum. Evet.
Idiot, parfois je ne te comprends pas.
- Çocuğumuz olunca şapşal. Hadi ama!
Quand on aura des gosses, voyons.
Christopher çocuk gibi, genelde şapşal ve biraz da mantıktan uzak.
Christopher est immature, souvent inconséquent, et il manque de bon sens.
Yaptığına bak, şapşal.
Bien joué, imbécile.
Defol! Seni şapşal.
Va-t'en, crétin!
Seni şapşal, bir kere, numara bile çevirmedin. İkincisi, bu senin kendi söylentin.
T'es bête, t'as pas composé de numéro, et c'est ta propre rumeur!
Şu sapşal Viking başlıklarından birini bana giydirmeyeceksin değil mi?
Vous n'allez pas m'obliger à porter un casque de Viking au moins?
Şapsal okul bana nasıl öğreteceğini bilmiyor ki.
Stupide école. Elle ne sait pas m'éduquer.
Şapşal.
Idiot.
Şapşalın tekisin sen.
Tu es trop bête.