Ahlakî перевод на португальский
1,418 параллельный перевод
Ahlaki değerler.
Integridade.
Peki, ahlaki değer nedir?
O que é integridade?
Şimdi düşünüyorum da ahlaki değer aslında.. ... gerçekten önemsediğiniz bir şey bulmaktır.
Agora acho que a integridade está na coisa que mais importa.
Ahlaki değer tamamiyle böyle birşey.
E disso que se trata a integridade.
- Bu yüzden diyor ki, sen bir ahlaki modelsin onun için.
Colocaram-lhe neste programa. - Diz que é seu modelo... - Modelo moral.
Burada ahlaki bir konuyla karşı karşıyayız.
É uma questão moral com que estamos a lidar.
Ahlaki olarak mı?
O quê, refere-se a moralmente?
Rezaletini göstermeye hazır olanlarla halk gösterisinin baskın konumları için ahlaki rahatlığın bir işaretini oluşturanlar arasında bugün dünya ikiye bölünmüştür.
O mundo, hoje, se divide... entre aqueles que se apressam a manifestar sua desgraça... e aqueles para quem essa demonstração pública... fornece a dose de conforto moral por sua dominação.
Bütün bunlar arasında en rezil icat ise her erkek ve genci ahlaki kayıtsızlığa hızla iten pantolon çözmeyi hızlandıran
o fecho Talon, mais conhecido como zíper, que permite a qualquer homem e garoto acesso rápido
Toplum bu tür faaliyetleri ahlaki açıdan kınamaktadır.
A sociedade pode condenar tais práticas com base moral.
Yine de senin amacın ahlaki reçeteler vermek değil.
Não está aqui para dar receitas morais.
.. bize öğretilen boktan ahlaki değerlerin..
- Sim. Sim, namorei com ele no primeiro ano. Oh, meu Deus.
Ahlaki zayıflığın neredeyse evine, ailene.. .. ve hayatındaki hemen hemen her iyi şeye mal olacaktı.
Sim, porque ele andava a foder... uma fã estúpida da banda dele.
Siz Amerikalılar ve ahlaki değerleriniz.
Vocês americanos com a vossa moralidade.
Buna rağmen olayı ahlaki açıdan değerlendirmediniz.
Mesmo assim, não tiras qualquer ilação sobre o incidente.
Öyleyse, ahlaki olarak o kadının kıyafetini yakmak zorunda mıyım?
Então, sou moralmente obrigado a queimar a fatiota daquela senhora?
Ama sana söylüyorum bu konuyu epey düşündüm ve ruhsal olarak da, ahlaki olarak da bu doğru değil.
Mas deixa-me dizer-te... Tenho pensado muito sobre isto... e, espiritualmente, moralmente, esta merda não está certa.
Bu ruhsal bir durum. Ahlaki, etik.
É uma coisa espiritual, moral e ética.
Ahlaki değerlerin, kendine saygın nerede, evlat?
Onde está a sua moral, o respeito por si mesmo, filho?
Hayır, efendim. Sizin istediğiniz burada McCarthy kuklası gibi oturup finansal, ahlaki ve etik hakaretler içeren sorularınıza güzel, antika, politik olarak doğru cevaplar vermem.
O que querem é ver-me como uma marionete da era McCarthy... fazendo uma homenagem politicamente correcta à sua pergunta... sobre um escândalo financeiro, moral e ético.
Çünkü ahlaki ve ruhsal değer yargılarına bağlı bireyleri mahvetmek eğilimindeyiz.
Porque desejamos destruir os indivíduos... que vivem de acordo com sua convicção moral e espiritual.
- İnandığın bozuk bir sistem diyorum ahlaki değil ve yanlış, acı verici. - Ama bunun bir parçası olacaksın.
Estou a dizer que precisas de pensar sobre aquilo em que tu acreditas, é um sistema que é corrupto e imoral e errado e prejudicial mas do qual tu vais fazer parte.
Öncelikle, ölüm cezasının ahlaki yönünü tartışamazsın.
Vão retirar as acusações contra ti. - Como fizeste isso? - Não foi difícil.
Ahlaki değerler canımı sıkıyor.
Vamos.
Maharetlerini anladım ve ahlaki yargılardan hariç tuttum.
Entendo as acções deles, sem nenhum tipo de moral.
Bu yüzden, ahlaki olarak Davadan çekiliyorum ve istifa ediyorum ya tamirci?
Por isso por uma questão de moral vou desistir deste caso e vou demitir-me.
Verdiğim kararın, ahlaki olarak tartışmaya açık olduğunu çok iyi biliyorum.
Ninguém está mais consciente da ambiguidade da minha decisão do que eu.
Aynı ahlaki değerleri taşıyoruz sanmıştım.
Pensava que partilhávamos os mesmos valores.
Sana bir ahlaki soru.
Aqui vai uma pergunta de ética.
Michael, oğluna doğruyu söylemesini gerektiren ahlaki bir sorumluluğu olduğunu biliyordu.
O Michael sabia da responsabilidade de dizer a verdade ao filho.
Benim ahlaki değerlerim var, tamam mı?
Os filhos estavam lá dentro.
Bir de ahlaki şart koymuşlar : 21 yaşına kadar ayık kalabilirsen Breakwater Adası'nı alacakmışsın.
Existe lá uma cláusula que diz que se tu ficares limpo e sóbrio até aos 21, obténs a herança. Breakwater Key.
Ahlaki şart maddesi bu adama gerçekten de lazımmış.
Meu, este tipo precisa de uma cláusula moral...
Ahlaki yönden utanılacak bir şey yapmıyoruz.
Eticamente, não temos nada de que nos envergonhar.
Eylemleriniz... ahlaki açıdan sorgulanabilir ama gerekliydi.
Os seus atos, embora moralmente questionáveis, foram necessários.
Bu ahlaki bir mesele değil.
Não o são por imperativo moral.
Tatsız bir adam ve hiçbir ahlaki değeri yok.
Ele é um homem desagradável, com morais de um gato de rua.
Siz eşcinsellerin ahlaki olarak çökük olduğunu kabul ediyor musunuz?
Acha que o facto de ser homossexual... a torna moralmente destituída?
İlericiyiz ve suçlanmaktan ahlaki açıdan iflas ediyoruz.
Somos progressistas e acusados de estarmos moralmente falidos.
Bu sadece basit bir kötü kader, bu sanat şovunun yaptığı şekilde gündemi desteklemek için ve sonra ahlaki davranışlar için hiçbir sorumluluk olmamasını talep etmek te bunu cesaretlendiriyor.
É de total má fé promover eventos como essa exposição de arte e então declarar não ter responsabilidade pelo comportamento imoral que encoraja.
Ayrıca odanın, herhangi bir ahlaki değeri sorgulamayan garip, güzel kadınlarla... dolu olduğunu görüyorum.
Também estou a ver a sala cheia de lindas mulheres, desconhecidas... idealmente todas de uma fibra moral questionável.
Bu benim ahlaki sorumluluğum.
É o meu dever moral.
Ahlaki suçtan yargılanmış ve kamu hizmeti cezası almış.
Uma acusação de atentado ao pudor pela qual fez serviço comunitário.
Burnumuzu ahlaki üstünlüğüne sürtme.
Não venhas cá com a tua superioridade moral.
Ahlaki kodu biraz aşıyor ama eğer başarılı olursan, büyük bir iş anlamına gelir.
Ultrapassa os códigos de ética mas se for bem sucedido, pode ser um grande negócio. Aplaudo o teu ataque de moralidade mas estes papéis não confirmam essas acusações, filho.
Ahlaki zulmünü alkışlıyorum ama bu kağıtlar suçlamalarını onaylamıyor, oğlum.
Embora levantassem algumas sobrancelhas no Daily Planet.
Bazen onlara yardım etmek için ahlaki çizgiyi biraz geçebilirsin.
Por vezes, é preciso não olhar a meios para o acudir.
Oğlum, hayatta bazı seçimler yapacaksın, ahlaki seçimler o ve ben asla yapmak zorunda kalmayacağız.
Vais ter de optar na vida, fazer escolhas morais que nós nunca teremos de fazer.
Bize ait olmayan şeyleri almıyoruz. Ahlaki değerleri savunana da bakın.
Olha quem vem agora com lições de moral, Sr. Mãozinhas.
Bu ahlaki hilakarlık.
É nanismo moral!
Ahlaki değerleri savunana da bakın.
Olha quem vem agora com lições de moral, Sr. Mãozinhas.