Altitude перевод на португальский
1,160 параллельный перевод
Minimum uçuş yüksekliğini geçmek üzereler.
Estão quase a atingir a altitude mínima de cruzeiro.
- Minimum yükseklikten alçalıyor...
A descer abaixo da altitude mínima... Maldito!
Tehachapi'nin üstünde, 7.500 metreye düştüm.
Desci a 7500 metros de altitude sobre Tehachapi.
Bir SR-71'den yüksek irtifadan çekilmiş bir resim.
É uma foto de grande altitude tirada dum SR-71.
- Yüksekliği biliyor musun?
- Sabes a que altitude estamos?
Sabit bir irtifada kalamıyorum.
Não consigo manter altitude.
Ovadan 610 metre yükseklikte dağlardaki tren yolundan gidiliyor.
Sobe-se por um caminho de ferro a 600 metros de altitude.
Yüksek irtifadan dolayı güzel bir iklimi vardır.
Bom clima por conta da altitude.
Kalkıştan hemen sonra ikramları vermeye başlayacağız.
Quando atingirmos altitude de cruzeiro, serviremos as bebidas e depois o jantar.
Tamam, pekâlâ, işte senin denizden yüksekliğin, hava hızın ve motor itişin.
Aqui é a altitude, a velocidade aérea e a potência do motor.
Hiç kimse bu yükseklikte kahve yetiştirmeyi denemedi.
Nunca ninguém tentou plantar café a esta altitude.
Bu yükseklikte kahve yetiştirilmemeli diyor.
Ele disse que café não deve crescer a esta altitude.
- Bu yükseklikte biraz riskli.
- Um bocado arriscado, a esta altitude.
75 metre yükseklikten atlayıp uçuşa geçeceksin.
A altitude máxima de voo quando saltarem será de 80 metros.
Dünkü gibi bir havada, aletli uçuş yetkisi olmadan o dağların yakınında bu kadar alçaktan uçmaması gerekiyordu o kadar.
Não se deve voar nestas montanhas a baixa altitude sem instrumentos apropriados e com o tempo que estava ontem.
Hayır yüksek irtifada, basınç ayarı olmayan bir uçakta gevşemesinden ya da çatlamasından endişe ederdim.
Não, em descolar-se ou rachar por causa dos efeitos da altitude num avião despressurizado.
Basınç ve irtifa değişikliği, bu kadar iyi bir gitarı etkileyebilir. Tınısını mahveder.
As variações de pressão e de altitude podem afectar uma guitarra destas e estragar o tom.
Az sonra 10,000 feet'e çıkacağız.
A altitude mínima será 10 000 pés.
10,000 feet'in altına kaçmaya çalışıyor.
Ele vai para a altitude mínima.
Görev tamamlandı, derhal üsse dönün.
Subam acima da altitude mínima e regressem à base.
- 10,000 feet'in altı sayılmaz.
- Abaixo da altitude mínima não conta.
Uçuşun alt sınırı 10,000 feet idi.
A altitude mínima para este voo era 10 000 pés.
Yükseklik 8,000... 7,000... 6,000'deyiz!
Altitude 8 000 pés... 7 000... Estamos a 6 000 pés!
YÜKSEKLİK
ALTITUDE
- Ben, yüksekliğim yeterliyse denerim.
- Quando experimentar, terei altitude.
Belki de sorun yüksekliktir.
Talvez seja a altitude.
Üzerinden uçsak olmaz mı?
Podemos tomar altitude?
Hatırla. Yükseklik ne kadar artarsa kaynama noktası düşer. - Biliyorum.
Lembre-se, ponto de ebulição mais baixo, maior a altitude, sim eu sei.
Benimle gel! Yüksekliği kestirebilirsin!
Pode estimar a altitude.
Rakım ne kadar?
Qual é a nossa altitude?
- Rakım ne kadar? - 30,000 kadar.
- Qual é a nossa altitude?
Biraz irtifa fena olmaz efendim.
Eu preferia um pouco de altitude, senhor.
- İrtifa mı?
- Altitude?
- İrtifa.
- Altitude.
İrtifa mı istiyorsun?
Queres um pouco de altitude?
İrtifa!
Altitude!
- Ayın irtifası 55,000 km.
- A altitude da lua é de 55.000km.
Dinleyin beyler. Daha güvenli bir noktada uçmamız gerekiyor.
Precisamos de estabelecer uma nova altitude de segurança!
Yüksekliğimiz iyi.
Altitude em ordem.
Bir kaç saniyede bir yüksekliğinizi değiştirin.
Mudem constantemente a altitude.
130. Denizden yükseklik 1,000 feet.
Altitude, 300 metros.
Üzerimizden alçak uçuş yapan çok motorlu bir uçak geçti.
Passou-nos por cima um turbo de baixa altitude!
Onlar, Antarktika'yı oluşturan parçalardır. Karın sıkışarak buzu oluşturduğu kıtanın yüksek kesimlerinde oluşurlar ve yüzerek yavaşça ayrılırlar.
São pedaços da Antárctica, provenientes de grande altitude no continente onde a neve se torna gelo e flui lentamente para o exterior.
Bu yükseltide, hava o kadar azdır ki ; yeni gelenler nefes almakta güçlük çekerler.
A esta altitude, o ar é tão rarefeito que os recém-chegados têm dificuldade em respirar.
Seni güvenli sıçrama yüksekliğine getirmeliyiz.
Só quero ter uma boa altitude para o salto.
İrtifa kaybediyoruz.
Estamos a perder altitude.
- Yüksekliğiniz neydi?
- A que altitude iam?
Şimdi, uçuş yüksekliğiniz neydi?
Bem, a que altitude iam quando foram atingidos?
- Yükseklik?
- Altitude?
Alçaktan uçan tek motorlu.
Uma descida a baixa altitude.
Yükseklik!
Altitude!