Antika перевод на португальский
1,216 параллельный перевод
Ben... Namin'im, bir antika tüccarı... nadir Ermeni... antikalarını pazarlıyorum.
Eu sou o Namin, um vendedor de antiguidades, troco antiguidades Arménias.
Notting Hill kapısına kadar heryeri dolduruyor. Ve nereye bakarsanız bakın, insanların milyonlarca antika aldığını görüyorsunuz. Bazıları gerçek ve bazıları...
E só se vê milhares de pessoas, comprando montes de antiguidades, algumas autênticas e outras que o são menos!
Bunlar antika olmalı.
Essas devem ser antiguidades.
Burada neler oluyor çocuklar? Bir antika sergisi mi?
Que temos aqui, uma feira de antiguidades?
Şu veya bu modele spor bir arabaya veya antika bir arabaya binersin.
Podes conduzir este ou aquele modelo. Um mais desportivo ou mais antigo.
guzel bir antika oldukça agirdan al onalara bir Qing vazo almak istedigini soyle fiyatı 200 bin paund ki onu elbette odemeyeceksin.
- Sujeito adorável. Muito discreto. Diz-lhe que quer comprar um vaso Ching.
Diğeri ise zaten antika biri olacaktı.
A outra vai acabar por tornar-se numa excêntrica.
Sıra muhteşem bir ürüne geldi. Bu bir klasik. Bu bir antika.
E segue-se uma peça fantástica, já clássica.
Göğüs destekleri antika olurdu.
Implantes no peito, Tornar-se-iam antigos.
Bir sabah uyandığında bir de bakacak ki... antika bir konserve açacağıyla evlenmiş.
Mas um dia, ela vai acordar ao seu lado e perceber que casou com um homem... cuja cara se assemelha a um velho abridor de latas.
- Bu antika mı?
- Isto é antigo?
O antika kokpitiniz bu askeri böbürlenmelerinizi yalancı çıkaracak gözüküyor.
Seu cockpit rústico desmente qualquer proeza militar
Antika eşyalarla dolu olan bir misafir odasına atari oyunlarının uyacağını hiç sanmıyorum.
Os jogos não ficam bem num quarto de visitas decorado com antiguidades.
Bunu sadece sana şu antika robot oyuncağı aldığı için söylüyorsun.
Tudo bem. Só estás a dizer isso porque ele te comprou aquele robozinho velho.
Antika videolarım ve bir kova fosilleşmiş tavuk budum var ve 50 milyon dolar değerinde ançuezim.
Tenho os meus vídeos antigos e o meu balde de KFC fossilizado e uma lata de anchovas de 50 milhões de dólares.
Eşcinsel erkek modanın, egzotik mutfakların, müzikal tıyatroların ve antika mobilyaların patlamasıyla Manhattan'da türemiş yeni bir tür heteroseksüellikti.
O heterossexual gay era uma nova estirpe de homem resultante da exagerada exposição à moda, gastronomia exótica, musicais e mobiliário antigo.
Eskimiş giysiler giymem. Bit pazarından alışveriş etmem. Antika toplamam.
Não uso roupa étnica, não colecciono antiguidades.
Antika mı?
São antiguidades?
Silahlarımız antika.
Nossas armas são arcaicas.
Bu geri alınacak antika, tarihi nasıl değerli hale getirebilir ki?
Como recuperar este artefato vai aumentar sua apreciação da história?
Aynı zamanda $ 345'Iık antika bir sigara tutucusuyla ikinci sıradaydı.. -... Sarah Wissinger'dan da.
Também ficou com o segundo lugar, com a cigarrilha de 345 dólares também de Miss Sarah Wissinger.
Biraz antika, fakat hey....
Um pouco antiquado, mas...
Bu aletler tam anlamıyla antika,... mürettebatın çoğundan daha yaşlı.
Estes submarinos "S" são antigos, mais velhos do que a tripulação.
Bu antika değil mi hayatım?
Isto é antigo, não é?
O resimler antika gibi geliyor.
Só tenho uma foto antiga.
La Coste'dan gelen antika yazı masan var.
A vossa escrivaninha antiga, que trouxemos de lacoste.
Bu antika bir parça, bilirsin.
Isto é... E uma antiguidade.
Bu antika bir yalan makinesidir.
É um detector de mentiras antigo.
Hiç bir zaman bilemeyeceğim. Aslında o bu antika işini kurmuş. Basit bir kasaba doktoruydu.
Era um simples médico do interior... que tinha uma loja de antigüidades.
Geriye kalan dört kurban ve antika gümüş tabut Clarke yakınlarındaki morga çevirilen küçük toplantı salonuna taşındı.
A soutras quatro vitimas e um antigo caixão de prata... foram levados para Clarke... onde a pequena prefeitura foi transformada em necrotério.
Julie Andrews antika tabak seti mi yoksa?
Um conjunto das peças de Julie Andrews na Bradford Exchange.
Bu antika şeylerin ne olduğunu söyler misiniz, Doktor Sheppard?
Gostaria que me falasse destas antiguidades, Doutor Sheppard.
O bir antika.
Isso é uma antiguidade.
Ben antika mücevher işindeyim.
Vendo jóias antigas.
Onları bir antika fuarından aldım.
Comprei-as numa feira de antiguidades.
Dikkat et o espriye. Neyse bir antika.
Cuidado com essa piada - é uma antiguidade.
Tüm elimizde olan Zelbinion'un kalıntısından aldığımız o antika savunma ağı.
Tudo que nós temos é esta tela de defesa antiquada que recolhemos dos destroços de Zelbinion.
Hey, Antika...
Ei, ancião.
- Antika olmak istemiyorum Garda
Eu não quero ser ancião, Garda.
Aeryn, bu antika bir madalyon.
Aeryn, o medalhão é antigo.
Ona bunun, antika bir masa olduğunu söyleyeceğim.
Vou dizer-lhe que é uma antiguidade.
Kişisel değil, ama bu "ucube gösterisi" benim antika kızımı ve beni sokaklardan uzak tutuyor...
Nada pessoal, mas esse show idiota mantém a minha filha louca... e eu fora das ruas.
Natasha antika şekerlikler toplayan bir kadındı.
A Natasha colecciona açucareiros antigos.
Ya da seni antika bir tahta bebekle oyacak.
Ou bater-te com uma boneca antiga.
Antika mobilyamız veya pahalı sanat eserimiz olmayabilir. Ama ihtiyacımız olan her şey var.
Podemos não ter mobília antiga nem obras de arte, mas temos tudo o que precisamos aqui mesmo.
Geldiğim andan itibaren beni azarladınız, bana bir antika gibi davrandınız.
Desde o momento que cheguei, você tem me desconsiderado Me tratado como uma antiguidade.
Ama antika kasabanız düzgün çalışmamaya başladığında sakın bana gelmeye kalkmayın.
Mas quando sua cidadezinha pitoresca, começar a despolarizar, não venha correndo para mim.
Sen bir antika değilsin.
Você não é relíquia.
Aslında uzmanlık alanım, Antika eserlerdir.
A minha especialidade, na realidade. A minha actividade gira à volta de antiguidades.
Aslında, aslında bugün onun dairesi için antika dükkanına gideceğiz bu öğlen.
Esta tarde vamos ver antiguidades para o apartamento dela.
ANTİKA VE MÜCEVHER ALlNlR
COMPRAMOS JÓIAS ANTIGAS