Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ A ] / Aradı

Aradı перевод на португальский

43,849 параллельный перевод
Ayrıca annenin de seni aradığını biliyorum.
Também sei que a tua mãe anda a procurar-te.
Beni aradığı telefon adamın telefonuydu sanırsam.
Eu acho que foi nesse telefone, que ela me chamou
Ejderhanın izini bulmak için bütün gün New York'u aradım ama şansım yaver gitmedi.
Passei o dia a ligar para Nova Iorque, para encontrar o Dragão, mas sem sorte.
- Millet, 911'i siz mi aradınız?
Vocês ligaram para o 112?
Aradığım programlar... Sabıkası olursa onu almayacaklar.
Os programas que liguei não o aceitarão se tiver ficha.
Aradığınız kişi Bay Hammond.
É do Sr. Hammond que estão à procura.
Enkazın altında bir bebek cesedi aradığımı sanıyordum.
Eu pensei que estávamos a procurar debaixo dos escombros um bebé que tinha morrido.
Müdür yardımcısı beni aradı.
Recebi uma chamada do subdirector.
- Aradım da "Faturanı öde!" dediler.
Liguei para lá, mas disseram : "Pague a conta!"
Lucy kontörlü telefonu aradı.
A Lucy ligou para a cabina telefónica.
Hayes'i aradım.
- Liguei ao Hayes.
Tüm bunlarla ne aradığını bilmiyorum, ama senin çok fazla zamanın kalmadığını biliyorum.
Não sei o que procuravas com tudo isto, mas sei que não tens muito tempo.
Aradığım ve bulduğum, bu o işte.
Eu procurei-o, encontrei-o e aqui está ele.
UNOS'u aradın mı?
- Ligaste para a UNOS?
İyi haber. Regina aradı.
Boas notícias.
Bu konuda ne aradığını hiç bilmiyorum, belki sen biliyorsun, ama ben de biliyorum ki artık çok fazla vaktin kalmadı.
Não sei o que procuras nisto tudo nem sei se tu o sabes, mas sei que não tens muito tempo.
Sen aradın.
- Bom, tu telefonaste.
- Cabe, İç Güvenliği aradın mı?
- Tentaste a Segurança Interna?
- Evet, aradım ve dediler ki böylesi bir sorunla karşılaştıklarında Scorpion'u ararlarmış.
- Tentei, e eles disseram que para um problema assim, iam chamar a Scorpion.
Yıllarca, ona sakladığım herhangi sevgi kırıntısını bulmak için ruhumu aradım ve hiçbir şey bulamadım.
Durante anos, procurei dentro de mim algum amor por ela que pudesse restar. E não encontrei nada.
Bence bu adam aradığımız kişi olamayacak kadar saf.
Acho este tipo demasiado simples para ser quem procuramos.
Otobüs kazası labaratuvar sonuçlarını geciktirdiği için ölecek. Ve aradığım bütün cevaplar da onunla birlikte yok olacak.
Ele vai morrer por causa de um acidente de autocarro que está a atrasar o laboratório, e todas as respostas que procuro vão morrer com ele.
Tüm gemiyi aradık.
Procurámos no navio todo.
Gemiyi aradınız, yük boşaltmamı geciktirdiniz.
Procuraste no navio. Atrasaste a minha descarga.
Ama bir cevap alamadılar, bu yüzden çaresizlikten Marjorie Webb'i aradılar.
Não obtiveram qualquer resposta e, então... desesperados, ligaram à Marjorie Webb.
HPT tüm evi aradı.
A Polícia procurou por todo o complexo.
- Aradıklarını buldun mu?
- Arranjaste o que precisavas?
Aradığım arkadaş değil, Casey.
Não ando à procura de amizades. Ando à procura da Casey.
Adli tıptan aradılar.
Era do gabinete médico-legal.
- Polisi aradın mı?
- Ligaste para a Polícia?
- Hayır, seni aradım.
- Não, liguei para ti.
- Bütün okulu aradılar.
- Procuraram-no.
Atwood sonunda aradı.
O Atwood ligou finalmente.
- Akşam seni on kere aradım.
- Liguei-lhe dez vezes ontem à noite.
- Olabilir ama oradan aradılar.
- Talvez, mas ligaram do gabinete dele.
Oda 105'te aradığınızı buldunuz mu?
Encontrou alguma coisa na sala 105?
Görünüşe göre Amerika'nın sevgili başkan yardımcısı adayı ve CIA'in aradığı en azılı kiralık katil birbirini tanıyormuş.
Parece que o candidato preferido à vice-presidência dos EUA e o mercenário mais procurado da CIA se conheciam.
Amerika'nın başkan yardımcısı adayı ve CIA'in aradığı en azılı kiralık katil tanışıyormuş.
O candidato preferido à vice-presidência dos EUA e o mercenário mais procurado da CIA conheciam-se.
Telefonunu aradım.
Tentei rastrear o telemóvel dela.
Harika, 23 Haziran 2015'te, saat 08.00 ile 08.33 arası Beyaz Saray'dan Savunma Bakanı'nı kimin aradığını bulmaya çalışıyorum.
Estou a tentar identificar quem da Casa Branca contactou o secretário da defesa a 23 de junho de 2015, entre as 08h00 e as 08h33.
Aradığımız kişi 30-40 yaşları arasında beyaz bir erkek ve hayat kadınlarını hedef alıyor.
Procuramos um homem branco, de 30 a 40 anos, que tem prostitutas como alvo.
O aradığı olabilir mi?
Poderia ser ela?
Aradım.
Eu avisei
Ben aradım onu. Nasıl?
- Eu telefonei-lhe.
Deli Elaine'ni mi aradın?
- Telefonaste à Elaine Louca?
- Sizi aradığımdan beri buradalar.
Não saíram desde que vos chamei.
Kono aradı?
- É a Kono.
O kadar aradım.
Tentei contactá-la.
Tam vaktinde aradınız.
Agente Wells.
MacLeish'e dair aradığım kanıtı buldum.
Mesmo a tempo.
Her şey yolunda mı? Annem aradı.
- Está tudo bem?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]