Aristo перевод на португальский
139 параллельный перевод
Bakarsın, içimizden biri bir kitap yazar ve Aristo'nun çırağı olarak anılır!
E um de nós pode até escrever um livro... e ficar conhecido como discípulo de Aristóteles.
Flostre çok akıllı olabilir, Aristo'dan bu yana en büyük filozof olabilir. Ama aynı zamanda bir erkek.
Ele pode ser o prodígio do século, o maior filósofo desde Aristóteles, mas também é um homem.
Kral Aristo'yu öldürüp tacını sen giyeceksin.
Matarás o rei Aristo e usarás a sua coroa.
Burada Aristo'nun tacını elinden alacağın yazıyor, ama Zeus'a göre zamanı geldiğinde tacı Aristo'nun çocuklardından birine bırakacaksın.
Também está previsto que embora conquistes o trono de Aristo, o percas, quando Zeus mandar, em favor de um dos filhos de Aristo.
- Aristo'nun çocuğu kalmayacak.
- Entäo Aristo näo terá filhos.
- Sen Aristo'nun kızı mısın?
- És a filha de Aristo?
Kızkardeşi ve öldürülen babası Aristo için dua ediyor.
Pela irmä e pelo pai assassinado, Aristo.
- Bu Gwendolyn, Aristo. Gelsene.
Aquela é a Gwendoline, o Aristóteles.
En azından Aristo böyle düşünüyordu.
Pelo menos, era essa a opinião de Aristóteles e...
Hem yürüyüp, hem de öğrencilerine tinsel konularda ders veren Aristo'ydu.
Não foi Aristóteles que costumava andar enquanto ensinava pelo Liceu e falava sobre a alma?
Kuzeyden Paris'e gelmişti. Zihni ise Aristo'nunki kadar düzdü. Ve bedeni şehvetle doluydu.
Ele veio do norte para Paris com a disposição de um Aristóteles sob a forma de pecado mortal.
Platon ve Aristo döneminde Atina büyük bir köle nüfüsuna sahipti.
Atenas, no tempo de Platão e Aristóteles, tinha uma vasta população de escravos.
Platon ve Aristo köle toplumunda konumlarını koruyordu.
Platão e Aristótles sentiam-se bem numa sociedade esclavagista.
Aristo, insanlığın Yunanlılar ve Barbarlar olmak üzere ayrıldığını iddia ediyor idi. ve bu nedenle Yunanlılar'ın kendilerini saf tutmaları gerektiğini savunuyordu..
Aristóteles argumentava que a humanidade estava dividida em Gregos, e nos outros, a que chamava'bárbaros'e que os Gregos se deviam manter puros racialmente.
- Tanrı onu korusun. Ben Hegel felsefesi, Bruce Aristo felsefesi öğretiyor bu Bruce da koyun ilaçlamadan sorumlu.
Eu ensino filosofia hegeliana, aqui o Bruce ensina filosofia aristotélica, e aqui o Bruce está encarregado de dar banho às ovelhas.
Aristo, Aristo Şişeyi elinden bırakmazdı
Aristóteles, Aristóteles dava o cu por uma garrafa
Platon kalede. Sokrat ön sahada. Aristo da geri defansta.
Platão na baliza, Sócrates no ataque, e Aristóteles como líbero.
Aristo çok formda görünüyor.
Aristóteles, o jogador em melhor forma.
Aristo. Acragus'lu Empedocles ve yanında Democritus.
Aristóteles, Empédocles de Agrigento e junto a ele Demócrito.
Üstadım Aristo'ya, Yunan filozoflarına ve kendi olağanüstü, mantıklı zekasının becerilerine güveniyordu.
O meu mestre confiava em Aristóteles, nos filósofos gregos e nos dotes da sua inteligência extraordinária e lógica.
En iyi Yunanca çevirmenimizdi. Tamamen Aristo'nun eserleri üzerinde çalışıyordu.
Era o nosso melhor tradutor de Grego, totalmente dedicado à obra de Aristóteles.
Bir Aristo uzmanı onlara göre değil.
Um especialista em Aristóteles é improvável.
Yine de, Aristo ikinci Poetika kitabını bir hakikat aracı olarak komediye adadı.
Mas Aristóteles dedicou o 2 ° livro da Poética à comédia como um instrumento da verdade.
Aristo'ya, Ovid'e, Virgil'e...
Aristóteles, Ovídio, Virgílio...
Aristo'nun Poetika kitabının ikinci cildinin belki de geriye kalan tek kopyasını.
Quero ver a cópia que é, talvez, a única sobrevivente... do 2 ° livro da Poética de Aristóteles.
- Çünkü o Aristo'nun eseri.
- Porque é de Aristóteles.
Ah... Ve, sen soylu-domuz, tuzağa düştün.
E tu, aristo-porco, estás encurralado.
Hah! Bunu sen mi söylüyorsun, soylu yaban domuzu?
Diz o roto ao nú, aristo-javali.
Demek, galiba işkence yapacağım sana seni soylu melez!
Por isso acho que vou torturar..... a ti, aristo-rafeiro!
Sana şöyle anlatayım : Hiç Eflatun, Aristo, Sokrates isimlerini duydun mu?
Deixa-me colocar a questão assim : ouviste falar de Platão, Aristóteles, Sócrates?
Aristo Belçikalı değildi.
Aristóteles não era belga!
Bir de "Aristo'nun Etiği, Metafizik Çalışmalarına Kısa Bir Bakış..."
E depois temos a "Ética Aristotélica, Guia Breve para Obras Metafísicas de..."
Evet, bana kitaplarından birinin kopyasını vermişti : "Aristo'nun Etiği".
Sim, ele deu-me uma cópia de um dos seus livros, a "Ética Aristotélica".
Aristo'yu, Eratosten'i, Ptoleme'yi hiç duydunuz mu?
Conhece as obras de Aristóteles, Erastóstenes, Ptolomeu?
Yapıcılık ve karakter duyarlılığı ve Aristo felsefesi nazariyelerinin eksikliği var.
Não tens sentido de estrutura, carácter e unidade aristotélica.
Aristo. Gel de bir el at!
Eh, venha dar-me uma mão.
Tabii, eminim nefis sohbetlerin olmuştur Eflatun ya da Aristo ile.
Não teve mais conversas fascinantes com Platão ou Aristóteles?
18 yaşına geldiğinde genç İskender çoğu Yunan şehrini fethetmişti ve bazılarına göre her şeyi özel öğretmeni Aristo'dan öğrenmiştir.
Quando fez dezoito anos, o jovem Alexandre já tinha conquistado a maior parte das cidades gregas. Dizem que ele aprendeu tudo com o seu mestre, Aristóteles.
- Aristo.
- Aristóteles.
- Aristo nerede? - Kitapta.
Onde está ele?
Teşekkürler, Aristo.
Obrigado, Aristóteles.
Aristo'dan çok kötü bir pediyatrik cerrah olurdu.
Aristóteles teria dado um péssimo cirurgião pediátrico.
Gördüğün gibi, esasında yorgan masrafım Aristo modeli kaz tüyü bir giysi.
Como vê, o acolchoado que comprei é, de facto, a túnica de Aristóteles.
Eğer Aristo dalıma tüneyip yorgun düşünceye kadar konferans verseydi,... hala aklımın limitleri anlamamı engelleyecekti.
Se o próprio Aristóteles empoleirasse em meu ramo e lesse até cair de exaustão... ainda assim minha mente limitada me impediria de entender.
Veya Aristo veya bunlar gibi ölü, beyaz bir adam.
Ou Aristóteles, ou um desses brancos que já morreram.
"Katılım hükmü açıklar," der Aristo.
Participação explica asserção. Aristóteles ganhou várias discussões.
Ama değerli Meclise söylemek istediğim bir şey var ki... Kazılardaki ipuçları üzerinde çalışıyoruz antik kozmolojik bir model üzerinde... Aristo öncesi bir medeniyet.
Excepto, mais uma vez, respeitosamente, lembrar o Conselho... que estamos a trabalhar sobre pistas baseadas em antigos modelos cosmológicos... anteriores a Aristóteles.
- Aristo'ydu.
- Foi Aristóteles.
Harvard'daki ilk günümüzde çok akıllı bir profesör Aristo'dan alıntı yapmıştı :
No nosso primeiro dia em Harvard, alguém muito sábio citou Aristóteles.
Aristo gücenmesin, fakat Harvard'daki üç yılımda tutkunun, hukuğun ve hatta hayatın öğrenimi ve uygulanmasında en önemli unsurlardan biri olduğunu öğrendim.
Bem, sem ofensa para Aristóteles, mas nos meus três anos em Harvard vim a descobrir que a paixão é um ingrediente chave no estudo e prática do Direito... e da vida.
Aristo.
Aristóteles.