Arsenik перевод на португальский
222 параллельный перевод
İlk aklıma geleni söyledim. Mesela, arsenik.
Use o que primeiro me veio à idéia, arsénico.
Arsenik.
Ah! Arsénico.
Bir mermi üzerindeki balistik izlerinden, arsenik kalıntısından... ve saçınızın küçücük bir parçasından kimliğiniz tespit edilebildiği sürece...
Desde que o arsénico deixe sinais e uma bala tenha as marcas do cano duma arma... e o mais fino cabelo da sua cabeça possa ser identificado...
Bana öyle geliyor ki kalıntı bırakmayan arsenik şimdiye kadar keşfedilmiştir.
Parece-me nesta altura que alguém já terá descoberto um veneno que não possa ser identificado.
Dört litre mürver şarabının içine... bir çay kaşığı arsenik... yarım kaşık da kargabüken özü koyuyorum. Bir çimdik de siyanür ekliyorum.
Pois então, a um galão de vinho de sabugueiro junto uma colher de chá de arsénico, um pouco de estricnina e uns grãozinhos de cianeto.
Evet, öyle. "Arsenik" in "a" sı.
"A" de arsénico.
Roy, Arsenik Annie'ye güvenmemeliydi, biliyordum.
Sabia que o Roy não devia ter confiado na Annie Arsénico.
Aslında aklımda olan senin şarabına biraz arsenik katmaktı.
Tinha pensado em pôr arsénico no teu vinho.
Arsenik.
É arsênico.
Bahse girerim tüm bunlar kadının yanlışlıkla tuz yerine arsenik kullanmasından olmuştur.
Asseguro que usou arsênico em vez de sal.
- Arsenik.
- Arsênico.
Yani içinde hiç arsenik yok mu?
Então, não tem arsênico?
Yani içinde arsenik olabilir ama, öldürücü dozda değil mi demek istiyorsunuz?
Pode ser que tenha arsênico, mas não é uma dose letal?
İçinde ölümcül derecede arsenik yok.
Não havia uma dose letal de arsênico.
Ama, size sabah da söylediğim gibi arsenik vücutta birikebilir.
Mas, como lhe disse, o arsênico se acumula.
Arsenik oraya aitti.
O arsênico era parte da fórmula.
Merhaba. Süt ve arsenik zamanın gelmedi mi sevgilim?
- Não é hora do teu arsénico, querida?
Arsenik?
Arsénico?
Görüyorsunuz, sağlık görevlisi onun oldukça fazla arsenik yuttuğunu ortaya çıkardı.
Sabem, o médico-legal descobriu que ela engoliu uma grande dose de arsênico.
Bu arsenik, nereden geldi?
Este arsênico, de onde veio ele?
Arsenik kabı, olumsuz.
Caixa do arsénico negativo.
Fakat tıp laboraturı çaya bol miktarda arsenik karıştırıldığını kanıtladı.
Mas o laboratório provou que o chá estava carregado de arsênico.
Bir dahaki sefere arsenik kullanmağa çalışacak.
E vai tentar com arsénico, a seguir.
Atölyesinde bir arsenik kutusunu gördüm.
Vi um recipiente com isso, na oficina dele.
İnan bana, Bayan Bedsole, arsenik zehirlenmesi olduğunu biliyorum!
E digo-lhe, Sra. Bedsole, sei que é envenenamento por arsénico!
Tabii, viskideki arsenik.
Sim, arsénico com gelo.
Arsenik zehirlenmesinden kuşkulanır gibi sorular sormuşsunuz.
Fez-lhe muitas perguntas, embora tivesse suspeitado de envenenamento,
Klasik arsenik zehirlenmesinde görülmesi muhtemel kronik gastrik sorun yoktu.
Não havia registos de problemas gástricos crónicos, como se esperaria no método clássico de envenenamento com arsénico,
Laboratuar köride arsenik buldu.
Do laboratório dizem que o caril tinha arsénico,
Körime arsenik katmayı planladınız, bunu asla affedemem,
Planeou colocar arsénico no meu caril, o que acho imperdoável,
Vücudunun her yerinde arsenik var, kronik zehirlenme.
Tem arsénico no sistema, era envenenamento crônico.
Hiç birinde arsenik yoktu.
Não estavam contaminados.
Toksikoloji ölüm sebebinin arsenik zeehirlenmesi olduğunu teyit edebilir mi?
A Toxicologia confirma o envenenamento por arsénico como causa de morte?
Arsenik asma ilacı için kullanılan bir bileşen, ama sen onun bir zehirlenme sebebi olmadığını mı söylüyorsun?
O arsênico é o ingrediente activo nos pesticidas de vinha, mas estás a exclui-la como fonte de envenenamento?
"Arsenik."
"Arsenicum."
Evet, arsenik, oldukça az miktarlarda alınırsa, cildin elastikiyetini artırıp erken yaşlanmayla savaşıyor.
Bem, o arsénico, em quantidades diminutas, combate o envelhecimento precoce, melhorando a elasticidade da pele.
Bakın, eğer bayan Loakes ve bayan Stern spreyin tamamını içseler bile, arsenik miktarı öldürecek dozda olmaz.
Mesmo que Mrs. Loakes e Mrs. Stern, bebessem uma grade desse spray, a quantidade de arsénico não seria letal.
Bence arsenik.
Arsénico, diria eu.
Bir göz kırpması ve de çorbada arsenik.
A piscadela de olhos e o arsénio na sopa.
Arsenik.
Arsénico?
Arsenik uyguladığınız çok durum var mı Rahip Severinus?
Conheceis muitas circunstâncias, em que se usa arsénio, irmão Severinus?
Gastritin belirtileri, arsenik zehirlenmesinin belirtileriyle aynıdır.
Os sintomas de gastrite são idênticos aos de envenenamento por arsénico.
Yemeğine arsenik koyan sizdiniz. Ama bunu, kocasının evde olduğu zamanlar yapacak kadar dikkatliydiniz.
Colocou arsénico na comida dela, sempre com o cuidado de o fazer quando o marido estava presente.
Selenyum, titanyum, arsenik.
SELÉNIO, TITÂNIO e ARSÉNICO.
Ardından Barones'in düşüşünü gören çoban çocuk arsenik zehirlenmesinen niçin öldü?
Nesse caso, porque é que o pastor que viu a baronesa cair morreu envenenado com arsénico?
- Arsenik?
- Arsénico?
Arsenik.
Arsénico.
Arsenik, siyanür.
Devias vir cá.
Siya... Arsenik.
"Arsénico, cianeto"
Bir arsenik karışımı.
Uma mistura de arsénico.
Belki de arsenik.
Talvez arsénio.