Aslanlar перевод на португальский
873 параллельный перевод
Sana aslanların tehlikeli olduğunu söylemiştim.
"Eu tinha-lhe dito que os leões são perigosos!"
Aslanları çağırmak için böyle kükrüyorlar, sonra onlara mızrak atıyorlar.
Rogem para atrair aos leões e depois matam-nos.
Bu sefer aslanların avlanmasına izin verecekler.
Desta vez vão deixar os leões caçar.
- Aslanlar!
Muito bem!
Bir hokus pokus yaptı... aslanlar, maymunlar donakaldı.
Tem um dom e uma treta qualquer... que pode encantar um leão ou chimpanzé.
- Aslanlar!
- Leões!
Aslanları kardeşi.
Irmão de leões.
İleri, Aslanlar!
Cavalguem, meus Lobos!
İLERİ ASLANLAR
CAVALGUEM, MEUS LOBOS
Hayvanat bahçesindeki aslanlar.
São os leões do zoo.
Aslanların inine girebilirdim.
Poderia ter passeado dentro de uma toca de leões.
Aslında girdim de! Ve aslanlar bana zarar vermedi.
aliás, passeei, e os leões não me machucaram.
Ve bu çağrı, Nemea aslanlarının sert kaslarına çeviriyor, en ince damarlarını bedenimin!
- Consenti. Não ireis. O meu destino chama-me e dá a cada artéria do meu corpo a força do leão de Nemeia.
Kız kardeşim aslanları erik çekirdeğiyle avlar.
A minha irmã faz o teu leão caçar com caroços de ameixa.
Bir çoban aslanları bir kraldan ister istemez daha iyi tanır.
Um pastor necessita de saber mais sobre leões do que um rei.
Aslanlarını bununla avla Nimrod.
Caçe o seu leão com isso, imbecil.
Seni aslanlar için yem olarak kullanacağım.
Eu vou-te usar como isco para caçar o leão!
Beni kurban etme ey Tanrım, kollarımı güçlendir ki senin sürülerini dağıtan aslanları yok edeyim.
Mas fortalece o meu braço Para destruir os leões que dispersam os teus rebanhos.
Hey, Mike, aslanlar kan kokusu almadan Birkaç adam bulup şu aslanları yakalayın.
Mike, recolham os felinos antes que sintam o cheiro a sangue.
Aslanlar var yaşasın
Viva aos leões
Son gelen bilim adamının eşi 80 kilo saf adaleden oluşmuş olup yeni büyümeye başlayan güzel bir bıyığı vardı ve kocasıyla her konuştuğunda bölgedeki tüm aslanlar kaçışıyordu.
A mulher do último cientista que cá veio era 80 quilos de puro músculo, começava a ter bigode e sempre que falava com o marido todos os Ieôes desatavam a fugir.
Leoparlar ve aslanlar çadırlara giriyorlar.
Já houve Ieopardos e Ieôes que entraram em tendas.
Aslanlar. Tekrar görmek istediğim tek aslan, halk kütüphanesinin önündekiler.
Os únicos Ieôes que quero voltar a ver são os da biblioteca nacional.
Aslanlar gibi.
Sólida como o Kremlin de Tijolo.
Aslanlar gibi gelir Mart ayı... Başka?
Março chega como um leão Que mais
Dağ aslanları asla çöle inmez.
Linces nunca vêm para o deserto.
Geçtiğim heryerde aslanlar titrer, ayılar korkudan düşüp ölür.
E por onde passado, os leões tremem e os ursos caem mortos.
Dağ aslanları yapmış olamaz, değil mi?
Não acha que tenham sido Pumas?
22 yıldır burada hayvancılık yapıyorum, Doktor aslanlar ve kurtlarla bir çok anım var.
Estou aqui há 22 anos, Doc... e já tive a minha quota com pumas e lobos.
Hey, Pinky, dağ aslanlarına dikkat et.
Pinky, cuidado com os leões da montanha.
Firavunun aslanlarından 16 tanesi kapılara bekçilik edecek.
16 destes leões do Faraó guardarão os seus portões.
Mezelerden çoğu yendikten sonra, şirket müdürümüzü aslanların önüne atacağız.
Depois da maior parte das entradas terem sido comidas, vamos atirar o diretor da empresa aos leões.
Çok şey olmadığını kavrıyorum fakat aslanlar geçen yıl getirttiğimiz yaylı sazlar dörtlüsünden çok daha ucuza geliyor.
Sei que não é grande coisa mas os leões são muito mais baratos que o quarteto de cordas que tivemos no ano passado.
Artık sadece belirli yerlerin ve sahildeki aslanların hayalini kuruyordu. Yavru kediler gibi oynuyorlardı.
Ele só sonhava com lugares agora... e com os leões na praia... que brincavam como gatinhos.
Aslanları düşlemedi, onun yerine 10-15 km genişliğindeki bir yunus okulunun hayalini kurdu. Tam da çiftleşme zamanlarındaydılar.
Ele não sonhou com leões, mas com | um grande grupo de porcos-do-mar... que se estendia por 13 ou 16 km... e estava na época de acasalamento. |
Yaşlı adam aslanları düşlüyordu.
O velho sonhava com leões.
Büyük çukurlar kazabiliriz içine aslanlar, kaplanlar yılanlar ve bir sürü hayvan koyarız.
Podíamos cavar uns buracos enormes e depois pôr lá uns leões, tigres, cobras e todo o tipo de animais.
Aslanları ve kaplanları nasıl terbiye edeceğimizi bilmiyorum. Ama birkaç çukur kazma fikri çok iyi.
Não sei se conseguimos arranjar os leões e os tigres, mas acho que uns buracos podem ser uma excelente ideia.
- Düşünüyorum da bize kaplanlar, aslanlar gerekli yani fikrimin tamamına.
Estava a pensar. Temos de conseguir os leões e os tigres, senão... Bem, a ideia é essa.
Romalılar aslanları salmadan önce Hıristiyanlara...
Foi o mesmo olhar que os romanos lançaram aos cristãos...
Aslanlar, sırtlanlar... Önceden işi bitirmek daha iyi.
Leões e hienas... é melhor acabar tudo rapidamente.
Burası dağ aslanlarının bölgesi.
Aqui está cheio de leões da montanha.
Şu dağ aslanları, bazıları o kadar kolay korkmuyor.
Alguns leões da Montanha não se assustam.
Çin ve Britanya aslanları, barış sonsuza kadar yaşasın.
Que o Leão da China e o Leão da Grã-Bretanha vivam em paz para sempre.
Ve hepimiz leoparlar, aslanlar, çakallar ve koyunlar kendimizi toplumun en değerli insanları sanmaya devam edeceğiz.
E todos nós, leopardos, leões, chacais e carneiros, continuaremos a pensar que somos o sal da terra.
Şöminenin rafındaki küçük taş aslanları bulmak iki haftamı aldı.
Demorei duas semanas para encontrar os leões de pedra que ficam sobre a lareira.
Taş aslanlar yok artık.
Não quero leões de pedra.
Brezilya'da aslanlar var mı?
Há leões no Brasil?
Aslanlar aç.
Os leões estão esfomeados.
Sargent'in sirki için aslanları yakaladıktan sonra çocuğu kaçırmayı düşünüyorsunuz. Anladım.
Estou a ver.
- Aslanlar.
- Leões.