Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ B ] / Bilemeyeceğim

Bilemeyeceğim перевод на португальский

400 параллельный перевод
En başından beri beni kurtarmaya çalıştığını biliyordum. Kaç gün yol kat ettik hiç bilemeyeceğim.
Desde logo soube que me estava a tentar salvar, mas não sei quantos dias viajámos.
- Ne olduğunu bilemeyeceğim, hanımefendi.
Era um belo bolo, um bolo de noiva.
Bilemeyeceğim. Buralarda o kadar uzun bulunmadım.
Não tenho andando por aqui há tanto tempo.
O veletlerin bir sonraki niyetlerinin ne olduğunu asla bilemeyeceğim.
Nunca sabemos o que vão fazer a seguir.
Ve benden vazgeçtiğinde, ne yapacağımı bilemeyeceğim.
E se vier a deixar de me querer, Não sei o que farei.
O iri oduncunun böyle bir şansı nasıl yakaladığını hiç bilemeyeceğim.
Eu ficaria brava, se o fizessem.
Bilemeyeceğim.
Não sei dizer.
Burada yeni olmam neyin ne olduğunu bilemeyeceğim anlamına gelmez.
Só porque sou nova aqui, não quer dizer que não saiba como são as coisas.
Asla bilemeyeceğim.
Mas nunca o saberei.
Bilemeyeceğim. Orasını anlamak zor.
Não sei, isso é difícil de compreender.
Bilemeyeceğim.
Não sei.
O kadarını bilemeyeceğim.
Não estou tão certa disso.
" Niye böyle heyecanlandım bilemeyeceğim hiç *
" Nunca saberei por que foi täo excitante
Şey, gerçekten bilemeyeceğim
Bem, realmente não sei.
Neden her cumartesi aynı muhabbeti yaptığımızı asla bilemeyeceğim.
Porque é que repetimos esta conversa todos os sábados. Nunca vou saber.
Ve Blofeld kancasını ona nasıl takmış olabilir. Asla bilemeyeceğim!
E como o Blofeld o terá aliciado, nunca irei saber!
- Onu bilemeyeceğim.
- Eu nada sei sobre isso.
Sanırım hiçbir zaman kesin bilemeyeceğim.
Imagino que não haja forma de algum dia ter a certeza.
- Öldürdüm mü bilemeyeceğim Haven.
Não sei como matá-los.
Bilemeyeceğim... 2.000?
- Não sei. - Dois mil?
Ne olduğunuzu bilemeyeceğim, ama FBI bilir.
Não sei o que é, mas o FBI há-de descobrir.
Şey Asla gerçekten bilemeyeceğim, Richard.
Bem Eu nunca saberei ao certo, Richard.
- O kadarını bilemeyeceğim.
- Nem eu. - Cantas muito bem.
Biliyorum ben karmaşık bir hastayım. - Bilemeyeceğim.
Por favor, doutor... sei que o meu caso é complicado.
- Onu bilemeyeceğim.
- Não sei.
Bilemeyeceğim, bayım.
Isso eu não sei, meu senhor.
( Çavuş Dedektif Sonny Crockett ) Tabii ki, bunun dışında başka tarafını bilemeyeceğim.
Mas também és o único.
Ateş topunu bilemeyeceğim ama torunu olduğum doğru.
Não sei se sou "diabo", mas neto sou.
Ben bilemeyeceğim.
Não faço ideia.
Dedim ya, hangi kadının gerçek aşkım olduğunu hiç bir zaman bilemeyeceğim.
Disse que nunca seria capaz de dizer qual mulher amei mais, até ao fim.
Onların merakına sahibim, ama asla bilemeyeceğim şeyler de var.
Eu tenho a curiosidade dos humanos, mas há coisas que eu nunca saberei.
Aşkı asla bilemeyeceğim.
Nunca conhecerei o amor.
Bilemiyorum, beyefendi bilemeyeceğim.
Senhor não sei mais.
- Neyin geleceğini hiç bir zaman bilemeyeceğim.. .. üç portakal mı yoksa iki limon bir muz mu?
Abro a boca e podem sair 3 laranjas ou 2 limões e 1 banana.
Basit miydi bilemeyeceğim.
Eu não diria "mero"!
Değiştin, garip davrandın ve nedenini asla bilemeyeceğim.
Usando a mudança, agiste estranhamente... por quê, nunca saberei.
Bilemeyeceğim.
Apanhaste-me.
- Orasını pek bilemeyeceğim.
- Quanto a isso, não sei.
Bilemeyeceğim efendim.
Doutor.
- Bilemeyeceğim. Biz hiçbir zaman öyle yakın olmadık.
Nunca fomos...
Ben bilmiyorum. Çocukla görüşünceye kadar bilemeyeceğim.
Só saberei isso após essa reunião.
Belki hiç bilemeyeceğim.
Talvez nunca venha a saber.
- Bilemeyeceğim.
- Não faço a mínima ideia.
- Bilemeyeceğim.
- Näo sei dizer-lhe.
- Bilemeyeceğim.
- Como vou saber?
Benim bile bilemeyeceğim biri tarafından.
Alguém que nem conhecia.
Bilemeyeceğim.
Não faço ideia.
Hiç bilemeyeceğim galiba Victor!
Nunca sei, Victor.
Ben de kendi evimde sıcak yumurta ve kahve tatmanın nasıl bir his olduğunu bilemeyeceğim...
Sim, tens razão.
Early Grace'in neden bir katil olduğunu asla bilemeyeceğim.
Nunca saberei por que Early Grayce se tornou um assassino.
Keneleri bilemeyeceğim, ama köpeğinde pire olduğu kesin.
Carraças não sei, mas o cão dela está cheio de pulgas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]