Bradford перевод на португальский
310 параллельный перевод
Bayan Bradford'du.
Era Miss Bradford.
Bradford.
Bradford.
Amy Bradford. Newyork'tan.
Amy Bradford de Nova lorque.
- Bradford'dan Bay Christopher Wynne. - Kayınpederim.
Sr. Chistorpher Wynne, de Bradsford, meu sogro.
Kereviz, Bayan Bradford?
Aipo, Sra. Bradford?
Göbeğini ben aldım, Bayan Bradford.
Eu tirei o coração, Sra. Bradford.
Wally Bradford'un uzun yıllar dostu olan ve yapımcılığını üstlenen Caryl Fergusson'la Beverly Hilton Oteli'ndeki ofisinde konuştuk.
Falámos com o amigo de longa data e produtor de Wally Brandford, o Sr. Caryl Fergusson, no seu escritório no último andar do Hotel Beverly Hilton.
Dün Bradford'da mahkemem vardı.
Ontem estive com um magistrado em Bradford.
Churchill coşkuyla kuzeye Bradford'a ilerledi.
Foi em maré de boa disposição que Churchill se dirigiu para Bradford.
Bay Bradford, Bay Crawley.
Mr. Bradford, Mr. Crawley.
Lutfen Bayan Bradford. Size soyledigim seyi aynen yapin.
Por favor, menina Bradford, por favor, faça como lhe digo.
Bayan Bradford?
Menina Bradford!
Bayan Bradford!
Menina Bradford!
Ayda bir, 25,000 poundluk altın, Huddlleston ve Bradford'daki Londra Bankası'nın içerisinde çantalara koyuluyor ve güvenilir silahlı korumalar eşliğinde tren istasyonuna götürülüyordu.
Uma vez por mês 25.000 libras em lingotes de ouro eram carregados em caixas-fortes dentro do banco de Huddleston e Bradford de Londres e levados por guardas armados para a estação de comboios.
Bir üçüncüsü, Huddleston ve Bradford'un başkanı olan Edgar Trent'in muhafazasındaydı.
Uma terceira ficava na custódia de Mr. Edgar Trent, o presidente do Huddleston e Bradford, e a quarta chave era dada a Mr.
Ve dördüncü anahtar ise Huddleston ve Bradford Bankası'nın müdürü olan Henry Fowler'daydı.
Henry Fowler gerente do Huddleston e Bradford Bank.
Bay Edgar Trent,... Huddleston ve Bradford Bankası'nın başkanı,... her gün aynı şeyleri yapıyor,... ve bankadan her gün saat yedide ayrılıyor.
Mr. Edgar Trent, presidente do Huddleston e Bradford Bank, segue uma rotina inflexível, saindo do banco ao fim de cada dia, exactamente às 19 horas.
Tom Bradford. Yarın sen işe gidene kadar dönmezsem, onu ara ve gelip beni Fong'un orada bulmasını söyle.
Se eu não voltar até amanhã quando saíres para o trabalho, liga-lhe e diz-lhe que me procure em casa do Fong.
Bradford, saha müfettişiyim. Bakım ve onarımdan.
Bradford, Supervisor de Campo, Manutenção e Consertos.
Bradford'da Alhambra'da.
No Alhambra, em Bradford.
... Bradford, Alhambra Tiyatrosu'nda.
... no teatro Alhambra, em Bradford.
Alhambra Tiyatrosu'nda Shakespeare oynayacaklar.
Vamos representar Shakespeare no teatro Alhambra, em Bradford.
- Bradford'un yakınındaki yazlık evdeler.
- Na cabana de verão perto de Bradford.
Bradford.
Disseste-lhe que te chamavas Bradford?
Bradford Whitewood'un telefon numarasını istiyorum.
O número de Bradford Whitewood Sénior, por favor.
Bradford Whitewood.
Bradford Whitewood.
- Selam, Ned Bradford.
Oi. Ted Bradford.
- Bradford Kulesi'nin üst katinda. - O yeri biliyorum.
- Quem falou de brigar?
Şef, bu araba için altı ay bekledi.
Kuffs e Bukovsky compraram à pouco uma carrada no Bradford.
Bradford'da yaptığımız kabareyi hatırladınız mı?
Lembraste daquele número de cabaret que fizemos em Bradford?
- Bradford'u hatırlıyor musun?
- Lembram-se de Bradford?
- Bradford'u anlattık.
- Acabamos de contar Bradford.
Yarın benimle gelmeye ne dersin... istasyon'da onu alırız?
Queres vir comigo a Bradford buscá-la à estação?
Benim adım, John Feaaet.
John Ferret, do "Argus" de Bradford.
Daha sonra gelmiyorsunuz. Hayır.
- Bom, talvez quando eu voltar a Bradford.
John Feaaet, Baadfoad Argus dergisinden.
- John Ferret, do "Argus" de Bradford.
John Feaaet, Baadfoad Argus dergisinden.
John Ferret, do "Argus" de Bradford.
Belki de ailemi Bradford'a çok uzun zaman önce götürmüş olmalıydım.
Talvez devesse ter levado família para Bradford há muito tempo.
Brandford'da bir arkadaşım var. İsmi Bay Shah.
Tenho um amigo em Bradford, chama-se Mr Shah.
Yarın Bradford'a gidelim.
Amanhã vamos a Bradford.
Ben Bradford'a gidiyorum..
Não posso. Vou a Bradford.
Anne, Bradford'a her gidişimizde bunu söylüyorsun.
Mãe, dizes isso sempre que vamos a Bradford.
Bradford'dan bir arkadaşla ve bir aileyle konuşuyorum.
Convidei um amigo... e a família de Bradford.
Yemeğe geç kalmayasın,
Vê se estás a horas do jantar, porque temos visitas de Bradford.
Julie Andrews antika tabak seti mi yoksa?
Um conjunto das peças de Julie Andrews na Bradford Exchange.
- Ryan Bradford.
- Ryan Bradford.
- Ben Ryan Bradford.
- Sou o Ryan Bradford.
Kasabadan çıkana kadar Bradford patikasını takip et.
Apanha a Bradford Alley, até saíres da cidade.
Oh, Bayan Bradford.
Menina Bradford. É o Sgto.
Adı Bradford.
Chama-se Bradford.
Ya bu kız?
É uma maquinista de Bradford de férias á procura de uma aventura amorosa.