Bu odada перевод на португальский
1,936 параллельный перевод
Sheldon gibi. Kusura bakma Penny ama bu odada tuhaf olan sensin.
Desculpa, Penny, mas nesta sala quem é peculiar és tu.
Tüm bu imtihanlar süresince bu kuruluşun nasıl bir güce sahip olduğu konusunda bir fikre sahip olmuşsunuzdur, bu yüzden bana inanın bu odada bizim kurallarımız dışında başka bir kural yok.
Através destes ensaios, ganharam uma ideia do poder desta organização, acreditem quando vos digo que não há nenhuma lei nesta sala, além da nossa lei.
Bu odada kaldığımız sürece güvendeyiz.
Estamos seguros se ficarmos neste quarto.
Acaba bu odada dersimizi öğrenmemize ipucu olacak görsel öğeler var mı?
Há algo neste quarto que seja vital para aprendermos uma lição?
Bu odada söylediğin her şey gizli kalacak.
Tudo o que disseres neste quarto é confidencial.
Biliyor musun bu odada birileri yalan söylüyor.
Sabe, alguém aqui nesta sala está a mentir.
- Ve bu odada tutuluyordu
Ele foi mantido em cativeiro no seu quarto.
Unutmayın ki, geçen iki sezon bu odada birlikte coşmuştuk.
Hum... Só o fato de nas 2 temporadas passadas termos fodido estas duas turmas nesta sala.
Çünkü şu an, James'in masum olduğuna inanan bütün kişiler bu odada.
Porque, neste momento, as únicas pessoas que acreditam que o James é inocente estão aqui.
Hatta artık bu odada bile istemiyorum.
Nem sequer te quero nesta sala.
Şu an için önemli olan tek şey, bu odada neler yaşandığıdır.
A única coisa que vale qualquer coisa foi o que aconteceu nesta sala.
Dördü de bu odada mı kalıyormuş?
Ficaram os quatro neste quarto?
Bu odada hoş bir kızı ve üç arkadaşını birlikte görüyor. Ve kıskançlık olduğunu düşünüyor.
Vê uma rapariga bonita com vocês neste quarto, e pensa em inveja.
Reese'i bu odada görmüyorsun değil mi?
Não consegues ver a Reese neste quarto, pois não?
Buraya Margaret Bashford'un yasını tutmaya gelmiş olabilirsin ama geri kalanımız burada yaşadığı için bu odada.
Podes estar cá para fazeres o luto pela Margaret Bashford, mas quanto a nós, moramos cá.
Bu odada bulunan çocuk nerede?
Onde é que está a criança que estava neste quarto?
Bu odada sadece ben...
Sou o único nesta sala que...
Evet, sonra bu odada iki tane y.rak olur.
Sim, depois temos dois idiotas a solta no quarto.
Sadece gidelim, lütfen. Şu an bu odada toplanmış olan sizlerin tek ve açık bir amacı var.
Quem está presente nesta sala tem uma meta bem clara :
Bence suçlu şu anda bu odada.
Eu acho que o culpado está aqui nesta sala.
Sanırım kadın burada öldürüldü. Bu odada.
Eu acho que ela foi morta aqui, nesta sala.
Özellikle bu odada.
Sobretudo esta.
Mikroplar yüzünden, bu odada fazla kalamam ve de koku.
Não posso ficar aqui muito tempo... por causa dos germes e por causa do odor.
Bu etrafı talan etme politikana devam edersen bu odada yaşamak zorunda kalacaksın.
Se continuar com essa política de terra queimada, vai acabar a viver neste quarto.
Ama, bu odada sinirin var olmasını istemiyorum.
Não quero ouvir raiva neste quarto.
.. bu odada..
Nesta sala.
Yüzüne dokunursam, sana bu odada dokunursam, o bunu hissedebilir.
Se lhe toco na cara, se lhe toco aqui, nesta sala, ela consegue sentir-nos. Sei que consegue.
Pekala, bu odada ne kadar kayıt cihazı varsa hepsini kapatın.
Está bem, qualquer equipamento de gravação que tenham nesta sala, desliguem.
Bu odada konuşulan her şey SCI'a göre çok gizli olarak kabul edilmektedir.
Pessoal, o que se vai passar nesta sala é classificado e confidencial.
Bu odada kilitliyiz.
Estamos trancados no seu escritório.
- Holly, bu odada daha önce yapılmış onlarca partide insanlar hareket edebilmişti.
As pessoas convivem nesta sala há centenas de festas.
Bu odada tonla para var ama güç bu değil.
Há montes de dinheiro nesta sala, mas isso não é poder.
Bu odada bir yalancı var.
Existe um mentiroso na sala.
Bu odada öldürüldüm.
Fui assassinado aqui, nesta sala.
Bu odada.
Nesta sala.
"Tatlım, bu büyük bir ev. " Diğer normal çiftler gibi ayrı bir odada uyuyabilirim. " dedim
Disse-lhe que era uma casa grande e eu podia dormir noutro quarto, como outros casais normais.
İşe gidiyordum ve buraya uğramam gerekti bu dergiyi okumak için. Şuradaki odada.
Ia a caminho do trabalho e tive de passar por cá para ler esta revista naquela divisão.
Bu odada kimse var mı?
Está alguém naquela sala?
İlk ders bu akşam ön taraftaki odada.
Primeira aula, sala da frente, às oito da noite.
O sirada odada olan herkes bu fikri delice buldu. Daha dogrusu, III. August Busch hariç herkes.
E toda a gente na sala pensou que era uma ideia louca excepto August Busch III, que é como um autocrata ditador que dirige a empresa e... : "Isto é como um filme", disse, " É divertido, eu gosto.
Bu yüzden, dünyadaki ve ülkedeki en sivri dilli 150 muhabiri topladik ve onlara reklamlari gösterdik. Odada ölüm sessizligi oldu.
Então juntamos cerca de 150 jornalistas, os mais cínicos do mundo, da Agência Nacional de Imprensa e mostramos-lhe os anúncios... silêncio sepulcral
Bu soruya ben odada yokken bir cevap alabilir miyiz, sence?
Acha que podemos obter a resposta a esta questão sem mim na sala? Qual era a outra hipótese?
Bu, odada kontrol edilemez bir sorun olacak.
Tornar-se-á o tabu na sala.
Dinle, eğer ben başaramazsam,... ve eğer odada Graham bize yalan söylerse, bu butona basacaksın, tamam mı?
Chefe, estamos a captar um sinal auditivo. - Que tipo de sinal? - Da casa.
Onların yanında dört hafta geçirmiştim... Bu katatonik odada tek başımaydım.... cinnet nöbetleri de cabası... üzüntü....... öfke... ve çalkantılarla dolu dört uzun hafta....
( Tinham passado quatro semanas... ) (... do estado catatónico em eu estava... ) (... tristeza... ) (... raiva... )
Bu da o anda odada bulunan herhangi bir sesin eriyen camda mikroskobik iz bırakmış olduğu anlamına geliyor.
O que significa que qualquer som que tenha estado nesta sala pode ter deixado impressões microscópicas no vidro.
Odada dört dönüp durabilir, gitarını sürekli sinirle tıngırdatabilir ama konu baba tavsiyesi olunca ne bileyim, bu konuda en iyilerden biridir.
Ele pode divagar um bocado, pode dedilhar a guitarra nervosamente, mas no que toca a conselhos paternais ele é o melhor que há.
Tabii, Marshall Bryant taburelerle çevirili bir odada oturup tabureler lüks de olsa... bu asla gerçekleşmez.
Pois, o Marshall Bryant sentado num círculo de cadeiras, mesmo que fossem cadeiras Eames, nunca vai acontecer.
Elbette bu konuşma esnasında odada değildim fakat Robin'in böyle şeyler söylediğini düşünmek istiyorum.
Claro que eu não estava no quarto durante esta conversa, mas imagino que a Robin tenha dito algo do género.
En azından yan odada bu kadar şahit varken.
Pelo menos por agora, com todas aquelas testemunhas na sala ao lado.
Bu küçük odada ve ben...
Nesta sala pequena e não consigo... Eu...