Burton перевод на португальский
876 параллельный перевод
Bak, benim babamın adı Frank Burton Cheyne.
Oiça, o meu pai é o Frank Burton Cheyne.
Lütfen benim ki iyi pişmiş olsun, Burton.
Posso tem algum bem passado, por favor Burton?
Teşekkür ederim, Burton.
Obrigada, Burton.
- İyi geceler, Burton.
- Boa noite, Burton.
İki adamla Burton Caddesine gelin.
Venha a Burton Street com dois homens.
Burton Sokağı'ndan beri beni takip edip duruyor.
Ele segue-me desde a rua Burton.
Artık ajanım Sir Burton Allenburg'la yaptığın anlaşmayı yerine getirmek için hazır mısın?
Pronto para cumprir o trato com o meu agente Sir Bertram de Allenberg?
Hoşgeldiniz, Sir Burton!
Bem-vindo, Sir Bertram.
Eğer Burton Reeves'den söz ediyorsan merak etmek zorunda değilsin.
Se te referes ao Burton Reeves, não te preocupes.
Yapma, Martin, bir cinayet işlemişim gibi davranmayı bırak. Burton Reeves benim için hiçbir şey ifade etmiyor.
Não te portes como se eu tivesse cometido um crime.
Kulüp üyesi arkadaşlardan Burton Reeves'e karşı bir şeyi olan yarım düzine insan olmalı.
Deve haver meia dúzia de membros do clube que terão razões de queixa do Burton Reeves.
Burton Reeves'in katilinin şu anda bürosunda olduğunu söylüyor.
Diz que tem o assassino do Reeves, no gabinete dele!
Bu çocuk Burton Reeves'le zavallı adam kafasında bir kurşunla bulunmadan bir saatten daha az bir zaman önce tartıştı.
Ele discutiu com o Reeves menos de uma hora antes de o pobre fulano ser encontrado com uma bala na cabeça.
Tommy Kopeck, Burton Reeves'i öldürdüğünü itiraf etti.
Tommy Kopeck acabou de confessar o homicídio do Burton Reeves!
Peggy, sen Helen Burton'un odasına ve Mary sen de odanı Rosalie Wells ile değiştir.
Peggy, passe ao quarto de Helen Burton, e Mary, mude de quarto com Rosalie Wells.
Bu Helen Burton'un kolyesi değil mi? Hani şu kayıp olan kolye?
Não é a pulseira da Helen Burton, que estava perdida?
Bay Burton, siz...
Sr. Burton, não faça isso...
Sizin paranızı istemiyoruz Bay Burton sadece neler olup bittiğini öğrenmek istiyoruz.
Nós não queremos seu dinheiro, Sr. Burton. Nós queremos saber por que isso está acontecendo.
Bay Burton!
Sr. Burton!
Bay Burton, bunu söylemelisiniz.
Sr. Burton, você tem que nos contar.
- Bunu Helen Burton'dan çaldığını söyleyeceğim.
- Que você roubou isto de Helen Burton.
Sonunda Bay Burton söyledi.
Finalmente Sr. Burton nos falou.
Hatırlıyorum Helen Burton'un kolyesinin çalındığı gündü- -
Eu me lembro foi no dia que a pulseira de Helen Burton
- Helen Burton'un kolyesi çalınmıştı.
- O dia que a pulseira de Helen Burton foi roubada.
Hatırlarsanız bu sahneye, Richard Burton,
Como se lembram, foi neste palco que Richard Burton,
Hatta bu doktor, bahsi geçen gece Melksham'daki küçük bir otelde kalıyordu. Sir Mortimer Turret'in uşağı Burton kılığında, 2.40 treniyle Broughton Gifford'a döndü ve gelişinin bilet kontrolörünün gözünden kaçmadığına emin oldu.
Passou a noite num pequeno hotel em Melkshire e apanhou o comboio das 2.40 disfarçado de Sir Mortimer T. Burton.
O gün Burton'ın izinli olduğunu bildiğinden Hellrake Hall'a fark edilmeden girmekte ve Sir Mortimer'i bulaşık hane penceresinin yanındaki taş bıçak bileyicisinde keskinleştirdiği usturlab okuyla öldürmekte zorlanmadı.
Sabendo que era o dia de folga do Burton, entrou no prédio Hellrate sem ser visto e matou o Sir Mortimer com a seta do astrolábio que já havia afiado no amolador de facas na janela da copa.
Kurtarma ekibindeki herkes istasyona geri döndü. Burton'un kumanda ettiği helikopter hariç.
Todos os aparelhos de salvamento retornaram à estação, exceto o helicóptero que tripulava Berton.
Burton karanlık bastıktan bir saat sonra döndü.
Ele retornou depois de que obscurecesse.
Şimdi bırakalım Burton konuşsun.
Já é hora de ceder a palavra ao Berton.
Bütün bunlar Solaris'in, Burton'un bilincini etkileyen biyo-manyetik akımının sonucu olabilir. Şimdi sadece devasa bir sinir sistemi değil, düşünebilen bir madde olduğunu da biliyoruz.
Pode ser que sobre a consciência do Berton haja influído a corrente biomagnética do Oceano do Solaris, que já sabemos que não só é um gigantesco sistema cerebral, mas também uma substância capaz de pensar.
Burton'un ifadeleri gezegenin atmosferik etkisinin meydana getirdiği, bir sanrısal kompleksin ve bir ölçüde... ilişkili bölgeleri uyarmasıyla beynin kortikal maddesinin... neden olduğu gizli semptomların dışa vurumu olarak görülebilir.
... A informação oferecida pelo Berton é um conjunto de alucinações, provocadas pela influência da atmosfera do planeta, com sintomas de ofuscação e depressão, o que provocou a excitação nas zonas corticales associativas.
Burton'un verdiği bilgilerin... doğru olabileceğine inanan Profesör Messenger'ın öne sürdüğü, ve titizce incelenmesi gereken... ve titizce incelenmesi gereken...
O doutor em física Messenger tem uma opinião particular, segundo a qual, informado-o pelo Berton pôde ter ocorrido realmente, E deve ser estudado detalladamente.
"Neredeyse hiç" bazı gerçek fenomenler sizin halusinasyonlarınızla tetiklenmiş olabilir demek, Burton.
Isso significa que certos fenômenos reais, puderam provocar alucinações, Berton.
Amacım size saldırmak değil, Burton. Kesinlikle.
Nestas palavras não há nada ofensivo para você.
Artık Burton'un raporundan söz edilince gülmem... görgü kurallarına aykırı bulunmaz umarım.
Hoje em dia se consideram boas maneiras rir a gargalhadas quando se fala do relatório do Berton.
Teşekkürler, Burton.
Obrigado, Berton.
Bu Burton denen adamı davet edecek başka gün bulamadın mı?
Então... por que convidou ao Berton esse, precisamente hoje?
Burton.
Berton!
- Burton'u hiç işittiniz mi?
- Ouviu você falar do Berton?
Dr. Burton hakkında böyle konuşmamalısın.
Você não devia falar assim do Dr. Burton.
Bu nedenle, Dr. Burton'la bir randevu ayarladım.
Por isso marquei uma consulta com o Dr. Burton.
Onu Dr. Burton'a götürmeden önce fikrimi almanı tercih ederdim.
Preferia que pedisse a minha opinião antes de levá-la ao Dr. Burton.
Senin iznin olsa da olmasa da Jane, Dr. Burton'u görmeye devam edecek.
Jane vai continuar com o Dr. Burton com ou sem a sua permissão.
Barbara'ya artık Burton'a gitmiyorum dediğimde, telefonu yüzüme kapattı.
Quando disse a Barbara que não vou mais ao Burton ela desligou.
Doktor Burton'un ofisi?
Consultório do Dr.Burton?
Dr. Burton'la konuşmak istiyorum.
Gostaria de falar com o Dr. Burton.
Çok acil... lütfen! Ben Dr. Burton'un hastasıyım.
É muito urgente... por favor!
İyi değilim, yardıma ihtiyacım var.
Sou uma paciente do Dr.Burton. Não estou bem.
Burton Reeves öldü.
Martin...
Ne?
o Burton Reeves está morto.