Dediler перевод на португальский
3,287 параллельный перевод
"Hedef gösterildiler, berbat bir durum" dediler.
"É terrível, eles foram perseguidos."
"Yahudi pazarlığı yapmalarına izin verme," dediler.
Disseram : "Não os deixes judiarem-te."
Büyürken, seni yetiştirenler biyolojik annen hakkında ne dediler?
Quando era criança, o que lhe disseram os seus pais sobre a sua mãe biológica?
Yaralandığımda ne dediler biliyorsun.
Sabes o que nos disseram quando eu fui ferido.
- Böyle mi dediler?
- Eles disseram isso?
Bana 18 : 00 dediler.
Disseram-me 18h00.
Hayır dediler, ben de bir sonraki seçeneği...
Disseram que não, então fiz...
- Onlarla konuştuğunda ne dediler?
O que te disseram quando falaste com eles?
Portland'takiler de San Luis Obispo'da dediler.
Ouvi dizer que estava em Portland, mas mandaram-me para San Luis Obispo.
Onlara görüşmek istediğini söyledim. Onlar da bana gitme dediler.
Disse-lhes que querias um encontro, disseram-me para não vir.
Bana neşelen dediler ben de öyle yapacağım.
Agora, disseram para me animar e eu vou.
Sana da saat 9 mu dediler?
Eles disseram-te às 9 : 00? Porque disseram 9 : 00 a mim.
Bankayı soyalım. " dediler.
Disseram, " Que se lixe.
- Bana, sen olmasan yine kaçardı dediler.
Disseram que ele tinha fugido novamente se não fosses tu.
Yarı çin köpeğiymiş, diğer yarısı da buldok dediler ama bence aslında diğer yarısı neydi, biliyor musun?
Ele é metade chow, e disseram-me que também era metade pug, mas sabem o que eu penso que seja a outra metade?
Dediler ki, ayaklarımı muhallebiye bandırıp vahşi domuzları besleyecekmişsiniz.
Disseram que ia mergulhar os meus pés em pudim e alimentar javalis com eles.
Ne dediler?
O que é que eles disseram?
"Eğer bu esprilere devam edecekseniz Lucasfilm'den izin almamız gerek çünkü böyle devam ederse kesin dava açarlar" dediler.
"Se vão continuar a fazer isto, temos que ter autorização da Lucasfilm porque é impossível que não sejamos processados".
Savcılık ve medya ona deli dediler.
A acusação, a comunicação social chamam-no de "Canhão Solto"...
Saatli bomba dediler.
Uma "bomba-relógio".
"Yemekte olmanı çok isteriz." dediler.
Aí eles disseram : "Adoraríamos tê-lo para o jantar."
"Ya annenin kolunu keseceksin, ya da onu biz öldüreceğiz." dediler.
Corta o braço da tua mãe ou vamos matá-la.'
Ne dediler?
O que eles disseram?
Ama var dediler.
Mas eles disseram que sim.
En son Kanada Sahtecilik Merkezi'ne gittim. Bana ne dediler biliyor musun?
Acabei no Centro Antifraude Canadense.
Bana dediler ki ; heyecanım bitmiş.
Disseram-me que estava fora da competição.
Ne dediler?
O que disseram eles?
Ne dediler?
O que disseram?
Ona "hayat" dediler.
Chama-se "vida".
İşemek için kalkayım dedim de koro halinde "kımıldamayın" dediler. Sanki yarım santim kımıldasam dünyanın sonu gelecek.
Se levanto-me para ir à casa de banho, mandam-me todos parar, como se o mundo fosse acabar se eu mexer meio centímetro.
- Bir şey dediler mi?
- Eles falaram?
Bu bir mucize dediler.
Dizem que é um milagre.
Ama teşekkür ettiler. Geçmiş olsun dediler ve gittiler.
Agradeceram-me, desejaram-me sorte e foram embora.
eee, haftada iki kez olsun dediler.
Eles propuseram duas vezes por semana.
Sana hiçbir şey verilmeyecek dediler.
Eles disseram-me para não te dar nada.
"Savaş Zayiatı" dediler ve cinayetlerin peşini bıraktılar.
Levantaram o nevoeiro da guerra, e fizeram desaparecer os assassinatos.
Oğlu doğduğunda O'na dediler ki :
Quando nasce a criança elas dizem-Ihe :
Ardından ona dediler ki :
E nessa altura dizem-lhe :
Uyandığımda kazandık dediler.
Acordo, e dizem-me que a ganhámos.
Bize "çilgin bilim adamlari" dediler.
Chamaram-nos cientistas loucos.
- Bornoz toplantısı varmış dediler.
Ouvi dizer que havia uma convenção de roupão.
Altıdan sonra belki boş oda olabilir dediler.
Bem, eles disseram que podem ter alguns depois das seis.
Rahibeyi görmek istediğimi söyledim bana güç verdiği için teşekkür edecektim ama, onlar bana "Burada tarifinize uyan bir rahibe yok" dediler.
Então pedi para ver a freira para lhe agradecer por me dar força, e eles disseram : Não. Não há aqui nenhuma freira que se encaixe nessa descrição.
Ne dediler, uyuşturucuyu bıraktıracaklarını mı?
E disseram-lhe que o desintoxicavam?
Küçük bir kasaba dediler.
Eles disseram uma cidade pequena.
Luger oteli aldığında bize Bay Pinworth emeklilik için Afrika'ya gitti dediler.
Quando o Luger comprou o hotel, disseram-nos que o Sr. Pinworth tinha ido para África para se reformar.
- Sizi yakalamasın dediler.
Eles disseram para não a deixares apanhar-te.
Dediler ki :
Eles disseram...
"Ferrari'yle çalışıyorsun demek. Saygı duyuyoruz" dediler.
Respeito.
Çocuklar televizyonda Tur'u izlerken "Anne, babam Lance'le röportaj yapıyor" dediler.
Os miúdos estavam a ver a Volta à França na TV o pai está a entrevistar o Lance.
- Ateşlenmiş dediler. - Ateşlenmiş mi?
Obedecer, não, por favor.