Dira перевод на португальский
1,677 параллельный перевод
Asla anlatmaz, değil mi?
Ela nunca o dirá, certo?
Halkın beni senin yanında görünce ne düşünür?
AGUARDEM O que dirá a sua espécie, quando aparecer comigo?
Olur, neden kaçtığını sorduklarında onlara ne söyleyeceksin?
Que lhes dirá, quando perguntarem por que desapareceu?
- Sanırım bunun cevabını yalnız zaman verebilir.
- Acho que só o tempo dirá.
Baban ne diyecek?
Que dirá o teu pai?
Biliyorum, sadece babanı en son maçtan önce görmüştüm ve ilişkimizden pek memnun değildi şimdi nasıl bir tepki verecektir kim bilir?
- Eu sei. É que vi o teu pai antes do jogo... e não estava feliz pelo nosso namoro. - Que dirá agora?
Bizim tekrar iyi arkadaş olduğumuzu sanıyor.
- Não, mas dirá. Ela acha que somos amigas de novo.
Zaman gösterecek.
- Só o tempo o dirá.
Diagur'u ele vermesini sağlayacak. İşaretli parayı bulduğumuzu söyle.
Vai assustá-lo, para que entregue o Diagur, que lhe dirá que sabíamos do dinheiro marcado e que lhe pedimos para mandar alguém que o fosse buscar.
"Bay Simpson" Cowabunga " dememektir.
Conheçam o autor das t-shirts BART SIMPSON O Sr. Simpson não dirá "COWABUNGA"
Acaba Fransız-Kanada lisanında "ben annesiz büyüdüm" nasıl söylenir?
Como se dirá em canadiano francês "cresci sem uma mãe"?
Ona bir tuğla ile vurduğumuzu söyleyecek.
- Dirá que lhe demos com um tijolo.
O zaman hatalılardır ve bunu zaman içinde görürüz, değil mi?
E o tempo o dirá, não é?
Hepsi bir arada olan güzel yüzü, vücudu ve beyni var. Ve bana hata yaptığımda söyleyecek bir tipe benziyor.
Tem uma cara, um corpo e um cérebro em perfeita sintonia, e parece ser daquelas que me dirá quando estou a fazer merda, que é, provavelmente, o que eu preciso.
Zaman gösterecek.
Só o tempo o dirá.
Mr. Ibbs avukata seni küçüklükten beri tanıdığını söyleyecek.
O Mr. Ibbs dirá ao advogado que te conhece desde sempre.
Kaçmaya devam edersen... kötülük, seni alacak... gittiğin yeri, o seçecek.
Se continuares a correr o mal te dirá aonde deves ir.
Dünya karar verecek.
O mundo o dirá.
Eğer bana söylemezsen, burada biri söyleyebilir.
Se não me disseres, alguém daqui dirá.
Genç bir erkeğin, muhtemel sevgilisine anlattığı şeyler.
Oh, as coisas que um jovem dirá a um possível amante.
Biri o çocuğa "Annen ne iş yapıyor?" diye sorsa "Apt Apparel'de İşletme Müdürü" diyecek.
E quando alguém lhe perguntar : "Ei, o que é que a tua mamã faz?" Ele dirá, "Oh, ela é a directora da Apt Apparel."
"iki kırmızı Lexus'umuz olacak."
"com uma matrícula que dirá : 'Chuck e Cindy'."
Dr. Stukeley, sizce bu adam neden bu kadar kalbimi kırıyor?
Por que dirá ele coisas tão más?
Camedonda bir bölgeye geldik.Daha ilk sana söylüyorum.
Estou certo de que ela me dirá isso.
Tanıklıktan ötürü yemin eder misin Vermek üzeresiniz gerçeği, Bütün gerçek Ve gerçeğin dışında hiçbir şey, O zaman Tanrı sana yardımcı olur mu?
Jura solenemente que o testemunho que dirá é a verdade toda a verdade e nada mais que a verdade?
Eğer ciddiyetle yemin eder misin tanıklık olduğunu Eğer, gerçeği vermek üzereyiz gerçeği ama bütün gerçeği ve hiçbir şey, Yani sana Tanrı Yardım?
Jura solenemente que o testemunho que dirá é a verdade toda a verdade e nada mais que a verdade?
Albert. 10 kadından sekizi ilk öpücüğün... bir ilişki hakkında öğrenmek istediklerini anlattığına inanır.
Oito em dez mulheres acham que o primeiro beijo... lhes dirá o essencial relativamente à relação.
Belki de. Herhangi bir uyuşturucu itirafçısına, esrarın kaynağını sorduğunda, otlanarak aldığını, kimlerin satın aldığını, kimlere sattığını söyleyecektir.
Pergunta a um drogado de onde tirou a droga, e ele te dirá donde a tirou, quem lha deu, a quem foi comprada.
Söylesene doktor, hangisi uygun?
Isto é, você me dirá Doc. O que é a coisa apropriada neste caso?
Gidin bir eskimoya sorun, diyecek ki :
'Pergunte e qualquer esquimó lhe dirá'
'demeyecek Tanrım.
'Deus não dirá : Quem é? '
Bunu zaman gösterecek.
O tempo dirá.
Bana söylemeyeceksin değil mi?
Você não mo dirá, ou será que sim?
Sigaranı benim evimde saklayınca annemin bunu umursamayacağını mı sanıyorsun?
Pensas que podes deixar os teus cigarros em minha casa e minha mãe não dirá nada?
Hadi gidelim, Arapça'da "otur" nasıl deniyor?
Isso, baixa-te! Deixa-me montar. Como se dirá "para baixo" em árabe?
Peki. Avukatımın bu konuda ne söyleyeceğini merak ediyorum.
Sim, não sei o que dirá o meu advogado.
Susan'a sor. Sana anlatacaktır.
Pergunte a Susan, ela dirá a você.
Peki, ya nihai zafere ulaştığımızda, dökülen onca kan, çekilen acı sonrasında Almanya'ya özgürlük ve refah geldiğinde ne diyeceksiniz? AKB'ye girdiğinizde, sizin hayaliniz de bu değil miydi?
Se ganharmos, depois de tanto sacrifício e sangue derramado, o povo alemão terá uma vida mais rica e plena como a que deseja e nesse momento, o que dirá você enquanto membro das Jovens Mulheres Alemãs?
- Söylemezsin, değil mi?
- Não dirá nada? - Não.
Karar size kalmış, Piskopos Hazretleri.
Vossa Eminência dirá.
Bırak Ebu Salim görsün, o sana söyler.
Deixa Abu Salim ver, ele te dirá.
Greta'ya gidin. Onu nasıl bulacağınızı size söyler. Ama size bir tavsiyede bulunayım.
Ela lhes dirá onde encontrá-lo... mas dou-lhe um conselho.
Biopsi sonucu kanser olup olmadığını ortaya çıkarır. Bu tıp dersi için teşekkürler.
A Biópsia dirá se ele tem cancro.
Amerikalı bağlantı kurarsa Moskova'daki dostumuz bildirecek.
O nosso amigo em Moscovo dirá algo se o americano estabelecer contacto.
Marwan'ın nerede olduğunu bildiğini ve eğer şartlarını yerine getirirseniz konuşacağını söylüyor.
Dirá onde está o Marwan se concordarem com as suas condições.
Başarınız gizli kalsa da kalmasa da.
Se vão ou não ser bem-sucedidas, isso só o tempo dirá.
Eğer orada gözükmezsen Andrew ne düşünür?
O que dirá o Andrew se não fores?
Ölüm belgemde de bu yazılı olacak.
É isso que dirá a minha certidão de óbito
Korkarım sadece uygulanan kişiye tanı koymak bize bu kadar fazla şey anlatacaktır.
O diagnóstico não nos dirá mais, temo eu.
Babam bana doğruyu asla söylemez.
- O meu pai nunca me dirá a verdade.
Beyni olan her bebek onlara herkesin sıçtığını söyleyebilir
Qualquer bebé com dois dedos de testa Dirá que toda a gente faz cocó