Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ D ] / Divan

Divan перевод на португальский

443 параллельный перевод
Buna divan-ı harp karar verecek.
O tribunal militar decidirá isso.
Sir Joseph Banks, Amiral Lord Hood ve Roger Byam'ı yargılayan divan-ı harp mahkemesi yargıcının ricaları üzerine...
Em resposta ao fervoroso apelo de Sir Joseph Banks e de Lorde Hood, Almirante do Mar e Presidente do Tribunal Militar que julgou Roger Byam...
Washington'da divan-ı harbe çıkacak.
Irá a Washington para um tribunal marcial.
- Divan-ı harbe çıkacaksın.
- Só vai levar um tribunal marcial.
İki kuruşluk bir iş ve bir divan-ı harp.
Um emprego reles... ... e um... E um tribunal marcial.
Karşısında el pençe divan durup her dediğine itaat ettiğimizde çeteydik. Bizi toplama kampına götürecek kadar güçlü ve nitelikli bir adamdı.
Subjugando-nos a ele, obedecendo-lhe, quase que nos pusemos de joelhos, por ser gentil o suficiente para nos levar para um campo de concentração.
- Divanın altından mı?
- De baixo do sofá?
Arethusa kalkarkarlı divanından Acroceraunlan Dağlarında
"Ariadne levantou-se do seu sofá na neve, nas Montanhas Akraceronian." Keats.
- Divanı ne yapmış!
- Mas é o divã.
İşte beni oturttukları divan.
Aqui está o sofá onde eles me seguraram.
Güzel bir Aubusson işi divan.
Este interessante canapé Aubusson.
Yardım et de divanın üstünü toplayalım.
- Ajuda-me a limpar o divã.
12 Kabilenin büyüklerini ve divanı topla.
Reúna os líderes, as 12 tribos e o conselho.
Ne hakkında,? Ben ordunun komutanıyım, divan üyesi değilim.
Sou comandante das hostes, não ministro de estado.
İsrail'deki Yüce Divan yerleşme istemini geri çevirmiş.
O Supremo Tribunal em Israel recusou o seu pedido para viver lá como um judeu retornado.
Yüce Divanın kararına tepkiniz nedir?
Pode comentar a sua reacção ø decisão do Tribunal de Israel?
Orada, koltuğunda yalnız başına!
Ali, sobre divan de sua honrada casa.
Gel, koltuğa otur.
Te sentes mal? - No divan!
Onu kabul etsinler de... karnımız doysun diye maç düzenleyenlerin önünde el pençe divan durdum.
Pus-me de joelhos... a implorar aos promotores que o usassem, para podermos comer.
Seni divan-ı harbe verip bunu siciline geçireceğim.
Vou levá-lo a tribunal marcial, e vai ficar no seu cadastro.
Divan-ı harbin toplanmasını istiyorum!
Exijo um tribunal marcial para um homicídio!
Seni divan-ı harbe vereceğim.
Se está, terá o seu tribunal marcial.
Seni divan-ı harbe vereceğim.
Posso mandar-te a tribunal marcial.
Harp divanında yargılıyor.
Está a julgá-lo em tribunal marcial.
Yönetmeliğe uygun olarak savaş meydanında divanı harp kurulmuştur.
Vamos proceder a um julgamento marcial de acordo com o regulamento.
Sen de uşak değil, Kraliyet Divanının üyesisin.
E vós sois membro do Concelho Superior do Rei, não um mensageiro.
Söyle bana, İngiltere Divanının üyesisin, sırf vicdanını ferah tutmak uğruna... bu işi engellemek olur mu?
Explicai como podeis, como conselheiro da Inglaterra, opor-vos a estas medidas... a bem da vossa própria consciência.
Divan Mühürdarlığına mı?
Secretário do Concelho?
Ayrıca Kral ve Divanı hakkındaki fikrimi merak eden varsa da... bana sorması yeter!
E se alguém quiser saber a minha opinião sobre o Rei e o seu Concelho... só tem de perguntar!
Bütün divan-ı harplerin kararı aynı oldu. Suçlu bulundun.
O veredicto de cada tribunal militar foi igual... culpado.
Ancak divan-ı harp kararlarını değiştirme yetkim yok.
Porém, como sabe, não tenho competência para reverter as decisões de um tribunal militar.
Binbaşı kendini divan-ı harplik yapacak.
O Major Reisman está-se a habilitar ao tribunal militar.
Seni divanı harbe veriyorum!
E entrego aos tribunais revolucionários!
Ne yapayım şimdi, seni divanı harbe mi vereyim?
O que fazer, te levar aos tribunais?
Toulouse-Lautrec, Le Divan.
Toulouse-Lautrec, O divã.
Hazreti Musa'dan Alpha III'deki adalet divanına kadar?
De Moisés ao tribunal de Alpha III? Livros.
Hazreti Musa'dan Alpha III'deki adalet divanına kadar?
De Moisés ao tribunal de Alpha III?
Mahkum, yoğun koruma altında doğruca Conejos'ların asılması ile ilgili tam bir sorguya çekileceği Meksiko şehrine götürülüp orada Divan-ı Harp usullerine göre yargılanacak.
"O prisioneiro deverá seguir sob forte escolta para a Cidade do México" "onde enfrentará um inquérito sobre os enforcamentos em Conejo" "e todos procedimentos de Corte Marcial que se julguem necessários"
O Bahriyeli sesini kullandığında divan-ı harbe çıkmak istemedik.
Quando usou a voz da Marinha, que não queria ser submetido a tribunal marcial.
Bu senin için Divanı Harp demekti Çavuş.
Irá a corte marcial, sargento. Está morto.
Önlerinde el pençe divan durmakla iyi ettin.
Fizeste bem em esperar, dizer que sim, agradecer-Ihes.
Buna benzer bir divanın getirildiğini hatırlıyorum. Headingley'de, M.Ö. 9.yüzyılda, siyahlara karşı.
Lembro-me bem de trazerem um divã semelhante para Headingley em 9 A.C. Contra os escurinhos.
Onları vuramazsak, divanı harbe çıkarır, hapiste çürümelerini sağlayabiliriz.
Se não posso fuzilar os coirões, levamo-los a tribunal militar, e que apodreçam na choça.
Divanı harbin ilgiye yol açabileceğini düşündük.
Achámos que o tribunal militar atrairia publicidade inevitável.
Doris, Abigail, temiz çarşaf çıkarın ve müzik odasındaki divanı hazırlayın.
Doris, Abigail, vão buscar lençóis e façam o divã na sala de música. Vou por água a ferver.
Aman Tanrım, hepiniz el pençe divan olmuşsunuz.
Meu Deus, ela tem-vos na palma da mão.
Tüm dünyayı, Atlantik Okyanusunu geçen Başkan, Temsilciler Meclisi merdivenlerinden çıkıp, Meclis binasına girip, içeride kendisini bekleyen Meclis ve Senato, Yüce Divan ve Washington diplomatik heyeti üyelerine seslenmek üzere, neredeyse tam planlandığı gibi saat 9 : 30'da Hükümet Meclisi Binasına geldi.
Espantosa pontualidade! O Presidente, vindo do outro lado do mundo... depois de atravessar o Atlántico, chega quase exactamente à hora marcada, 21 : 30, à praça do Capitólio... para subir à Cámara dos Representantes, dirigir-se aos membros da Cámara e do Senado, do Supremo Tribunal, ao Corpo Diplomático, a todos quantos o aguardam... na Cámara dos Representantes.
Gerisini yeterince iyileştiğinde Divan'da dinlersin.
Ouv ¡ ra o resto no Conselho, quando est ¡ ver bem.
Elrond'un Divanı toplanıyor.
O Conselho de Elrond esta vomeçando.
Bütün sabah Elrond'un Divanında Tek Yüzüğün ve onun efendisi Sauron'un... geçmişi konuşuldu.
Durante toda aquela manhã, o Conselho de Elrond... debateu a historia do Anel Unico e de seu mestre Sauron.
Baksanıza onu Divan'a çağırdığımızda yanından ayrılmıyorsunuz... hatta siz çağrılı olmasanız bile.
É d ¡ fív ¡ I separa-Ios, mesmo ele sendo vonvovado para o Conselho... e vovê não.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]