Diye sorar перевод на португальский
218 параллельный перевод
Sonra neredeyse yere kadar eğilir, ziyaret edebilir miyim diye sorar. Genç kadının yaşı tutuyorsa... partiye ya da tiyatroya, ya da bir yerde yemeğe götürür.
E se ele tiver idade,... ele leva-a a festas, ao teatro ou a jantar a algum sitio.
Rick'e, bizimle birşey içer mi diye sorar mısın?
Pergunte ao Rick se ele toma um bebida connosco.
Neden "Nasıl" diye sorar?
Porque pergunta ele "how"?
Neden "Nasıl" diye sorar?
Hana Mana Ganda Porque pergunta ele "how"?
"Beni özledin mi" diye sorar.
Mas há tirado de menos? ".
"Bu hafta içinde tarihi belirlesek mi?" diye sorar
Grita "Supõe que marcamos A data para esta semana?"
Gene de, "Bütün Ignu'ların sihirin, bira şişesinin, büyücünün,... mumun içine sirayet ettikleri doğru mu acaba?" diye sorar.
No entanto, ele diz, é verdade que todo o ignus que vem caindo dentro da mágica garrafa de cerveja, varinha vela mágica... Me desculpe, estou papeando aqui.
Babam hiç konuşmadan sana bakar sonra bana : "Kim bu, Sasha, senin dalgan mı?" diye sorar.
Meu pai te observará lentamente... então me dirá : "Quem é, Sasha? É sua?".
"Sonra girebilir miyim?" diye sorar adam...
Ele pergunta se pode entrar mais tarde.
- "Sonra geleyim mi?" diye sorar adam.
Ele espera entrar depois?
Önemli olduğunu düşünmeseydim sesimi aldın diye sorar mıydım?
Acha que perguntava se reconhecia a minha voz se não fosse importante?
Aslanlarla ne tür deneyimi var diye sorar.
Vai perguntar que tipo de experiência tem com leões.
Sen açarsın, "Ne yapıyorsun?" diye sorarım.
Tu respondes e eu pergunto : "Que estás a fazer?"
İki erkek New York karşılaştıklarında "Ne kadar para kazandın?" diye sorar.
Quando dois homens se encontram, perguntam : "Quanto ganhas?"
İki kadın burada büyükelçilikte karşılaşınca :.. ... "Aşık mısınız? Evli misiniz?" diye sorar.
As mulheres perguntam : "Está apaixonada, casada?" Divertido...
Adama,'ağaç kurbağası mısın'diye sorarım.
Perguntaria a esse homem se era uma rã.
Arkadaşı ise ona "Yapabileceğinden daha iyi yazmak ister misin?"... diye sorar.
Ao que, o seu amigo respondeu, com um sorriso... Queres escrever melhor do que és capaz?
Hayır, "faşistler nerede?" diye sorar.
Pergunta apenas onde eles estão.
Çocuğunuzun hayatına, tevazunuz nerede, diye sorarım efendim?
! Pergunto-vos o que é a modéstia comparada com isto? Com a vida do vosso filho?
- Sigorta şirketi neden her şeyi nakde çevirdim diye sorar.
- A companhia de seguros vai querer saber porque converti tudo em dinheiro.
Ben sana sorun nedir diye sorarım sen "Hiçbir şey." dersin.
Eu pergunto :'Que se passa? 'Tu dizes :'Nada.'
Buna bir kaç dolar verebilirler mi diye sorar mısınız?
Menina... pode perguntar ao cavalheiro... se ele me pode adiantar alguns dólares com isto?
Otele vardığımızda onu uyandırıp... benimle kahvaltı etmek ister mi diye sorarım.
Quando chegarmos ao hotel, irei acordá-la... e ver se ela quer tomar o pequeno-almoço comigo.
"Ne yaptın?" diye sorar.
"Que fizeste?" pergunta ela.
O da "Yani bekar mısın?" diye sorar.
Ela diz : "Então, é solteiro?"
"Seni üzen ne, dostum?" diye sorar.
E perguntou ao rei : "O que te aflige, amigo?"
Rahip, "Niçin ağlıyorsun?" diye sorar.
O sacerdote perguntou : "Por que estás a chorar?"
Babana gidip gelmek ister mi diye sorar mısın?
Porque não perguntas ao pai se quer aqui vir?
Az önce içeri giren genç bayan... Ona, bizimle bir kadeh şampanya içmek ister mi diye sorar mısın? Şeyden geldiğimi söyle...
Importa-se de oferecer à jovem que entrou uma taça de champanhe, oferta do...
O zaman kendime başka ne hatalar yaptı diye sorarım.
Nesse caso, pergunto-me que outros erros terá cometido.
"Neden masum olan acı çekmeli" diye sorarız.
"Porque têm os inocentes de sofrer?" Perguntamo-nos.
- Çoğu insan, "Ne aldılar?" diye sorar.
roubado? A maioria das pessoas pergunta, "O que é que levaram?"
CT'ye bir kişi daha girebilir mi diye sorar mısın?
Conni, vês se o TAC pode fazer mais um?
"Dosyaları taşıyan gözlüklü kız da nerede?" diye sorar.
"Onde está a parva dos óculos que transporta todos os processos?"
Morgan, "Atlantik üzerinden radyo yayını işi ne oldu? Nasıl gidiyor?" diye sorar.
Morgan perguntou : "Que tal as transmissões pelo Atlântico, como está isso a correr?"
Sana nasılsın diye sorar sen de iyiyim dersin.
Perguntam-nos como estamos e dizemos "Bem".
Kiracılara bir şey görmüşler mi diye sorarım.
Não. Mas posso perguntar aos inquilinos.
İçkisini yavaş yavaş, hüzünlü bir biçimde içer kız ona "Neyin var?" diye sorar.
Quando pede uma bebida, olha para nós.
Muayeneden sonra doktor der ki : "Neden sorun yaşadığınızı buldum." "Neden?" diye sorar Çinli.
O médico diz, "vejo o problema." O chinês diz, "O quê?"
Biri "O öldü" derse, insanlar "Nasıl?" diye sorar.
Quando alguém diz "O Zé da esquina morreu", as pessoas perguntam "Como?".
Arabanın anahtarını istesen, ödevini yaptın mı diye sorar.
Se lhe pedes as chaves do carro, ele pergunta-te se já fizeste os trabalhos de casa.
Sen A alırsın. Actors Studio çılgına döner. James Lipton sana en sevdiğin küfür nedir diye sorar.
Apanhas um 20, a agência de actores enlouquece, o James Lipton vai perguntar-te qual é o teu palavrão preferido.
Ya da kendimize "Bu işe daha kötü nasıl yaparız?" diye sorarız.
Ou... Podíamos perguntar a nós mesmos, "Como é que podemos tornar isto ainda pior?"
Böyle durumlarda, "General Motors ne yapar" diye... sorarım kendime.
Quando me vejo numa situação destas, pergunto-me... o que faria a General Motors.
Ona sorar mısın acaba beni tanıştırma şansı olabilir mi diye?
Pergunta-lhe se ela não me apresenta à Hana-ogi.
Bazen insanlar bana sorar "Bir staretz olabilmek için neye sahip olmalıyım?" diye.
Ás vezes, as pessoas me perguntam... "O que preciso para me tornar uma celebridade?"
Önce evreni yok edelim, soruları sonra sorarız diye düşünmüştüm.
Destruam o cosmos e façam perguntas depois.
Dinle, temel kazması için bir ameleye teklifte bulunduğunda... sana sorar mı hastane mi, tımarhane mi, mescit mi ya da bir okul için mi diye?
Ouve, quando lhe pedes a um obreiro que escave fundações ele pergunta-te se é um hospital, um manicómio, uma mesquita ou um colégio? Ele faz o seu trabalho e pronto, e recebe os seus honorários.
- Hiçbir iş yapılmasın diye beraber çalıştıklarına bitmek bilmeyen sorular sorar.
Faz muitas perguntas quando devia estar a trabalhar e não faz nada.
Kimilerini babalar döver, kimilerine anneler tecavüz eder... Düşünceleri onlara sorar ne yapmalıyım diye...
Pais que lhes batiam, mães que os violavam, vozes a dizer-lhes o que fazer...
- Hep "İyi haber var mı Jimmy?" diye sorarım.
Pergunto-lhe sempre :