Duruyoruz перевод на португальский
970 параллельный перевод
Neden duruyoruz merak ediyorum.
Por qué nao saimos logo?
İpleri al! Duruyoruz!
Puxa os cordames, vamos atracar!
Neden duruyoruz?
Por que paramos?
- Burada duruyoruz Bomba.
- Aportamos aqui, Bomba.
- Duruyoruz.
- Está a parar.
Bunun bir şeyi değiştireceğini sanmıyorum. Duruyoruz.
- Não vejo que isso possa interessar.
Biz boş duruyoruz diye hepinizin boş mu durması gerekiyor?
E vocês... porque estamos à toa, precisam ficar à toa?
Neden duruyoruz? Trafik, dostum.
- O que nos está a reter?
Kimi kandırıp duruyoruz?
A quem está a enganar?
Neden duruyoruz?
Por que parámos?
- Neyi? Çok zeki değiliz, iş umuduyla Tampico'da oyalanıp duruyoruz.
Não somos muito espertos, ficar em Tampico à espera de trabalho.
Oh, Anna, niçin sürekli seninle tartışıp duruyoruz?
Anna, porque temos sempre de discutir?
Bazen duruyoruz ve güneşin batışını, kuşları seyrediyoruz.
Às vezes, paramos e observamos o pôr-do-sol e os pássaros.
Günlerdir etrafta daire çizip duruyoruz.
Andamos em círculos há dias.
Buluşup duruyoruz ama bir yere varmıyor.
Portanto saímos juntos, e voltamos a sair, e não chegamos a lado nenhum.
Sorun da bu. Haftalardır kötü haber verip duruyoruz.
É esse o problema, só tivemos más notícias.
Neden sürekli bir şeylerle kavga edip duruyoruz ki?
Por que estamos sempre a questionar as coisas?
Masanın başında yalnız duruyoruz... eğer haklarımız sorgulanırsa, cevabımız budur.
Nós ficamos isolados na cabeceira da mesa e se nossos direitos são desafiados, esta é a nossa resposta.
Daire çizip duruyoruz.
Estamos a navegar em círculo.
- Burada duruyoruz.
- Ficamos por aqui.
- Neden duruyoruz?
- Por que estamos parando?
Tanrı sayesindedir ki bizler bu dünyada tıpkı şu bocurgat gibi dönüp duruyoruz ve kader de bize yön veren maniveladır.
Por todos os céus. Nós andamos às voltas e mais voltas neste mundo. Tal como esse cabrestante, o destino é a mão que o move.
Kızı iteleyip duruyoruz, evlensin diye.
Temos empurrá-la em redor, tentando casá-la.
Bay Thompson, aynı yerde duruyoruz... ve ikimiz de ne tarafa yürüyeceğimizi bilmiyoruz.
Sr. Thompson, nós estamos no mesmo barco... e nenhum um de nós sabe que direção tomar.
Zanlı olarak Julien Tavernier ismi üzerinde duruyoruz. Paraşüt birliğinden emekli bir subay.
O suspeito é Julien Tavernier, ex-oficial do exército e pára-quedista.
Her zaman lafı dolandırıp duruyoruz.
Sempre contornámos os assuntos.
Onlar Comanche ise, Biz neden burada duruyoruz?
São comanches. E o que estamos fazendo?
Duruyoruz.
Como nós.
Burada zevk için mi duruyoruz?
Acha que nos estamos aqui a divertir'?
Hay Allah... Sanki o tür bir kızmışız gibi duruyoruz.
Santo Deus... talvez seja mesmo desse tipo.
Bir sonuç elde etmeksizin birbirimizi öldürüp duruyoruz.
Continuamos a disparar uns contra os outros... e sem quaisquer resultados.
Neden birbirimizin canına okuyup duruyoruz?
Por que estamos a matar-nos?
Bariyerin her iki tarafında duruyoruz... sen ve senin dünyan değişiyor ve çürüyor, ben ölümsüzüm.
Vivemos em duas realidades diferentes. Tu no teu mundo de mudanças e decadência. Eu na imortalidade.
Tekrar duruyoruz.
Vamos parar outra vez.
Burada duruyoruz.
Estamos aqui.
Neden duruyoruz?
Porquê parar agora?
"Onlar" deyip duruyoruz.
Ficamos dizendo "eles".
Niçin duruyoruz?
por que paramos?
Motorlarımız tamir ediliyor ama halen zamanda kilitli duruyoruz, ve gemide istemediğimiz ama geri de gönderemediğimiz bir yolcumuz var.
Os motores estão a ser reparados, mas continuamos presos no tempo. E temos a bordo um passageiro que não queremos e não podemos devolver.
Tedarikçi 1, duruyoruz.
Nós esperamos, Provedor 1.
Enterprise'ın gücü etkisizleştirildi ve yardım edemeden burada öylece duruyoruz.
A energia da Enterprise foi neutralizada e limitamo-nos a observar, sem poder ajudar.
Neden duruyoruz?
por que paramos?
Neden duruyoruz?
Paramos porquê?
- Niye burada duruyoruz?
- Paramos aqui para quê?
Önünüzde duruyoruz. Bir değil ama bir çoğumuz.
Estamos aqui diante de vocês, não um, mas muitos.
Aynı yerde dönüp duruyoruz.
Estamos a andar em círculos.
Bitmemesi için umutsuzca çabalayıp duruyoruz.
Tentamos tão desesperadamente fazer com que nunca acabe...
Eee? Niye dikilip duruyoruz?
Porque estamos parados?
Güzel o halde ne duruyoruz? Gidelim.
Vamos?
Neden karanlıkta duruyoruz?
Por que temos de ficar às escuras?
Dönüp duruyoruz!
Tentar rodeá-lo?