Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ D ] / Düşündüm de

Düşündüm de перевод на португальский

10,880 параллельный перевод
Aslında düşündüm de belki belki bir şeyler yapabiliriz bir aile gibi.
Na realidade, pensei que talvez pudéssemos resolver as coisas como uma família.
Ben de öyle düşündüm de kevlar yeleklerine gelen bu daire kesikler yağ gibiydiler.
Foi o que pensei, também mas elas atravessaram os coletes como se fossem manteiga.
Düşündüm de, köylüler onların orada olduğunu nasıl bilecek?
Como saberá a aldeia que eles estiveram lá?
Düşündüm de.
Tenho andado a pensar.
Düşündüm de buna cevap verme.
Pensando melhor, não responda.
Uzun zamandır ailece bir yerlere gitmedik düşündüm de belki sürpriz bir tatil planlarsam... Ama Simon'ın boş günlerini bilmek için programına ihtiyacım var. O yüzden böyle gizlice girdim.
Há séculos que não viajamos em família e eu queria marcar umas férias surpresa, mas preciso do horário dele para saber quando está livre e vim cá às escondidas.
İki tane ısmarladığım için iki tane kitabım oldu. Düşündüm de, sen de madem buradasın birini sana verebilirim.
Mas encomendei uma cópia deste livro e acho que o encomendei duas vezes sem querer, porque recebi dois e pensei, bem...
Şu Brad Honeycutt meselesini düşündüm de. - Yaptığı şeyin biraz cinsiyetçi olma ihtimali var.
Estive a pensar na situação do Brad Honeycutt e é possível que o que ele fez seja um pouco sexista.
Düşündüm de çocuklar sonunda vicdanıma dokunmuş olabilirsiniz.
Esperem, rapazes. Acho que me falaram ao coração.
Ama daha ileri gitmeden önce, gerçekleri sizden duymasının gerektiğini düşündüm.
Mas, antes de ele ir mais longe pensei que ele deveria saber a verdade de si.
Başta yapay bir şey diye düşündüm.
" De início, pensei que não fosse natural.
Majesteleri'nin tehdit altında olduğunu fark ettim. Bir soylu ve Kral'ın gerçek dostu olarak ona haber vermenin görevim olduğunu düşündüm.
Fiquei a saber de uma ameaça a Sua Alteza e pensei que era meu dever, como nobre e como firme e verdadeiro amigo do rei, informá-lo.
Tıbbi bir kumaş parçası olduğunu düşündüm.
Pensei que fosse parte de algum tecido cirúrgico.
Önceki gün oldukça ilginç bir hikaye duydum ve bunu takdir edeceğini düşündüm.
Soube de uma história interessante, outro dia e pensei que ias gostar.
- Biraz zamanım vardı ben de her daim canımı sıkan bir gizemi yeniden değerlendirmeyi düşündüm.
Estava com tempo, então pensei em rever um mistério que sempre me irritou.
Bu konuyu derinlemesine düşündüm, Alfredo ve saatler sonra çok kötü bir sonuca vardım tüylerini ürpertecek bir sonuca.
Eu pensei muito nisso, Alfredo, e depois de muitas horas, eu cheguei à uma infeliz constatação. Uma que pode coagular o teu sangue.
Ben de bu yüzden ayrılmanın akıllıca olduğunu düşündüm.
Pensei que acabar era o melhor.
Sen de o sıralarda Tucson'da olduğun için cinayet silahını bulmamıza yardım edebileceğini düşündüm.
Já que estava em Tucson naquele momento, imaginei que podia ajudar-nos com esta arma específica.
Benimle ilgileneceğini neden düşündüm?
Porque é que assumi que ias tratar de mim?
Bir an için şöyle düşündüm, "Dışarıda arkadaşlarımı ve Ulusal Parkı patlatan biri varken ben neden bu işle uğraşıyorum?" Sonra birden fark ettim.
Então, de repente, tipo "Porque é que ouço isto enquanto alguém faz explodir os meus amigos em parques nacionais e sabe-se lá o que mais?", mas não importa.
İyi düşünmüşsün, ben de bir süre burda kalırım diye düşündüm.
Ótimo! Porque... acho que gostaria de ficar cá uns tempos.
Annem geri dönmemin şokunu atlatınca daha farklı olur diye düşündüm.
Pensei que depois de a minha mãe superar o choque do meu regresso, tudo pudesse ser diferente.
Gitmemeyi düşündüm ama o kadar çok aile yemeği olunca işe yaramadı.
Pensei em baldar-me, mas só te podes baldar a certo número de jantares de família.
- Ben de öyle düşündüm, örnekleri iki kez inceledik.
- Foi o que eu pensei. Analisámos tudo duas vezes.
Ben de düşündüm ki S.H.I.E.L.D. GMRlerinden oluşan bir ordudan daha çekici ne olabilir?
Então pensei, o que é mais tentador que um exército de IMR's da SHIELD?
- Evet, ben de öyle düşündüm.
- Sim, acho que sim.
Bunu uzun uzadıya düşündüm.
Antes de partires novamente, ponderei muito sobre isto,
Biraz yardım gerekebilir diye düşündüm.
Achei que precisasses de ajuda.
Ben de aynı şeyi düşündüm ama hesap yıllar önce açılmış... Dünyanın her yanından para yatırılıyor.
- Foi o que pensei, mas a conta foi aberta há anos e recebe transferências enormes de todo o lado.
İnternette yazanlardan ihtiyacın olabileceğini düşündüm.
A Internet diz-me que isso é algo de que possa precisar.
Ben de burada bekleriz diye düşündüm.
Então pensei em esperar aqui.
Sonra da Webber'in haklı olabileceğini düşündüm. Belki de Ellis'in ayak izlerini takip ediyordur.
Então, pensei que o Webber estava certo, talvez ela tenha seguido os passos da Ellis.
Bakın siz ikiniz cupcake dükkanını terkettiğiniz için buranın uygun olacağını düşündüm.
Olha, percebi que desde que abandonaram a loja de cupcakes, este espaço estava disponível.
Bütün günü benim sorunum ne acaba niye aptal grubuna giremedim diye düşündüm.
Passei o dia todo a recuperar, a pensar no que teria feito de errado, porque razão não entrei para o teu grupo idiota.
- Sen de yanımda olmalısın diye düşündüm.
Achei que devias estar presente.
"Kesinlikle, evet" diye düşündüm. "Başka birine ihtiyaç duymayacağım"
Pensei que não precisava de mais ninguém.
Sevgilisini dövüyordu. Kızın yardıma ihtiyacı olduğunu düşündüm.
Ele andava a bater na namorada e ela precisava de ajuda.
Campbell seni rahatsız etmemi istemedi ama senin bilmen gerektiğini düşündüm.
Novidades do Ryan? A Campbell não queria incomodar, mas tens de saber.
Evet, ben de öyle düşündüm.
Sim. Foi o que pensei.
Kızgındım ama bir yandan da şöyle düşündüm "Hayır, asıl ihtiyacımız olan şey ameliyathaneye yakın olmak."
Então pensei : "Temos de ficar mais perto de uma S.O. então..."
- Tabii ki, imzalamaktan mutlu olurum ama Rachel nasıl biri olduğumu bilmediğini söyleyince buraya gelip böyle biri olduğumu göstereyim diye düşündüm.
- Tenho todo o gosto em assiná-lo. Mas a Rachel disse que você não sabe que tipo de homem eu sou. Por isso, decidi vir aqui para lhe mostrar que sou este tipo de homem.
Ben de kimin umurunda diye düşündüm.
E eu... pensei... quem diabos se importa?
- Ben de öyle düşündüm.
Exactamente o que eu estava a pensar.
- Evet, ben de öyle düşündüm.
- Foi o que eu pensei.
Uyandığında yanında olmak isteyeceğinizi düşündüm.
E, como ela está acordada, pensei que gostava de a ver.
Ben de aynen öyle düşündüm.
- Sim. Pensei isso.
Dün gece söylediklerini düşündüm ve reklam ajansıyla bu konuyu konuştuk.
Pensei no que disseste ontem à noite e falei com a agência de publicidade.
Bir şeyin peşinde olduğunu destek gerekebileceğini düşündüm.
Percebi que estavas a tramar alguma coisa. Talvez precises de apoio.
Ben de rüya gördüğümü düşündüm. Ve buna inandım.
Julguei que tinha sido um sonho e acreditei nisso.
Taş ocağında söylediklerini düşündüm de.
Pensei no que disseste na pedreira.
Hey, evi özlediğini düşündüm bu yüzden sana Lübnan kahvesi yapmak için çiçek aldım.
Pensei que talvez sentisses falta de casa, e consegui água para fazer café libanês.
dede 298
deli 209
denise 139
deme 332
dean 111
detroit 189
dennis 260
delia 49
dell 45
denis 42
delta 52
denver 202
dedi 2780
deuce 21
delorean 17
dent 20
dendi 27
denny 66
deniz 113
ders 21
demiş 290

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]