Eskiden olduğu gibi перевод на португальский
457 параллельный перевод
Eskiden olduğu gibi devam edeceğiz.
"Tudo continuará como antes."
Silah kullanmada eskiden olduğu gibi hala iyimisin?
Continua sendo tão hábil com o revólver?
Birlikte, eskiden olduğu gibi hoca öğrenci olarak değil iki bilim adamı meslektaş olarak yaşam ve ölümün gizemini çözebiliriz.
Ousei esperar que o senhor e eu em conjunto, já não como mestre e aluno, mas como cientistas, pudéssemos sondar os mistérios da vida e da morte...
Niçin eskiden olduğu gibi benim prensim olmuyorsun?
Porque é que não te tornas no meu príncipe como combinámos há tanto tempo?
Eskiden olduğu gibi yaşasaydık başka ülkeye göç etmezdik.
Se nos deixassem viver como dantes. Seria formidável se não tivéssemos que partir.
- Eskiden olduğu gibi değil.
Já não está como era.
Tüm köyü kaplar. - Tıpkı eskiden olduğu gibi.
- Tal como dos séculos IX ao XV.
Nick, seni böyle görmek harika, eskiden olduğu gibi.
Ai, Nick, é maravilhoso ver-te assim, como antes.
Seni eskiden olduğu gibi, dizime yatırıp dövmem lazım! Çok da eskiden değil üstelik!
Eu deveria espancar-te como já o fiz, e não assim há tanto tempo atrás.
Belki belki size eskiden olduğu gibi, sıcak bir şey getirebilirim.
Talvez eu lhe pudesse trazer uma bebida quente, como era costume.
Alışkanlıkları geri geldi biliyorsun eskiden olduğu gibi, uyku ilacı alacak.
Está no mesmo estado em que já esteve. Mandou aumentar o medicamento para ela dormir.
Bazen keşke eskiden olduğu gibi dirsek çürütseydim diyorum.
Às vezes queria estar de volta, esfregando os cotovelos, como dizem.
Eskiden olduğu gibi harika vakit geçireceğiz.
Havemos de retomar a nossa boa vida de antigamente.
Eskiden olduğu gibi iyi dövüşüyorsan bu sene işimiz garanti.
Se lutas tão bem como dantes, estamos garantidos este ano.
Onun eskiden olduğu gibi bir erkek olmasını istiyorum, sorumlulukla yüzleşmesini de, bunu gerçeği çarpıtarak yapamazsınız!
Quero-o mais uma vez como o homem que ele foi, capaz de se responsabilizar, e isso não se faz distorcendo a verdade!
Eskiden olduğu gibi Maurice ile olmak istiyorum.
Quero estar com o Maurice, como estava nos velhos tempos.
Eskiden olduğu gibi, değil mi, Sandy?
Seria como nos velhos tempos, não, Sandy?
Eskiden olduğu gibi.
Como antigamente.
Evet, eskiden olduğu gibi.
Sim, é difícil habituarmo-nos.
Eskiden olduğu gibi, herhangi bir şiddete karşı koyacak durumda değilim.
Já não estou em forma para lutar com um tipo.
Keşke onun eskiden olduğu gibi, ne denli mağrur korkusuz olduğunu görebilseydin.
Se o visses, como estava orgulhoso sem medo...
Eskiden olduğu gibi artık buraya sık gelmiyorlar.
Já não vêm tantos como costumavam vir.
Demeliyim ki, seni görevde donatmak, eskiden olduğu gibi çok kural dışı.
Tenho que dizer que acho que equipar-te em campo, em fuga, como foi o caso, altamente irregular.
Neden arkadaşlarını eskiden olduğu gibi görmüyorsun?
Porque não vês os teus amigos como vias?
Eskiden olduğu gibi.
Tem sido um tempo.
Eskiden olduğu gibi, Jimmy.
Como nos velhos tempos, Jimmy.
Emredersiniz, efendim.Eskiden olduğu gibi, efendim.
Sim, senhor. Como nos velhos tempos.
İşler eskiden olduğu gibi değil artık, Ryan.
Muitas. As coisas já não são, como costumavam ser.
İyileştiğimde, eskiden olduğu gibi olacak, değil mi?
Quando eu melhorar, tudo será como dantes, não será?
Eskiden olduğu gibi görüşmeye devam edeceğiz.
Continuaremos a encontrar-nos como dantes.
- Tıpkı eskiden olduğu gibi ha, Albay?
Como nos velhos tempos, não é, Coronel?
Eskiden olduğu gibi birlik olacağız.
Nós estamos juntos, como costumava ser.
Bombaya şan ve şeref ver onun ulu radyoaktif serpintileri aynen eskiden olduğu gibi, şimdi ve her zaman, sonsuz dünyayı korusun. Amen.
Glória para a Bomba e Efeitos Sagrados, como era no princípio, é agora, e será sempre, mundo sem fim, Ámen.
Eskiden olduğu gibi herkesin kendi yoluna gittiği günler geride kaldı.
Não é como nos velhos tempos, quando podíamos fazer o que quiséssemos.
Şimdi herşey eskiden olduğu gibi, Jane.
Agora tudo está como antes, Jane.
Sadece kısa bir rahatlama yaşıyor. Ayıldığında her şeyi eskiden olduğu gibi görür.
Sua fuga é breve e ele quando volta a si... se da conta de que tudo, esta igual ou pior do que antes.
Billy the Kid şu anda masamda oturmuş eskiden olduğu gibi yeğenimle tako yiyiyor.
E o Billy the Kid está, neste momento, à minha mesa, a comer tacos e pimentos com a minha sobrinha, como antes.
Biliyorsunuz çocuklar, gerçekten isteseydik, eskiden olduğu gibi, yatakhaneyi onarabilirdik.
Sabem rapazes, se realmente o quiséssemos podíamos consertar o dormitório,
Annie, işlerin eskiden olduğu gibi, yani sokak arasından birini bulup kafasını patlattığımız zamanlardaki gibi olmaması çok üzücü.
- Sabes, Annie? Há muitas coisas más que fiz nesta vida, e tão simples como apanhar alguém pelo pescoço e... fazer-lhe estourar o cérebro, sabes?
Tiyatro, eskiden olduğu gibi değil.
O teatro já não é o que era.
Eskiden olduğu gibi.
Assim foi ordenado.
Eskiden olduğu gibi, omuzunda hala bir ejderha dövmesi var.
Antes que seja apagada a marca do dragão do seu ombro.
- Eskiden olduğu gibi değil.
Ele já não é como era.
- Eskiden olduğu gibi devam eder.
- Continua como dantes.
Sokağa geri döneceğim bana ait olanı alacağım ve her şey aynen eskiden olduğu gibi olacak.
Tu sabes o que eu quero saber. Está bem, posso fazer isso por ti. Tens de me prometer que não me vais perseguir.
Deniz kıyısına gider ve eskiden olduğu gibi limanın altında biraz eğleniriz.
Talvez conduza até lá abaixo, ao mar, divertirmo-nos debaixo do pontão como dantes.
Bu durumda neden sen ve ben siyah pavyonuna gitmiyor ve eskiden olduğu gibi biraz eğlenmiyoruz?
Vamos ao bairro dos pretos para nos divertirmos, como dantes? Lembras-te como era?
Her şey eskiden olduğu gibi olabilir.
As coisas podem ser como antes.
Bütün beyaz adamlar öldürüldüğünde milyonlarca bizonun eskiden olduğu, gibi döneceğine ve her şeyin eskisi gibi olacağına inanıyorlar.
Eles acreditam que quando matarem todos os brancos os búfalos voltam, aos milhões, como antigamente, e que tudo será como era antes.
Eskiden olduğu gibi.
É tal como nos velhos tempos!
Ben bir Jedi'yım. Eskiden babamın olduğu gibi.
Sou um Jedi... tal como foi o meu pai antes de mim.