Europa перевод на португальский
4,584 параллельный перевод
Doğu Avrupa'ya ve Tayland'a gitmeyi düşünüyor musun?
Estás a pensar ir à Europa de Leste e à Tailândia?
Baban Avrupa'da yaşıyor ve gerçekten Avrupa'da olmak istedin.
Que o teu pai vive na Europa e que queres mesmo jogar.
Hey, senin şu merhum beyaz adamın beyaz Avrupa'yı yazdığı kitaptan bahsetsene biraz.
Ficava-te agradecido se desistisses desses livros de brancos mortos que passaram na tua Europa branca.
Sence Avrupa'nın en üstün zekâsının blöfe ihtiyacı var mıdır?
Julgais que a maior mente da Europa tem de fazer bluff?
Avrupalı doktorlar ilginç bir salgına dikkat çekiyorlar.
Médicos da Europa relatam a eclusão de uma epidemia estranha.
Bütün bunların nedeni olarak Batı Avrupa'daki.. .. mevsimsiz sıcaklar .. ve aşırı nem gösteriliyor.
Tudo em consequência de uma anormal onda de elevadas temperaturas e humidade que se iniciou na Europa Ocidental, na semana passada.
Terleme hastalığının ilk defa Avrupada görüldüğünü ve.. 1485 ve 1551 yılları arasında bilinen bir kaç.. .. salgın olduğunu biliyoruz.
Bem, sabemos que a doença da transpiração apareceu primeiro na Europa e ocorreram várias reciditivas entre 1485 e 1551.
Daha bir kaç saat öncesine kadar .. sadece Avrupa ile sınırlı sıradan bir su kaybı .. rahatsızlığı sanılan hastalık,
A doença, da qual apenas há umas horas se pensava ser uma deisdratação simples confinada à Europa, espalhou-se rapidamente a todos os cantos da Terra.
Avrupa'nın her yerinde ailemiz vardı.
Então, quando era jovem, tinha a família pela Europa toda.
Aile üyeleri oğullarının sırt çantasıyla seyehat ettiğini oğulları sırt çantasıyla Avrupa'yı dolaşıyordu.
Foi encontrado morto um campista. Alguém que estava a cruzar a Europa.
- Büyük ölçüde. Ayrıca bir yaz Avrupa'daki Morocco'ya gitmemi de karşıladı.
E tenho uma viagem para o verão à Europa e a Marrocos também.
Brunelleschi bunlardan biriydi ve Avrupa'daki en muhteşem katedrali o yaptı.
O Brunelleschi era um deles e criou a capela mais majestosa da Europa.
Avrupa'daki tüm boyalı kumaşlarda, boyanın yapımı için bu madenlerden gelen şaptaşı kullanılıyor.
Todos os tecidos tingidos da Europa usam alúmen destas minas... para fixar a cor.
Afrika ve burada da Avrupa var.
África... e a Europa estão aqui.
Avrupa'yla Afrika ve Yahudi'nin haritası.
A Europa e África, aqui e aqui... e o mapa do Judeu.
Sadece adamlarımın yeterliliği konusunda değil Avrupa'nın en güvenilir bankası olduğumuz konusunda da size güvence verebilirim.
Posso garantir-vos que, não só os meus homens são competentes, como temos reputação de ser o banco mais fiável de toda a Europa.
Elbette, tüm Avrupa'nın en büyük bankasından gelecek parayı.
Dinheiro, é claro, do maior banco referenciado em toda a Europa.
Eğer Avrupa, Cumhuriyetimizin bu ellerde olduğunu öğrenirse Floransa nasıl bir dünya gücü olabilir?
Como pode ser Florença uma potência mundial se a Europa sabe que a República está nas mãos dele?
Şu an itibariyle Batı Avrupa'nın tümü yok oldu.
Neste momento, toda a parte ocidental da Europa desapareceu.
Beni Avrupa'ya bağlayacak hiçbir şey kalmadı.
Não tem mais nada para mim na Europa.
Adams denen kadın 20 yılını Avrupa'da geçirmiş.
A moça Adams passou 20 anos na Europa.
Avrupa'da o kadar erkek var.
Tem muitos homens na Europa.
Ama mavi tüm Avrupa'da bizim markamız.
Mas o azul é a nossa imagem de marca, em toda a Europa.
Onun yarattığı ürün olan mavi methamphetaminenin bütün Güneydoğu'da satıldığına hatta Avrupa'ya bile ulaştığına dair raporlar geliyor.
e algumas provas de ter chegado até à Europa.
Avrupa.
À Europa.
Tanrım. Avrupa.
Valha-me Deus, a Europa.
- Avrupa'ya gitmemiz lazım.
- Temos de ir à Europa.
- Yarın da Avrupa'ya gideceğiz.
- E amanhã vamos para a Europa.
Kim Jong-il'in ölümünden önce Macau'dan Avrupaya transfer olduğuna inanılan 4 milyar dolarlık gizli hesabının izini sürüyoruz.
Estamos à procura da conta secreta com 4 biliões de doláres do Kim Jong-Il, que acreditamos ter sido transferida de Macau para a Europa, antes da sua morte.
Avrupa'nın en ünlü galericileri dışarıda.
Os maiores proprietários de galerias da Europa.
Dedikoduya göre Avrupa'da cinleri defetmekte üstüne yokmuş.
Dizem que quando jovem era o melhor exorcista da Europa.
Vikingler bütün Avrupa'yı yağmaladılar.
Os Vikings saquearam por toda a Europa.
Vikingler Avrupa'yı yağmaladılar, servetlerini saklayacak bir yere ihtiyaçları vardı. Ve o yer de burası oluyor!
Os Vikings saquearam por toda a Europa e precisavam de um lugar para esconder as riquezas.
Tüm kuzey Avrupa boyunca bulunan tek Viking miğferi.
O único encontrado em todo o norte da Europa. É inacreditável!
1938'de Avrupa alevler içindeydi.
Em 1938, a Europa estava em chamas.
Yaşlı kadın : "Onun fikrine göre işlerin şimdiki halini almasında bütün suç Avrupa'nın" dedi. Sonra da kız...
" A idosa dizia que a Europa era a principal culpada por como as coisas estavam.
... hepsi bu. Yanlışsam söyle. Sen Avrupa'ya, koleje gideceğin zaman ;
Tu viajaste pela Europa quando estavas na faculdade, não foi?
Avrupa'nın en tehlikeli adamlarından birine hakaret etmekten korkmuyorsun.
A sério? Mas não tens medo de insultar o homem mais perigoso da Europa.
M.I.T Avrupa'da değil mi?
O MIT não é na Europa? Isso ia ser uma porcaria.
Avrupa üzerine bir kitap.
- Um livro sobre a Europa.
Avrupa, ha?
- Na Europa?
Sen de Avrupa'daki tek dedektifsin zaten.
E tu és o único detective em toda a Europa.
Avrupa'daki bütün polis bilgisayarlarına erişim yetkisi var.
Com acesso a todos os computadores da polícia na Europa.
Avrupa açık sınırlarında.
A Europa abriu as fronteiras.
Avrupa...
Europa...
Orası Avrupa'nın Big Ben'i idi. Kimin umrunda?
Isso foi o Big Ben, na Europa.
Avrupa, Güney Amerika, Asya, hepsi bir arada tek bir parça üzerinde.
Europa, América do Sul e Ásia, tudo numa só dentada.
Tabii tabii, önce Avrupa'yı gezin.
Não, não, visita a Europa antes.
- Ben meşgulüm.
Explorar a Europa
- Avrupa'da çalıştım. Viyana. - Gerçekten mi?
Trabalho na Europa, principalmente em Viena, por agora.
Yakaladık seni.
Apanhámos-te! Envia essa foto da face para todos os polícias na Europa.