Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ F ] / Faca

Faca перевод на португальский

44,023 параллельный перевод
Bıçağım cebimde.
A minha faca está no bolso.
Bıçağa ihtiyacınız olmayacak.
Não precisará da faca.
Bıçağı severim.
Eu gosto da faca. Leve esta.
Bu bıçağı nereden buldun?
Essa faca, onde a arranjaste?
- O bıçağı senin yaşındayken bana babam verdi.
O meu pai deu-me essa faca - quando tinha a tua idade.
O bıçağı sana vermemi ister misin?
E se eu te desse essa faca?
Jim Bowie. İsmi sonradan bir bıçağa verildi.
O Jim Bowie, tem a faca em honra dele.
Mac, bıçağı var!
Mac, ele tem uma faca!
Ben de ise yedi santimlik lanet bir bıçak var.
Tudo o que tenho é uma porra de uma faca de três polegadas.
Bıçağı vardı.
ele tinha uma faca.
Kelly geldi, onunla mücadele etmeye çalıştı ama bıçağı vardı.
- O Kelly veio cá fora, ele tentou enfrentá-lo, mas ele tinha aquela faca.
Özür dilemeye geldiğini sanmıyorum.
Ele tinha uma faca, não acho que ele vinha pedir desculpa.
Onun bıçağı senin arana girmek zorunda kalan bendim.
- Não? Fui eu quem se teve de se meter entre ti e a faca dele.
Demek Dedektif Blackstone terapiye gittiği için karısını dövdü kızınızı dövdürttü, arkadaşınızı ve sizi rahatsız etti ve sizi dövdü.
Então Blackstone Detective Foi espancado porque sua esposa foi para a terapia Uma faca o atingiu
Courtney, Glaser, Jones.
Armado com uma faca e arma, atacou... Courtney, Glaser, Jones
- Senden bir şey istiyorum.
- Preciso que me faça um favor.
Sanırım öyle
Talvez também faça.
Lütfen öyle yapın.
- Por favor, faça isso.
Rufus... Seni o kadar iyi tanımıyorum. Ama son iki gündür, hapishaneden kaçmamıza yardım ettin.
Rufus, não te conheço assim tão bem, mas, nos últimos dois dias, ajudaste-nos a fugir da cadeia, ameaçaste um nazi com uma faca e retiraste uma bala da minha barriga sem vomitar.
Uzaya gittiğin için ben teşekkür ederim. Ne yaparsam yapayım.. .. annem için bir hayal kırıklığıyım.
Obrigado por teres ido ao espaço, não importa o que faça a minha mãe estará desapontada comigo.
Boca Raton'da avukatlık yapmak böyle birşey olmalı kastetmediğin şeyleri söyleyerek ve.. .. söylemediğin şeyleri kastederek.
Deve ser assim que aplicas a lei em Boca Raton, ao dizer coisas aleatórias sem dizer nada que faça sentido.
Bavulları topla, şoförü ara.
Faça as malas, chame o chofer.
Sakın bir psikologla psikoloji yarışına girme, Brown Hanım.
Nunca faça jogos psicológicos com uma psiquiatra, Miss Brown.
Lütfen bir daha böyle yapma.
Por favor, não faça isso outra vez.
Anthony böyle bir şey yapabilecek bir adam değil. Böyleleri asla kendilerini belli etmezler.
O Anthony não é alguém que faça aquelas coisas.
Bu gece, seks yapsam iyi olur.
É bom que faça. Já passaram 14 meses.
- Yapmayın efendim.
Não faça isso, senhor.
Hadi ama..
Tudo o que faça é culpa minha.
Viskiden alacağım zevki durduracak bir şey diyeceksen hayır.
Não se disseres alguma coisa que me faça parar de desfrutar deste whisky.
Takımdan birinden, benim yapamayacağım bir şeyi yapmasını bekleyemem.
Eu não posso esperar que alguém da minha equipa faça algo que eu não faria.
Beni pişman etme.
Não me faça arrepender.
Doktorun işini yapmasını bekleyeceğiz.
Esperamos que o Toby faça o que tem de fazer.
Belki de yaptığı şey sadece sana kendi gerçek aşkını göstermektir.
Talvez seja isso que faça? Nos mostre o nosso verdadeiro amor?
Fakat sizin durumunuzda belki bir istisna yapabilirim.
Mas no vosso caso, talvez faça uma excepção.
Hayatını yeniden düzene sok. Şu an olduğun iyi insan gibi.
Faça a sua vida inteira novamente, como a pessoa boa que você é.
Ne yapayim?
O que queres que faça?
Kendimle ilgili is yapmami seviyor.
Gosta que faça trabalhos sobre mim próprio.
Bu sey degil herhalde... Bir olta atayim da bakayim...
Isto não é como pedir ao Tom que faça algo indecente e ver o que...
Benden ne isterseniz yaparım.
Vou fazer o que vocês precisar que eu faça.
Hayatını yeniden düzene koyarsın.
Faça sua vida inteira outra vez.
Ya yap ya da kılını kıpırdatma.
Faça isso, ou não faça nada.
Bu arada sakın bir aptallık edeyim deme.
Nesse meio tempo, não faça nada de estúpido.
Ne yapmamı istiyorsun?
O que quer que eu faça?
Yani seni daha iyi hissettirmemi mi istiyorsun?
Então, queres que eu te faça sentir melhor?
- Sonra karanlığa ol dedim.
- Então eu disse : Que se faça a escuridão. - * é melhor cortares * é melhor cortares a respiração esta noite
- Öyleyse onu telefona ver.
- Faça-me falar com ele.
Siz dönün!
Faça o que eu disse!
Bir yere git ve benden haber alana kadar orada kal.
Deve saber! E faça o que eu estou dizendo a você.
Ne gerekiyorsa yaparım.
Você sabe, eu vou fazer o que você precisa que eu faça
Hey, bıçak ne iş?
Para que é a faca?
Seni vazgeçirmeyecek bir cevap düşünüyorum.
Estou a tentar pensar em algo que não te faça mudar de ideias.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]