Fait перевод на португальский
33 параллельный перевод
Karnım çok fena ağrıyor.
Mon estomac me fait si mal.
Bay Winthrop, öncelikle söylemek istediğim, biz, konsolosluk olarak buna bir an bile izin vermeyiz, asla, ama suç ortağı olmakla suçlanıyoruz. - Bu konuda yapabileceğimiz hiç bir şey yok.
Winthrop, deixe-me dizer-lhe que nós aqui, na Embaixada, nunca nos deparámos com nada semelhante, mas fomos confrontados com um fait accompli, não há nada que possamos fazer.
Ona da emrivaki yapmış olacağız.
Também ele se deparará com um fait accompli.
C'est fait accompli, mais non?
Está feito, concluído, não está?
- Sağlığına.
"Ça ne fait rien."
Bay Fait, Oradasınız biliyorum.
Sr. Fait, sei que está aí.
Çok tehlikeli olabilirim Bay Fait.
Posso ser um homem bem perigoso.
Çok zorladınız, Bay Fait.
Complicou as coisas, Sr. Fait.
- Taşlarımı istiyorum Bay Fait.
- Quero as minhas pedras, Sr. Fait.
Tony Fait. Bu kadar yolu eski dostu Jump için gelmiş.
O Tony Fait veio de longe para visitar o seu velho amigo Jump.
Tony Fait?
Tony Fait?
Kodes sex'i hoşuna gidecek, Fait.
- Caiu pelas escadas... Aproveita o sexo na prisão!
Şu anda, Anthony Fait olarak tanımlanan adam polis tarafından kovalanıyor, Los Angles sokaklarında hızlı bir kovalamaca yaşanıyor.
Neste momento, um homem identificado como sendo Anthony Fait foge a alta velocidade da polícia no centro de Los Angeles.
Uzun zamandır düşünüyorum da Shaquille O'Neal da olabilirdi.
Também tenho pensado no Fait. Para ele escolho o Shaquille O'Neal, o melhor jogador de sempre da NBA.
- Oldu bitti.
- Fait accompli.
Mais qu'est-ce que cet homme t'a fait
Aquela que eu amarei mais do que ninguém
Ara veriyoruz.
- On fait une pause?
Ben Said, onun oğluyum.
Eu sou Fait, seu filho.
Fransa ile yapılacak antlaşma, Parislilerin deyimiyle, A fait accompli.
O tratado com a França é, como dizem os parisienses, "un fait accompli". ( um facto consumado. )
Sonuçta fait accompli oldu.
O que se seguiu foi o que se esperava.
Ben de ona dedim ki, "je crois que c'est l'homme qui fait Les chez d'oeuvres."
Então eu disse-lhe, "Creio que é o Homem que faz as obras-primas."
Üzgünüm bayanlar iş işten geçti.
- Desculpem, senhoras. Le jeux sont fait.
Fait Accompli'nin bateristini tanıyorum.
Conheço o baterista dos Fait Accompli.
Sahtekarlara ayıracak vaktim yok.
- Não tenho tempo para "fait-divers".
Bunu Kral Henry'ye bir emrivaki olarak sunmak istiyorum.
Posso apresentar isto ao Henry como um fait accompli.
"Emrivaki."
Um fait accompli.
Bir fait accompli durumu.
Um fato consumado.
Şey... fait accompli derken...
Um fato consumado...
Oğlun menfaat sağlamak için çekinmeden ismini kullanıyordu. Ve işi devralışı olmuş bitmiş gibi davranıyordu.
o teu filho esteve ocupado a trocar o teu nome por favores e a agir como se a sua ascensão fosse un fait accompli ( N.T. : facto consumado ).
- Ne fark edecek?
Et quelle différence cela fait-il?
Haiti'de ça se fait comme ça.
Isto faz-se assim no Haiti.
It made him laugh. ( Ca l'a fait rire )
E isso fê-lo rir-se
Oldu bittiye getirmek istedim.
Queria mostrar um fait accompli.