Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ F ] / Fantastik

Fantastik перевод на португальский

638 параллельный перевод
Ülkenin ekonomik sıkıntılar yaşadığı ve sosyal huzursuzluk tehlikesi geçirdiği bu günlerde davalının amaçladığı gibi tuhaf, fantastik ve gerçek dışı bir planın uygulanması atlatamayacağımız karışıklıklara yol açabilir.
Num momento em que o país enfrenta dificuldades económicas e corre o perigo de uma onda de agitação social, a realização de um plano estranho, fantástico e impraticável do arguido é susceptível de causar uma perturbação que deixará sequelas.
İnsanlar Frankenstein hakkında hep fantastik öyküler anlattı... Şimdi kesinlikle doğru olduğuna inanıyorum.
Todas as histórias fantásticas que contam sobre ele em Frankenstein, creio agora que são totalmente verídicas.
Diğer tarafın yazarları fazla fantastik oluyor.
Os escritores do outro lado têm muitas frescuras.
Bir insanın yapabileceği en fantastik cinayet.
O melhor homicídio jamais cometido.
Bu da onu trende öldürdüğü, veya daha fantastik şekilde, başka yerde öldürüp cesedi raya koyduğu anlamına gelir.
O que significa lhe matar no trem ou, e isto é o melhor, lhe matar em outro lugar e lhe colocar nos trilhos
Fantastik Keyes, hatta biraz fazla fantastik.
Muito inteligente, mas possivelmente muito ardiloso.
- Burası çok fantastik bir yer.
- É um sítio fantástico, este.
Yani siz şimdi daha önce hiç görmediğiniz bir kadının tıpatıp tablosunu yapmanızın hayal edilebilir en şaşalı fantastik tesadüf olmadığını mı söylüyorsunuz?
Você pretende que não é coïncidência a mais fantástica coïncidência que... você tenha pintado uma mulher parecida com alguém que nunca viu?
Bu onun hikayesinin en fantastik bölümü.
É o episódio mais fantástico... da sua história!
Fantastik.
Obrigado!
Yazdıkları fantastik kurgu olarak değerlendirilmişti ama çoğu gerçeğe dönüştü.
O que escreveu foi considerado como ficção científica... mas muito passou a realidade.
Bu beyefendi, imkansız değil, ne kadar fantastik gözükse de.
Isso, senhor, não é tão fantástico e impossível como parece.
- Fantastik!
- Fantástico.
Fantastik armağanlar.
Prémios fantásticos!
Fantastik armağanlar.
Três aros. Vejam estes prémios fantásticos.
Fantastik ödüller.
Há prémios fantásticos.
Fantastik. Ne zamandır Devon'dasın?
- Há quanto tempo está em Devon?
Gerçekten fantastik bir şey ve çalmak için iyi bir fırsatım var.
É uma coisa mesmo fantástica, e eu estou em boa posição para a roubar.
- Tarifi mümkün olmayan bir hilkatin çoğunlukla oğlum Sebastian'ın nezih kişiliğine karşı çirkin saldırılarla şekillenen fantastik hezeyanları ve manasız sözleri.
- Alucinaçöes e conversas de uma natureza inenarràvel. Sob a forma de hediondos ataques sobre o carácter moral do meu filho Sebastian.
- Fantastik bir kadındı,..
- Uma tarada! - Uma mulher de respeito.
Onun beyin ürünü, cam burunlu fantastik ve şaşırtıcı atom denizaltısı, şimdi Kuzey Kutbu'nun buzları altında son testlerini yapıyor.
O seu projecto dum fantástico submarino atómico de espantosa proa de vidro, é submetido aos testes finais sob os gelos do Pólo Norte.
Romalılar banyolarım hizmetçilerim ve ahlakım hakkında fantastik hikayeler anlatıyorlar.
Os romanos contam histórias fabulosas do meu banho e das criadas e da minha moral.
Kesinlikle fantastik!
É absolutamente fantástico!
Tam sessizlik, bayanlar baylar. Sessizlik sağlansın ki ben de fantastik gösterimi yapabileyim.
Silêncio absoluto, damas e cavalheiros, para que eu possa exercer... a força da minha fantástica vontade.
Fantastik.
Fantástica.
Fantastik! En ince sınırına kadar elle yapılmış,
Feito à mão com toda a paciência, microvisão, um laser de nanopulsação.
Fantastik aletin, kapatma düğmesi yok!
Bela máquina! Não se pode desligar!
O, yaklaşık beş yıl önce tıp dünyasının mutlak hiddetine sebep olan insan beynini nakletmek gibi bazı fantastik ve şeytani görüşlere sahip olan bir doktor.
É o doutor que causou uma enorme polémica no mundo da medicina há já cinco anos, com uma ideia tão fantástica e demoníaca acerca do transplante de cérebros de pessoas.
Çok fantastik bir kadın. Ve benim gibi kız kurusu.
uma bela dama como eu.
Yalan olmak için bile çok fantastik.
É muito fantástica para ser uma mentira.
Bunun biraz fantastik görüneceğini biliyorum ama diyelim ki Manchechk solucan deliği hakkında yalan söylemiyordu.
Está bem, sei que isto vai parecer fantástico, mas... vamos dizer que o Mancheck não mentia sobre o atalho transponível, e que, de facto, foi a origem do "Andrómeda".
Fantastik kutsal arkadaşımız da şimdi teşrif etti.
Chegou o sujeito que é santo.
Fantastik.
Fantástico.
Phibes karanlıkta 3 yıl yattı. Ta ki ay gezegenlerle aynı hizaya gelip mabet üzerindeki altın ay üzerinde parlayıp hayat darbelerini fantastik bir şekilde vuruncaya dek.
Phibes estava na escuridão por três anos... até que a lua estava alinhado... com planetas eternas... y sobre a lua brilhava dourado cripta... pulsando com vida.
Fantastik!
Fantástico.
Kahretsin, bu fantastik birşey.
Merda, é fantástico.
- Fantastik!
- Formidável!
Fantastik!
Fantástico!
Ben, çok üzgünüm, ama bu çok fantastik.
Desculpe, mas isto é fantástico.
"Gezegenimiz Ygam'ın tek bir uydusu vardır : "... Fantastik Gezegen.
O nosso Planeta Ygam tem um satélite... o Planeta Selvagem.
Haydi, Fantastik Gezegene dua edelim.
Rezemos ao Planeta Selvagem.
Esas hedefimiz Fantastik Gezegen'e gitmekti.
Mas era ao Planeta Selvagem que queríamos chegar.
Fantastik Gezegen'de yaşayıp yaşayamayacağımızı görmeliyiz.
para ver se podemos viver no Planeta Selvagem.
Fantastik Gezegen bizim gezegenimiz olacaktır, çocuklarımız için güzel bir dünya.
O Planeta Selvagem será o nosso planeta... um mundo das nossas crianças.
Traaglar meditasyon kürelerini, Fantastik Gezegen üzerinde diğer galaksilerdeki varlıklarla buluşmak ve garip çiftleşme ayinleri düzenlemek için kullanıyorlardı.
Graças às Esferas de Meditação, os Traags encontraram no Planeta Selvagem... seres de outras galáxias e celebraram com eles estranhos elos.
"Doğal olan, Fantastik Gezegen... "... Traagların Meditasyonu için kullanılıyor.
O satélite natural, o Planeta Selvagem, está reservado para a meditação dos Traags.
Demek istediğim, öyle fantastik bir şey ki... Böyle bir şeyin gerçekten olabileceğine inanmak için... insanın aklının yerinde olmaması lazım.
"O episódio é tão fantástico, mas ele desafia a sua imaginação a acreditar que uma coisa dessas podia acontecer!"
Korkularım absürt, fantastik duruyordu.
Os meus temores pareciam absurdos, fantásticos.
Fantastik ödüller.
Prémios fantásticos.
Şu Galyalılar gerçekten fantastik, Alexandria'ya varamamalarına rağmen...
Aqueles três Gauleses são mesmo fantásticos, no entanto ainda não chegaram a Alexandria.
Sadece fazla fantastik.
Está bem.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]