Flam перевод на португальский
298 параллельный перевод
Cathy, ellerin zayıflamış.
Cathy, que desperdício...
Zayıflamışsın.
Estás a perder peso.
Pepe, zayıflamışsın.
Pepe, estás mais magro.
Hiç zayıflamışa benzemiyorsun.
Não pareces ter perdido peso.
Zayıflamışsın.
Estás magro.
Zayıflamışsın, Gaby.
- Parece magra, Gaby.
Çok zayıflamışsın.
Estás tão magrinha.
Çok zayıflamış.
Tão magrinha.
Ne kadar zayıflamışsın.
Estás magrinho.
- Böylece, güvenlik zayıflamış olacak. Ben ve dört kişi at sırtında... Hop, hop, hop düzlüğü geçip değirmene ulaşacağız.
Assim que escurecer eu levo quatro cavaleiros comigo... escalamos em silêncio até ao moinho...
Havanızın şu ana kadar bayağı zayıflamış olması gerek.
O vosso oxigénio já deve estar muito rarefeito.
Ve nihayet, İsa çarmıha gerilirken,.. ... inancı biraz zayıflamıştı.
e que, quando estava aos pés da cruz, a sua fé enfraqueceu um pouco.
Zayıflamışsın.
Estàs mais magro.
Zayıflamışsın.
Estás mais magro.
Açık konuşalım, Don'a çok saygı duyuyordum, huzur içinde yatsın... Ama, artık zayıflamıştı.
O Don - que descanse em paz - estava a ficar velho.
Zayıflamışsın.
Estais mais magro.
- Biraz zayıflamış gibi duruyor.
- Parece um bocado escanzelado. - Certo.
Artık iyi görmüyorlar, refleksleri zayıflamış, güçleri azalmış.
Falha-lhes a vista, têm poucos reflexos e a sua força já é escassa.
Hani bu yolu ezbere biliyordun? Hafızan biraz zayıflamış.
Se conhece o caminho de cor, teve uma falha de memória.
Son günlerde o kadar zayıflamıştı ki onu kolayca kaldırabiliyordum.
No fim já não pesava nada, eu levantava-o da cama!
Bence yaklaşık 10 kg zayıflamış.
Emagreceu para ai quase 10 kg.
Öyle zayıflamış ki orta siklet gibi görünüyor.
Emagreceu tanto que mais parece um peso médio.
Biraz zayıflamışsınız Bay Beller.
Parece que perdeu peso, Sr. Beller.
Güneş ışığı zayıflamış, eflatun renge bürünmüştü.
A luz estava a ficar púrpura e leve lá fora.
Zayıflamışsın.
Emagreceste.
Zayıflamışsın Catherine!
Perdeste peso, Catherine!
Hafızan zayıflamış senin.
Tens a memória curta.
Zayıflamışsın.
Estás muito magro.
Tedavi yüzünden koku alma duyun zayıflamış...
Com esse tratamento até perdeste o olfacto.
Sabırsızlıkla bekliyordum. Güzel bir işim, muhteşem bir eşim ve 10 kilo zayıflamıştım.
Tinha um óptimo emprego, um marido fantástico e perdera cinco quilos.
Zayıflamış görünüyorsun.
Pareces magra.
- Neden biraz zayıflamıyorsun?
- Porque é que não emagreces?
Gücünü korumalısın, zayıflamış görünüyorsun.
Tens que manter a tua força por cima, pareces definhar.
Çok zayıflamış. Teslimat işine biraz ara vermem gerekecek yani.
Abrandou um pouco, por isso vou parar com o serviço de entregas.
Biraz zayıflamışsın evlat.
Pareces meio pálido, filho.
Siz o kadar zayıflamışsınız ki.
Você ficou tão magra...!
Jerry, zayıflamışsın.
Jerry, estás mais magro.
Ne kadar zayıflamışsın.
Como estás magra.
Zayıflamış mıyım anne?
Estou com bom aspecto?
Bana zayıflamışsın gibi geldi.
Estás com óptimo aspecto.
- Baba, ne kadar zayıflamışsın!
- Pai, está tão magro!
Fay hattının tam üzerindeyiz. Mağara duvarı ağırlıktan dolayı zayıflamış.
A estrutura da caverna foi enfraquecida pela tensão.
ama benim zayıflamış sağlığım, asistanım olmadan onu tamalayabilir miyim bilmiyorum.
Mas com a minha frágil saúde, não estou certo de o conseguir terminar. Sem o meu assistente.
Hafızan zayıflamış. Ya da seçici olmuş.
Estás a ficar com a memória fraca ou bastante selectiva.
Ne? Zayıflamış mıyım yoksa?
Pareço magro ou algo assim?
Seni görevden almayı tercih etmem, ama kararların bir şekilde zayıflamışsa...
Eu não tenho o suficiente para dispensá-la de sua função, mas se seu julgamento foi prejudicado de alguma forma...
Ve dikey çizgileri çok zayıflamış.
E as listras fazem parecer mais magra.
Zayıflamışsın.
Perdeste peso.
Biraz zayıflamışsın.
Acho que emagreceu.
Dolayısıyla havaa savunma gücü giderek zayıflamış ve tükenmişti.
Mas agora, o controle aéreo britânico diminuía e desapareceu.
- Ne kadar zayıflamışsın.
- Estás tão magra.