Flass перевод на португальский
69 параллельный перевод
Yaptığın işte akıl payı yok.
Nada do que fazes demonstra esperteza, Flass.
Ne demek istiyorsunuz, Bay Flass?
Aonde quer chegar, Sr. Flass?
- Flass biliyor.
- O Flass sabe.
Flass, doyurmam gereken çocuklarım var.
Flass, tenho filhos para alimentar.
- Flass, sakin ol!
- Calma!
Adım Flass.
Meu nome é Flass.
Dedektif Flass.
Detective Flass.
- Flass?
- Flass.
Bu bir tarak, Flass.
É um pente, Flass.
Dedektif Flass'in mesaisi bitti, teğmen.
Detective Flass está de folga, tenente.
Flass yapmaz.
Não o Flass.
- Öyle değil mi, dedektif Flass?
- Certo, Detective Flass?
Ve Gordon, İç İşleri'ni Flass'ın üzerine saldı.
E com o Gordon a pressionar os Assuntos Internos para apanhar o Flass...
Flass'ın yeri zor doldurulur.
O Flass será difícil de substituir.
- Bırakın, Flass için ben endişeleneyim.
- Deixe o Flass comigo.
Bana Flass'ı ver, ben de gitmene izin vereyim.
Entregue-me o Flass e eu deixo-o ir embora.
Sana Flass'ı vermesem ve buradan çekip gitsem nasıl olur?
Eu não lhe entrego o Flass e vou-me embora na mesma?
Flass hakkında tek kelime edersen, hayatının beş kuruşluk değeri kalmaz.
Se disser uma palavra acerca do Flass, a sua vida não vale nem um centavo.
Flass sizindir.
Você tem o Flass.
[\ a6] 14 EYLÜL Polis departmanındaki bazı kaynaklar, Dedektif Arnold Flass'ın Jefferson Skeevers'ın uyuşturucu sevkiyatlarına karıştığını tespit ettiler.
Fontes dentro do departamento da polícia revelam que o Detective Arnold Flass foi implicado na enorme operação de drogas de Jefferson Skeevers.
Flass'ın kellesini İç İşleri'ne teslim etmeden önce bana haber vermeliydin.
Devia ter-me informado antes de entregar a cabeça de Flass aos Assuntos Internos.
Skeevers bize nerede, ne zaman ve ne kadar para aldığını anlattı, Flass.
2 DE OUTUBRO Skeevers contou-nos onde, quando e quanto dinheiro você recebeu, Flass.
Polis teşkilatı içindeki yolsuzluk soruşturmasına devam eden Bölge Başsavcısı Harvey Dent... [\ a6] 12 EKİM... önümüzdeki hafta Flass davasıyla ilgili basın konferansı düzenleyeceğini söyledi.
Na sua investigação de corrupção na polícia, o promotor Harvey Dent prometeu uma conferência de imprensa na próxima semana para discutir o caso Flass.
Flass'ın göründüğünden daha akıllı olduğu ortaya çıktı.
Afinal o Flass é mais esperto do que parece.
Flass. Gordon.
Flass, o Gordon.
Gordon. Flass.
Gordon, o Flass.
Cesedin haberini Flass'in bağlantılarından birisi vermiş.
Um dos contactos do Flass falou-lhe do cadáver.
Birkaç yıl önce, Flass ve adamları uyuşturucu satıcılarını yakalamaya ve zula evlerini ele geçirerek onları kendileri yürütmeye başladı.
Há uns anos, o Flass e os homens começaram a deter narcotraficantes. Ficavam com os armazéns deles e geriam-nos eles mesmos. Agora?
Flass ile uğraşırsan Arkham'a geri dönmeyi unut.
Se te metes com o Flass, nem voltas para Arkham.
Bu zula evleri bize Littlefield cinayeti üzerine Flass ile bağlantılı kanıtlar verebilir.
Os armazéns podem dar-nos provas para ligar o Flass ao homicídio.
Donnie ile üzerinde çalıştığın şey var ya hani, Flass olayı.
Aquilo em que tu e o Donny estavam a trabalhar, do Flass...
Flass'i uyuşturucularla veya cinayetlerle bağlayacak hiçbir şey yok elimizde.
Não temos nada que ligue o Flass às drogas ou aos homicídios.
Flass gibi adamlara karşı kelimelerden daha fazlasına ihtiyacın var.
Com o Flass palavras não chegam. Precisas de resultados.
Arnold Flass adında bir narkotik dedektifi hakkında bir şey biliyor musun?
Conhece o detetive dos Narcóticos chamado Arnold Flass?
Maroni uyuşturucu işiyle ilgilendiği için Flass hakkında bir şeyler öğrenebilirsin diye düşünmüştüm.
E como é o Maroni que manda no tráfico de droga, achei que saberia de alguém com provas contra o Flass.
Flass mesaj yollamak için onu öldürdü.
O Flass matou-o como mensagem.
Cinayet silahı ve Delaware'in Flass'i ispiyonladığı kaset.
A arma do crime e uma gravação do Delaware a denunciar o Flass.
Flass buz kıracağını atsın diye ona vermiş.
O Flass deu-lhe o picador para deitar fora.
Arnold Flass.
Arnold Flass!
Dedektif Flass kendini koruyabilsin diye öldü.
Um homem que morreu para o Detetive Flass se proteger.
Defolun gidin. Kes sesini Flass.
Cala-te, Flass.
Arnold Flass, cinayetten tutuklusun.
Arnold Flass, estás detido por homicídio.
Tıpkı istediğin gibi Flass'i ispiyonladım.
Denunciei o Flass como queria.
Arnold Flass, Leon Winkler cinayeti yüzünden tutuklusun.
O Arnold Flass está detido pelo homicídio de Leon Winkler.
Gerçekten bu adamların beni tutuklamana izin vereceğini mi sanıyorsun? Kes sesini Flass.
- Achas que eles te deixam deter-me?
Dedektif Flass'in bir sürü arkadaşı vardı ve ortağın onu cinayetten tutukladı.
O Flass tinha muitos amigos, e o teu parceiro prendeu-o por homicídio.
Flaşsız, bu adamı birkaç saniye kıpırdamadan tutmalısın.
Sem o pó de flash tens de conseguir que este tipo fique parado uns segundos.
Doğru çektiğimizden emin olmak olmak için... birtane flaşlı çekerim, bir tane de flaşsız.
Tiro uma com o flash e outra sem... para certificar-me que sai bem.
Flass narkotikte çalışıyor.
O Flass é dos Narcóticos, daí estar tão brilhante.
Flass korunuyor.
O Flass está protegido.
Penguen, buraya gel.
- Cala-te, Flass!