Frango перевод на португальский
3,505 параллельный перевод
Tamam mı? Burada bahsettiğim bütün parayı fazladan doldurulmuş tavuk göğsü alabilirim.
Com tudo aquilo que dei, achei que ia comer mais do que peito de frango recheado.
Tamam, sana şunu söylemem gerekiyor bu hazır yemek servisleri, onlar 30.000 dolar verdim, bir tavuk göğsü alacağım.
É que estes serviços de catering... Eu dei 30 mil dólares, e recebo peito de frango.
Bu adam 500 dolar bile vermedi, ama tavuk göğsünü aldı. Ben ne alıyorum, doldurma mı?
Aquele tipo deu 500 e também tem peito de frango.
Hayatımda yediğim en iyi peynirli tavuğu o yapmıştı.
Ele faz o melhor frango à parmegiana que já comi.
Fırında tavuk vardı unuttum.
Deixei frango no forno.
Git elini yüzünü yıka ve kız kardeşini tavuk soğumadan önce bul getir, olur mu?
Que tal ires lavar as mãos e procurar a tua irmã? - Antes que o frango fique frio.
Pilici pişirmeğe devam et Birazdan dönerim
Continue a cozinhar o frango eu estou de volta daqui a pouco
Tavuk güzel ve yumuşak olmuş.
O frango está muito bom e tenro.
San Francisco'dan gelen lezzet. Tavuklusu da çıktı...
A companhia aérea de low-cost agora com um novo menu de frango.
Swanson tavuklu tartımı yiyip üstüne klavye temizleyici çekerim, neler olur bakarım diyordum.
Não sei. Estava a pensar em comer frango congelado, e depois... snifar detergente e ver no que dá.
Asıl ben çok teşekkür ediyorum, Phil. Somon balığı olsun, biftek olsun, tavuk olsun, karides olsun.
Oh, não, Phil, muito obrigado pelo salmão... e pelo bife, o frango e o camarão.
Nijerya'da McDonalds'a gidip Chicken McNuggets sipariş edebilirim. Isırdığımda tadı nasıl olacak biliyor musunuz?
Posso entrar num McDonald's na Nigéria, pedir nuggets de frango e quando trincar sabem qual vai ser o paladar?
Aferin, çok iyi iş çıkarmışsın!
Nota 10. Ganhaste um jantar de frango.
- İki tavuklu sandviç.
Duas sanduíches de frango.
Lütfen onun ünlü bir tavuklu waffle şefi olduğunu söyleyin.
Digam-me que ele é um chef de waffles de frango, por favor.
Hey, bu organik tavuk, değil mi?
É frango biológico, não é?
Sanki tavuğun göğsüne 40 kağıt harcayacakmışım gibi.
Como se eu fosse gastar 40 dólares num peito de frango.
Tavuğu lokumluk parçalar halinde kes. Doğru.
Cortar o frango em pedaços pequeninos, certo.
Tavuk çok lezzetli.
Este frango está delicioso.
Kızarmış tavuk parçalarını hala seviyorsun değil mi?
Ainda gostas de frango assado?
- Umarım ona elbiseler dışında da yemek vermişsindir.
Frango com passas é o seu prato favorito.
Sonuçta tuna, denizin tavuğu sayılır.
É frango do mar.
Bu da aptalca, kimse tavuk köftesi yemez ki.
Mas isso é uma estupidez! Ninguém come rolo de frango!
Sana tavuk çorbası getirdim. Benim için mi?
Trouxe um pouco de sopa de frango.
Tavuk ve waffle isteyen var mı?
Quem quer waffles e frango? !
Adam ne bir soylu nede tavuk olmadığına göre kimlik bilgisini alıp yaşını öğrenmek çocuk oyuncağı olmalı.
Já que não é da nobreza nem é um frango, conseguir a identidade e a idade correcta vai ser fácil.
Sadece kanat mı yoksa pirzola mı pişmesi gerektiği konusunda anlaşamadılar.
- Mas houve um desentendimento sobre servir frango ou costeletas.
Yorgun bir piliç olacağım.
Estou a ficar cansada de frango.
Eğer onlarla flört edersem, daha çok şey alıyorlar, bu da demek oluyor ki.. daha çok para kazanıyorum, ve bu piliçe akşam yemeği için birşeyler pişir.
Se eu os seduzir, comprarão mais, o que significa que ganho mais, e tu podes cozinhar outra coisa que não frango para jantar.
Şu tavuğu bitir ve biraz uyu.
Acaba de comer esse frango e vê se descansas.
Hafta sonunu Şikago'da derisiz tavuk göğsü yiyerek geçirdim.
Passei a semana em Chicago a comer peito de frango.
Acı soslu tavuk göğsü.
Peito de frango, com molho picante.
Kanat hoşuna gider mi?
- Gosta de asinhas de frango?
Aman Tanrım, tavuk çok güzelmiş.
Meu Deus, adoro este frango.
Tavuğu az pişirmekle.
Acusados de cozinharem mal o frango.
Peki ya tavuklu börekleri?
- E o empadão de frango?
Peki ya...
- Mas o frango assado?
Gerçekten mi?
- Ia fazer frango com parmesão.
Tavuk kokusunu alıyor musun?
Sentiste cheiro de frango?
Bu tavuk değil.
Isto não é frango.
Yemekte kızarmış tavuk ve patates, tatlı olarak Taşlı Yol... ve istek üzerine çikolatalı pasta.
O jantar é frango assado com batatas e a sobremesa é gelado de chocolate e o bolo de chocolate que querias.
Sevdiğin o tavuğu yeriz diye düşündüm.
E achei que podíamos comer aquele frango de que gostas.
Oraya, yere otururdu tavukların kesip inceleyip birilerinin hayatını kurtarıyormuş gibi farz ederdi.
Ela sentava-se no chão mesmo ali, e dissecava um frango e fingia salvar a vida de alguém.
Sana tavuk göğsü öneriyorum, seni ahmak!
Estou a oferecer-te peito de frango, seu mamocas!
Erimiş peynir ve yağ dilimli iki büyük turta üç düzine kanat iki litrelik kola ve bir kâse kızarmış tavuk yağı getirdim.
Eu tenho duas tortas grandes crosta cheia de manteiga, queijo Três dezenas de asas com molho extra, dois litros de Coca-Cola, e encerram frango frito.
Güveçte tavuk. Hatırlamışsın.
Tajine de frango com coentros, lembrou-se.
Tavuk da aldık ya.
E pelo frango panado.
Ve tavuk için.
E o frango panado.
Tavuk göğsü hazır.
Peito de frango.
Tavuğa dikkat et lütfen.
Fica de olho no frango, por favor.
Evde seni bekliyor, ocağında yemekle seni bekliyor.
Frango, acho eu.