Front перевод на португальский
153 параллельный перевод
Piedmont'un cepheye gidecek birlikleri için ayrılık öncesindeki veda balosu.
A despedida do Piedmont a data da partida de sua quota de tropas para o front.
Elsie halasının Washington'daki evine döndüğünde babasına, kardeşlerinin cepheye gittiklerini söyler.
Elsie, a sua volta a casa de sua tia em Washington, conta a seu pai a partida de seus irmãos para o front.
Ben Cameron cephedeyken evden bir mektup alır.
Ben Cameron, no front, recebe uma carta de sua casa.
All Quiet on the Western Front'ı okudun mu?
Já leste All Quiet on the Western Front?
Bu adamları McKay'e yürütemezsin. Sadece üç saat dinlendiler.
O senhor os fez voltarem a pé do front em Guadalcanal... só para provar ao Exército que é durão.
Adamları huzursuzluk çıkarıyor.
O bando cria problemas na Front Street.
Bartek bugün neredeyse ön cephedeki pozisyonunu terk ediyordu... sanki küçük pisliğin gidecek başka yeri var.
Bartek quase abandonou o front hoje. Como se tivesse para onde ir.
Ön cephe durulmuştu ve kısa süre sonra... İngiliz kanalından İsveç sınırına kadar uzanan... bazı yerlerde 750 kilometre genişliğe ulaşan... düz bir hat oluşmuştu.
O front, estabilizado, não tardou... a virar uma linha contínua de trincheiras bem sólidas... de 500 milhas de extensão... do Canal da Mancha até a fronteira suíça.
Bu bölgede yakında yapılacak bir saldırı için bir birlik oluşturuluyor.
Um grupo está sendo montado neste front para uma ofensiva.
Sınıra hemen geri dönmemiz için emir geldi.
- Sim? Temos ordens para voltar ao front imediatamente.
- Burada neler dönüyor böyle?
- Que jogada nos deram! - Estamos no front?
Bizi cepheden çok uzakta bıraktılar çavuşum.
Nos deixaram muito longe do front, meu Sargento.
Sizce şu anda cephede midir?
Acredita que já estará no front?
- Cephede hiçbir şey yapamaz.
- O que quer no front?
Artık cepheden haber alamıyoruz.
Não temos mais notícias do front.
Onun cephedeki arkadaşları kimin umurunda?
Tolice! Que importa sobre seus colegas no front!
Tüm cepheler ilerliyor.
Todo o front estão em movimento.
Manhattan'da Front Sokağı.
Rua Front, na Village.
Kuzenin burada bize katılmanı önerdi ama bence savaşmaya dönmek için heyecanlanıyorsundur.
Seu primo me sugeriu que fique conosco, mas suponho que está desejando voltar para front.
Yarın cepheye gidebileceğinizi ya da kahrolası bir Müttefik bombası yiyebileceğinizi bildiğinizden oyalanmazsınız.
Não se perdia tempo. Você podia estar no front no dia seguinte. Ou os malditos aliados jogavam-lhe uma bomba.
This is the second time we've ever played in front of people, man!
Esta é a segunda vez... que nós tocamos em público, meu!
Front Caddesine doğru yürüyor.
Vai a andar em direcção a Front Street.
Let's call her up and take her with you so she can meet this girl... and then you shoot her, right in front of her... so your wife can see what you really are.
Vamos ligar-lhe agora e levá-la contigo, para que ela possa conhecer aquela rapariga e depois podes disparar sobre ela à frente dela. Para que a tua mulher possa ver quem tu és verdadeiramente.
Büyük bir iş, 4942 Front Street'te gerçekleşecek.
Vai haver uma transação ç em Rua Front, 4942.
# Koşarak gelip # kapımı çalma
# Runnin'or # Knockin'on my front door
Burası, sinirlerimizi güçlendirmek için yapılmış bir rehabilitasyon merkezi gibiydi.
Se tornou um tipo de casa de recuperação no front... para relaxar nossos nervos.
Rusya cephesinden buraya yeni gönderilmişler ve anladığım kadarıyla durumları çok kötüymüş.
Acabaram de voltar do front russo... onde parece que estão sendo trucidados.
O zamanlar Kızılderililer hâlâ ormandan gelip Front Caddesi'nin barlarına genelevlerine giderlerdi.
Ainda se viam índios que saíam dos bosques para deambular pelos bares e bordéis da rua principal.
They march out ofthe smoke, and you fire a volley. And the front rank ofthe column falls, and the next rank steps over them, with drums hammering.
Eles marcham fora do fumo e vocês disparam... e a frente da coluna cai... e o grupo seguinte passa à frente, com os tambores a martelar.
Saat 9 : 00 gibi, Seventh and Front'daki kuyumcuyu soyuyordum.
Ourivesaria na Seventh and Front pelas 9 : 00.
# At your front door in the night time
# Na porta da tua casa à noite
Arnavutluk cephesinden bir son dakika özel haberi.
Acabamos de receber imagens do "front" albanês.
Önce, Geo Front'u orijinal halini dönüştürün.
Primeiro o Geofront deve voltar... à sua forma original.
Eva serileri ve Geo Front düzey E'i geçtiler, ve hala yükseliyorlar.
Os Evas em série e o Geofront aproximam-se da camada E... e continuam a subir!
Bütün birimlere. Hedef harekete geçti.
Vai a correr para Front and Pearl.
All the fiine, immoral bitches out in front of that place and we gotta get the one Jesus freak?
Uma clinica cheia de gajas imorais sem princípios... e calhou-nos uma fã de Jesus Cristo?
Bırakın kimsenin neler olduğunu bilmediği cephelerdeyken harika silahlardan ve son zaferden bahsetsin.
Não fala nada além de de armas maravilhosas e de vitórias, e na verdade ninguém sabe o que se passa no front.
Biz cephedekilerin neler olduğunu bilmiyormuşuz.
Ouviu, Lilly? No front não temos nem idéia do que se passa.
- Doğu cephesinde.
- No front oriental.
- Animal Liberation Front'un kısaltıImışı.
- Frente de Libertação dos Animais.
"Ben sadece bir kızım Bir erkeğin önünde durmuş beni sevmesini istiyorum."
"I'm just a girl... standing in front of a boy, asking him to love me".
"Kadın Özgürlük Cephesi"
"Women's Liberation Front." ( Frente de Libertação das Mulheres ).
Ve 12 dakika "Ön Cephe".
E de 1 2 minutos de "Front Line".
Ana cadde.
- Eu sou da Rua Front.
Rus analarının cephedeki oğullarına gönderdikleri mektuplara bir kulak verin.
Vejam estas cartas enviadas por mães russas... aos seus filhos no front.
General bütün birliklerim karşılarında Alman askerlerini buldular ve hepsi de kanatlarını güvence altına almak zorundalar.
General, o inimigo ocupou todo o front. Meus homens precisam proteger os flancos.
Cepheden haberler.
Notícias do front.
Savaşta ön saflarda mıydınız?
Esteve no front?
Düzgün insanların tiyatroda eğlenmesine izin vermezsiniz zaten.
Um verdadeiro homem estaria lutando no "front"!
4942 Front Street. Saat 21 : 00'de.
No 4942 da...
Öyle zannediyorum ki, önümüzdeki 2 saat içinde teslim almış olacaklardır.
Nossos homens estão indo para o front.