Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ G ] / Goremezsin

Goremezsin перевод на португальский

1,131 параллельный перевод
- Avukat değilsen, göremezsin.
- Nenhum advogado, não vê.
- Tamam canım, bu halinle kimseyi göremezsin zaten..
- Sabemos que não vês nada.
5000 doları göremezsin, ama belki 5000 fasulye görebilirsin!
Não vais ver os 5 mil dólares, mas talvez vejas 5 mil feijões!
Bebeği şimdi görmezsen, bir daha hiç göremezsin.
Vá lá, se não o vires agora, nunca mais o vês.
Göremezsin.
Eles não existem.
İsveç takımının güldüğünü de göremezsin.
E vocês não vêem a equipa suíça a sorrir também.
Onu bir daha göremezsin.
Não podes voltar a vê-lo.
Yarı çıplak kızılderiliyi nasıl göremezsin?
Como é que não notaria um índio meio nu?
Bu canını yakar. Gözünü kapatırsın. Önünü göremezsin.
Como dói, você fica estrábico, tropeça em tudo e leva algum tempo para você se adaptar.
Hiç yakışıklı evsiz göremezsin.
Não vês nenhum giraço desalojado.
Onu göremezsin.
Não, não podes vê-lo. Não vais voltar a vê-lo.
İtalya'da bile bunu göremezsin.
Nem em Itália tens isso.
Göremezsin, ama hissedebilirsin.
Não a podes ver, mas podes senti-la.
Onu şimdi göremezsin.
Mas não pode vê-lo agora.
En kötüsü de onları bunu yaparken göremezsin.
O pior é que não pode ver como o fazem.
Yapamayacağımdan korkuyorum. Gelmezsen beni bir daha asla göremezsin!
"Não me verá nunca mais."
Etrafında olanlardan korkmayla meşgulsen,... yukarıdakilerin neler yaptığını göremezsin.
Se estiveres distraída pelo medo daqueles que te rodeiam... isso evita que te apercebas das acções daqueles que estão acima de ti.
Hiçbir şey göremezsin. yat uyu şimdi.
Não podes ver nada!
Elmasları 1 saat içinde getirmezsen, arkadaşlarını bir daha göremezsin.
Se dentro de uma hora não tiver os diamantes não os torna a ver vivos.
Ben de öyle, ama beni şikayetlenirken, göremezsin.
Eu tampouco. Entretanto eu não me queixo.
Moses'ı bana getir, yoksa kız arkadaşını bir daha göremezsin.
Traga o Moses a minha casa ou não voltará a ver a sua namorada.
Bir adım daha atarsan beni asla göremezsin.
Se der mais um passo, não volto mais aqui!
Hayatın boyunca bu kadar büyük bir parayı göremezsin.
Mais do que verás em toda a tua vida.
"Eğer bunu yaparsan, senin için hazırladığım sürprizi göremezsin."
"Fazes-me isso e não levas a surpresa que tenho para ti".
Bunu her zaman göremezsin.
Isso não se vê todos os dias.
- Onu neredeyse hiç göremezsin. - Neden?
- Quase nunca se vêem.
Fakat onu hiç göremezsin.
Mas você não o verá.
Yarın gel, yoksa hayatını öyle bir karartırım ki bir daha o çocuğu göremezsin.
Esteja lá amanhã senão complico tanto a sua vida... que você nunca mais verá o garoto.
Uyuyamazsın çünkü zorluklardan, sorunlardan yapman gerekip de yapmadığın şeylerden başka bir şey göremezsin.
Não se consegue dormir, e tudo o que você consegue ver são os problemas e os sarilhos... e as maneiras de como a sua vida devia ter corrido mas que não aconteceram.
Bahse girerim bunu hergün göremezsin.
Aposto que não vês disto todos os dias.
Onların 1 kilodan fazla bir şey taşıdığını göremezsin.
Nunca as vês pegar em nada com mais de 1,5 kg.
Onları ikinci sınıf vatandaş olarak göremezsin.
Não os prendias como se fossem cidadãos de segunda.
Ne demek göremezsin?
O que é que queres dizer, não posso vê-lo?
Kurtardığın kadını TVde göremezsin.
Não vai haver imagens televisivas da mulher cuja vida você salvou.
Hayır, göremezsin!
Não, não pode!
Burda ne işin var? Onu gelinliğiyle göremezsin?
Não a pode ver com o vestido.
Ne bebeği ne de Maritza'yı göremezsin.
Não pode ver a Maritza nem o bebé.
O kadar ince keser ki eti göremezsin bile.
- Corta fatias tão finas que eu nem as consigo ver.
Hayır Daniel, haklısın, aslında onu göremezsin, tekliğin kendisini... değil, o kadar büyük bir kütle ki ışığın kendisi bile kaçamaz.
Não Daniel, tens razão, não a podes ver realmente, a singularidade... em si é tão grande que nem a luz lhe pode escapar.
Bundan sonra hiçbir şey göremezsin.
Nunca se vê nada.
"Bir milyon dolar ödemezsen, beni bir daha göremezsin."
"Se não pagares um milhão de dólares, não voltas a ver-me viva."
Ya da bulursun ama... kafan öyle karışmıştır ki göremezsin?
Ou se aparece, mas... mas está demasiado distraído para reparar?
Tam olarak onun sonunu göremezsin.
Não se podia ver onde acabava.
Hayır göremezsin.
Não. Não posso.
Çevrendeki kişileri göremezsin.
Não vimos o que acontece aos que nos rodeiam.
Düştüğünü göremezsin.
Nem percebemos que estamos a cair.
İnsan gözüyle baktığında asla göremezsin bunu
Nunca se poderá ver Por olhos humanos
Dünya gözüyle göremezsin
Nunca poderemos ver Com olhos terrenos
Öyle mi? Önün fişlerden kulelerle doludur. Önünü bile göremezsin.
Montanhas de fichas que até me tapam a vista.
Bunu rüyanda bile göremezsin.
Nem pensar, pinga-amor.
Eğer soruya odaklanırsan yanıtı göremezsin.
Se te focas no problema, não consegues ver a solução.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]