Gospel перевод на португальский
120 параллельный перевод
Dini bir şarkı. Ve onu siz söylemelisiniz.
Um gospel E você devia cantá-la.
Gospel'leri yazabiliriz
Poderemos escrever os Evangelhos
Ve emekli olduğumuzda Gospel'leri yazabiliriz
Quando nos retirarmos Poderemos escrever os Evangelhos
- Sanırım dini şarkılar söylüyorlar.
- Acredito que estão tocando gospel.
Hayır, değil. Dini müzik şarkıcısı.
Não, é uma cantora de gospel.
Altıydı saat, oraya vardığında ve dokuzdu, ruhani müzik başladığında.
Ela chegou às seis e o sitio já estava a abanar Puseram música gospel até ás nove.
St. Louis, Missouri'deki "Kurtuluş Kilisesi'nden"... "canlı yayımladığımız"... ayin şarkılarına yer veren "bu pazarki program sona eriyor".
Termina assim, a Hora de Gospel dominical... ao vivo da igreja Evangélica... na Divina Salvação, em St.
İncil'den bir bölümün Spinal Tap'e göre uyarlanmış hali.
"The Gospel of Spinal Tap" :
- # I work like the devil formy pay...
- * ( gospel coro ) Oh... - * Eu trabalho like o devil formy pagar...
La Onda'nın ilkelerini Billy Graham stiliyle yayacağız.
Vamos espalhar a La Onda à gospel, ao estilo Billy Graham! Sim.
Ben de bir miktar parayı Foursquare Gospel Kilisesi'ne verdim.
Portanto, dei uma boa maquia à Igreja Foursquare Gospel.
Peki "Ağlayan Adam", hiç ilahi söylemeyi düşündün mü?
Então, "Chorão," já pensaste em cantar gospel?
Rahip William A. Dexter, Gospel Misyonu Baptist Kilisesi'nin başıyım.
Reverendo William A. Dexter, Presidente da verdadeira Missão Evangélica da Igreja Batista.
Harikaydı. Rock, salsa, gospel.
Rock, salsa, gospel, todos os estilos.
Gospel'de böyle diyor.
É o que diz o evangelho. Um homem...
Yasal sahibi "Birlik İncil Dostluğu" adında birşey.
Legalmente, o dono é a Unity Gospel Fellowship.
Bunu Harlem-freaking-Gospel Korosu olmaksızın da yapabilirsin?
E a ouvirem o Coro Gospel de Harlem?
Müziğimiz, rock'n'roll müziği temelde asıl veya blues ritmidir.
A nossa música... o rock n'roll, é Gospel ou rhythm and blues.
Yüzüme siyah bir ayakkabı boyası sürüp zencilerin balosuna katılamam çünkü ne bileyim, artık kendimi daha fazla beyaz hissetmiyorum, diyemem.
Eu não posso pôr graxa preta na cara e juntar-me a um coro de gospel, porque, sei lá, já não me sinto tão branco.
Sağ olun, Güneşışığı İlahi Korosu'ndaki kardeşlerim.
Obrigado, irmãos e irmãs do Coro Sunshine Gospel.
Funk, gospel var.
Há funk, gospel.
John'un Gospel'i İsa'nın çarmıha gerilişinden iki kuşak sonra yazılmıştır
O Evangelho segundo São João foi escrito duas gerações depois da crucificação de Jesus Cristo.
Kabul ediyorum ki duyacağınız bazı şeylere inanması biraz güç ama sonradan İncil'in diğer adının gospel yani gerçek olduğunu öğrendim.
Algumas das coisas que vão ouvir parecem um pouco forçadas, admito, Eu próprio achei... Mas descobri mais tarde que o restante 1 / 9 é o Evangelho.
- İlham alıyoruz.
Bom, de certeza inspirada no gospel de certeza.
Yarın gece "Mutluluk Bulutları" adlı bir konser varmış ve belki bir arkadaşınızla gidersiniz diye düşündüm.
Aconteceu que simplesmente ouvi acerca de um concerto de Gospel amanhã à noite, "As Enormes, Enormes Nuvens da Alegria", e pensei que a Srª e um amigo da igreja gostariam talvez...?
Biliyor musun, King Bee, aslına bakarsan, dinî müziği gerçekten çok seviyorum.
Gosto muito de gospel.
En sevdiğim gruplardan biri de, buradan, Houston'dan :.. ... Cecil Shaw Şarkıcıları.
Um dos meus grupos favoritos é de Houston, um grupo gospel chamado "Shaw".
Ray Charles, Houston'ın incisi, Cecil Shaw'u destekliyor.
Ray Charles gosta do grupo gospel Shaw.
Bütün Pazar günü, dinî müzik çalacağız ama şimdi, Ray Charles'tan biraz daha'Çalkala'dinleyelim. K.B., 1. hat.
No Domingo tocaremos gospel, mas agora vamos ouvir mais "Mess Around"!
Cecil Shaw Şarkıcıları'ndan, Bayan Della Antwine.
É a srta. Della Antoine, do grupo gospel "Shaw".
Bu dinî bir şarkı.
- É uma música gospel!
Ama di... dinî... dinî müziği buna dönüştürmek, doğru değil.
Mas não é certo fazer isso com a música gospel.
Bak, ben hayatım boyunca dinî müzik ve blues çaldım.
Toco gospel e blues a vida toda. É o que eu sou.
Daha önce kimse RB ile dinî müziği birleştirmemişti.
Nunca ninguém misturou gospel e blues antes.
Bu söylediğin dinî şarkı!
Isso é música gospel!
Ah, Mary Ann, senden bir aşk şarkısını dinî şarkı duygusuyla söylemeni istesem, ne hissederdin?
E se eu te pedisse para cantar uma canção romântica com um toque gospel?
İyi de, dinî müziğin bütün konusu aşktır zaten, değil mi? Ah, evet.
O gospel tem a ver com amor.
Her ilkbaharda İncil turuna çıkıyoruz.
Fazemos o circuito Gospel todos os anos na Primavera.
Üzgünüm, daha fazla kilise müziği pazarlayamam.
Lamento. Mas já não posso comercializar mais gospel.
Ve bu tür müzik satmıyor.
E gospel como esse não vende.
Sorun müzik mi, söyleyiş tarzım mı?
Então é pelo gospel, ou pela forma como canto?
- Kilise şarkımızı beğenmedi.
- Ele não gostou do nosso gospel.
Eğer beyaz ya da Asyalı olamayacaksam... o zaman üçüncü tercih olarak Afro-Amerikan olmayı isterdim... çünkü hep bir gospel müzisyeni olmayı istemişimdir... ve ayrıca kalçanın büyümesini en az dert edecek olanlar zenci erkeklerdir.
Se não pudesse ser branca e não pudesse ser asiática... então a minha 3ª escolha seria ser Afro-Americana... porque sempre quis ser cantora de gospel... e os homens negros perdoam mais se o teu rabo ficar grande.
Hala Highland plajının Gospel *'inden vaaz veriyorum. ( * 4 İncilden biri )
Eu ainda estou a rezar ao evangelho de Highland Beach.
"İlahî Hafıza Dansçıları."
São as "Memory Gospel Dancers".
Ve şey gibiydi, gospel programı gibi.
E era... como um programa religioso.
Gospel programıyla.
Um programa religioso.
Gospel ortaya çıkmakta olan kilise ve Musevi dindarlığının... gelişimi arasındaki benzersiz bir polemik dönemini yansıtmaktadır.
O Evangelho reflecte um período de polémica sem precedentes e de grande antagonismo entre a igreja que surgia e as convicções religiosas dos Judeus.
- Ayin müziği mi?
Música Gospel.
Nasıl olduğunu bilirsin. Her şey biraz abartılmıştı. Gospel korosu.
o trabalho parece que vai durar muito tempo e sabes que me interessa se é grande coisa algo realista para tratar-se dum tesouro
Bilyor musun, bunu bilip bilmediğinden emin değilim... - arkadaşım Dusty hakkında - - Hey, hey.
Não sei isto sobre o meu amigo Dusty... mas ele aprendeu a cantar gospel em São Quentin.