Günümüzde перевод на португальский
1,079 параллельный перевод
Dünya günümüzde soylu numarası yapan sahtekarlarla dolu, bu düzenbazlar tanınmamazlıklarını fırsat bilip türlü numaralar çekerler. Beğendikleri ilk süslü ismi küstahça takınırlar.
O mundo está cheio de ladrões de títulos, de impostores que, aproveitando a sua obscuridade, usurpam insolentemente o primeiro nome ilustre que encontram.
Günümüzde dünyada çok fazla kötülük var.
No mundo de hoje existe muita maldade.
Günümüzde genç insanlar için her şey çok zor.
Sei que é difícil para um jovem e quero ajudar.
Günümüzde başka bir isim kullanıyorum, adım unutulsun diye.
Casas que se tornaram seus olhos e ouvidos.
Söyleyin o zaman, günümüzde nasıI oluyor bu işler?
Então o que é que funcionaria, hoje em dia?
Cambridge'deki ilk günümüzde olduğu gibi yine ateşli ve heyecanlı.
O Harold está cá. Intenso como sempre. Como no primeiro dia em Cambridge.
Artık geçmişte ya da günümüzde yaşamıyoruz.
Já não vivemos nem no passado, nem no presente.
Ancak, bu üzüntülü günümüzde, şu da bilinmelidir ki bu ölüm, yeni bir hayatın gölgesinde gerçekleşmiştir.
No entanto, é de salientar que, apesar da nossa dor, esta morte ocorre no seio de nova vida.
Barney, Günümüzde dünyadaki karışıklıklar için bilim adamlarının nasıl bir sorumluluğu olabilir?
Barney, que responsabilidade atribuis aos cinetistas pela confusão em que o mundo está hoje?
Cleveland Sokağı'nda günümüzde dahi anlatıla gelen destansı mücadele.
A luta épica que perdura nos contos populares das ruas de Cleveland até aos dias de hoje.
Günümüzde gençler nasıl diyor?
Que dizem os jovens hoje?
Şanslı günümüzde olabiliriz belki.
Nunca se sabe. Podemos estar em maré de sorte.
Günümüzde, evrenin en değerli maddesi melanj baharatıdır.
Neste momento, a substância mais preciosa no Universo é a Especiaria Melange.
Bu ilkelere göre yaşayan insan sayısı günümüzde artık fazla değil.
Hoje em dia só pouca gente rege a vida por um código.
Bütün problemler ve endişelerden sonra denizdeki ilk günümüzde, savaşın ortasında olmamıza rağmen sanki tatlı bir zevki hissediyorduk.
Depois de todos os problemas e preocupações em terra... o nosso primeiro dia parece um agradável cruzeiro no meio da guerra.
Bence günümüzde politika korkunun sesi olmalı.
Sabe, acredito que a política hoje em dia não pode ser mais que a voz do horror.
Günümüzde çok güzel peruklar yapılıyor.
Já viu as perucas sofisticadas que existem actualmente?
Bizi iyi günümüzde yakaladın.
Apanhou-nos num dia bom.
Açılış günümüzde bir piyanoyu satmayı başardık.
No dia em que abrimos, conseguimos vender um piano.
Günümüzde kadınların çoğunun ne haltlar karıştırdığını bilemezsin.
Com uma data de miúdas hoje em dia não se sabe.
Ama hayaller günümüzde çok pahalı.
Mas os sonhos nunca são baratos.
Bir şeye inanmışsın. Günümüzde enderdir... ama elektrikli kızlardan çok sevilebilir.
Acreditas em algo... o que é raro nestes dias... mas há muito mais para amar do que cabos quentes.
Günümüzde, Santa Barbara, California'da yaşıyor.
Hoje, vive em Santa Barbara, Califórnia.
Ama günümüzde bu konuda iş bulmak zor ama çitlerin de sanat eseri olmaması için sebep yok, değil mi?
Mas não há muito trabalho para nós hoje em dia. Mas não há nenhuma razão pela qual as sebes não possam ser arte, também.
Düğün günümüzde, Hırsızlar Ormanı'nın boşaltılmasını ve tüm sakinlerin tutuklanmasını istiyorum.
No dia do nosso casamento, eu quero a floresta dos ladrões vazia e todos os que lá habitam, presos.
Günümüzde "açık evlilik" denilen şeyden bahsediyorum...
É o que se chama agora "casamento aberto"...
Ahlaki değerlerin yıkıldığı... ve yitirildiği günümüzde... çocuklarımız her gün... boşanma ve ailelerin parçalanması tehlikesiyle karşı karşıyayken... Lenox ailesi gibi bir ailenin hep birlikte mücadele ettiği... o eski günleri hatırlamak bizlere huzur veriyor.
Nesta época de degradaçäo de valores... e de tradiçöes perdidas, em que os nossos filhos säo diariamente expostos... aos perigos do divórcio, da separaçäo e das famílias destroçadas, é reconfortante recordar os dias... das famílias unidas, como os Lenox.
Günümüzde ise saygı adam öldürmekle kazanılıyor galiba.
Hoje têm de disparar para se fazerem respeitar.
Günümüzde erkekler de eşit sayılıyor ve sevişiyor.
Fazem o que? Fazem amor.
Fignon-Hinault düellosu, gittikçe gergin bir hal alıyor. ... aslında günümüzde, bu bir beceri konusu değil...
O duelo Fignon / Hinault está a tornar-se mais intenso de facto, neste dia, não é uma questão de classe...
Bir zamanlar kar Katoliklere yasaktı, ama günümüzde bütün insanlara serbest.
O lucro esteve proibido aos católicos durante muito tempo, mas agora é livre para todos os seres humanos.
Günümüzde yolu bundan daha iyi kavrayan araba bulamazsınız.
O melhor carro a andar na estrada hoje em dia.
Günümüzde hayatta kalmak için para bu kadar önemli olmasa şimdi sahip olduklarımdan başka bir şey istemezdim.
Se hoje o dinheiro não fosse tão importante para sobreviver, não queria nada mais do que já tenho.
Günümüzde dünyanın sorunu da bu değil mi zaten?
Não é isso que está mal no mundo de hoje?
Düğün günümüzde kullandığın yöntemi kullansaydın.
Porque não usaste o método que usaste no dia do nosso casamento?
Günümüzde pek çok gencin hiç saygısı yok.
Muitos jovens de hoje não têm respeito.
Günümüzde uçuş üç saat sürüyor ve iniş, alçak orbitteki bir uzay üssüne benzeyen yere yapılıyor.
Hoje, o voo leva três horas e os aviões aterram no que parece ser uma estação espacial em baixa órbita.
Yangın nasıldı ama? Daha ilk günümüzde.
Aquele fogo foi incrível.
Kitleler için basit gerçeklere dayalı tiyatro yaratmak istiyorlar,... yani günümüzde işe yaramayan tiyatro soyutlamalarına dayalı olmayacak.
Criar um teatro para as massas que se baseie numas poucas verdades, não em abstracções dramáticas cansadas que já não são pertinentes, se é que alguma vez o foram.
Ayrıca günümüzde evlilik şaka gibi.
Além disso, o casamenro, hoje, é uma brincadeira.
Günümüzde petrol tankerlerini yönetmek büyük bir sorumluluk.
Pilotar os petroleiros modernos é uma tarefa de grande responsabilidade.
Bu, günümüzde bir kişinin zekasını ölçebileceğimiz en iyi araç.
É a melhor ferramenta que temos actualmente para avaliar a inteligência das pessoas.
Biliyorsun, öyle ya da böyle umursadığımdan değil ama günümüzde doktorlar inanılmaz şeyler yapıyorlar.
Sabes, para mim é indiferente, mas, hoje em dia, os médicos conseguem milagres! Se estás tentada.
Günümüzde yapılabilenler inanılmaz.
As coisas que eles hoje conseguem!
Günümüzde, bu bölgelere........ sahip olan kişilere ÖZEL DEVRİYE denmektedir.
Os mercadores que quisessem pagavam estes homens para protecção policial. Hoje, os homens e mulheres que são donos desses distritos são chamados PATRULHAS ESPECIAIS.
Sanırım bu, günümüzde çoğu siyahta olduğu gibi bende de derin izler bıraktı.
De fato, eu penso isto tido um efeito profundo em mim então .. e na maioria de Negroes hoje.
Günümüzde çarşaflarını bırakıp...
Bem, hoje em dia eles negociaram nas folhas...
Aslinda delilik daha ilk günümüzde basladi.
De facto, a loucura começou no nosso primeiro dia.
Günümüzde kadınlar ve erkekler eşit. Öncelikle adım dostum değil, Nathan.
Para começar não me chamo amigo.
Günümüzde ne kadar işsiz var, biliyor musunuz?
Sabem quantos desempregados temos hoje em dia?
Günümüzde yani.
É hoje.